Söndürün sigaraları Mahmut Hoca geliyor…

BAŞAK BIÇAK

basakbicak@gmail.com

Yeşilçam’ın unutulmaz ismi Münir Özkul’u, Mahmut Hoca’mızı, Yaşar Usta’mızı kaybettik… Ardında koskoca bir kariyer bırakan büyük ustayı hatırlayalım mı?

Henüz birkaç gün önce televizyonda denk geldiğim Neşeli Günler’de, “turşu suyu” yüzünden karısından boşanan bir adamın hikâyesini belki yüzüncü kez izlerken, nasıl hâlâ böylesine merakla ve heyecanla seyredebildiğimi düşünmüştüm… “Turşu suyu sirkeyle mi güzel olur, limonla mı” diye Adile Naşit’le didişirken kalplerimizi kazanan Münir Özkul, Türk sinemasının büyük ustalarından biriydi… Sosyal medyada vefat ettiği haberi her yayıldığında yüreğimizi hoplatan, gerçeği öğrendiğimizde ise buruk bir sevinçle andığımız Münir Özkul’u, bu defa ne yazık ki kaybettik… Yine bir sosyal medya yalanı olmasını istediğimiz acı haberi duyduğumuzda ise bu kez tek tesellimiz, çok sevdiği Adile Naşit’e kavuştuğunu bilmek oldu…

SAYISIZ SİNEMA FİLMİ

93 yıl… Sayısız sinema filmi, tiyatro eseri… Koskoca bir ömre ne kadar olursa, o kadar çok Mahmut Hoca, o kadar çok Yaşar Usta sığdıran dev bir isim… Sahne tozunu ilk kez 12 yaşında yutan, 21 yıl boyunca Türk tiyatrosundaki güldürü geleneğinin en önemli nişanesi sayılan Kel Hasan Efendi Kavuğu’nu taşıyan, sinemaya ise bir arkadaşının ricasıyla üstlendiği figüranlıkla başlayarak, kısa sürede en önemli karakter oyuncularından birine dönüşen Münir Özkul, canlandırdığı rollerle evlerimizin babası, hepimizin korktuğu hocası oldu… Adile Naşit’le birlikte Yeşilçam’ın en sevilen çiftiydi, filmleriyle bize hayat dersi veren ustamızdı… Bizim Aile filmindeki o unutulmaz sahnesinde; “Sen büyük patron! Milyarder para babası, fabrikalar sahibi Saim Bey! Sen mi büyüksün? Hayır! Ben büyüğüm, ben Yaşar Usta...” diyerek nasıl aile babası olunması gerektiğini kanıtladı; Hababam Sınıfı’nda, “Ben tüccar değilim, eğitimciyim!” diyerek nasıl öğretmen olunacağını gösterdi…

AİLEMİZİN BİR FERDİYDİ

Mavi Boncuk, Bizim Aile, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler, Hababam Sınıfı serisi ve daha nicesi… Yıllar boyu filmleriyle evlerimize konuk oldu; ailenin her şeyden üstün olduğunu, sevginin, emeğin her şeyden değerli olduğunu öğreterek, ailemizin bir ferdi haline geldi... Ne O’nu seyretmeye doyabildik, ne de öğrettiklerine… Bir röportajında; “40 sene bu millet beni geçindirmiş, bakmış bana... Demek ki sevilmişim! Bu mutlulukların en büyüğü…” diyecek kadar alçakgönüllü ve vefakârdı aynı zamanda… 40 yıllık sanat yaşantısına doymadığını ifade edecek kadar da mesleğine âşıktı… Yaşar Usta’ydı, Mahmut Hoca’ydı, Büyük Usta’ydı... Yüzünü görünce, sesini duyunca içimizin ısındığı, yüreğimize dokunan oyunculardandı… Şimdi dostlarının yanına doğru yola çıkıyor… Adile’si, Tarık’ı, Kemal’i, Halit’i, O’nu bekliyorlar... Bizse, yine çocukluğumuzdan eksiliyoruz gidişiyle… 2018 yılının ilk Cuma’sı, Kara Cuma oldu bizlere… Önce Münir Özkul’un haberi geldi, ardından Aydın Boysan’ın... Ve nasıl bir tesadüf ki, Münir Özkul’un, İsmail Dümbüllü’den aldığı Kel Hasan Efendi Kavuğu’nu Ferhan Şensoy’a devrettiği gecede konuşma yapan isim, yine Aydın Boysan’dı. Şimdi, ikisi birlikte el ele göçüp gittiler… İnek Şaban, Güdük Necmi, Damat Ferit… Söndürün sigaraları, Mahmut Hoca geliyor…