Sinemanın kaderini bu filmler belirleyecek

BAŞAK BIÇAK

basakbicak@gmail.com

Gelecek hafta gösterime girecek olan Marvel’s Inhumans projesi de gösteriyor ki, çizgi roman uyarlamaları etrafımızı sarmış durumda. Dizi mi yoksa film mi olacağına bir türlü karar verilemeyen, nihayetinde her ikisini de seyircinin önüne koyan yapımcıların bu tavrı, durumun ne kadar vahim hale geldiğini gözler önüne seriyor. 

Birkaç hafta önce yazdığım bir yazıda, çizgi roman uyarlamalarının artan sayısı ve nitelikleri üzerine “Her Hafta Aynı Filmi İzliyoruz” demiştim. Ayrıca, artık beyazperdede karşımıza çıkan pek çok filmden daha güçlü senaryo ve prodüksiyona sahip diziler var ve onlar sayesinde seyirci olarak sinemada bulamadığımızı dizilerde yakalayabildiğimizden söz etmiştim. Neyse ki hala bu durum geçerli ve Game Of Thrones’un son sezonu gibi, çığır açan dizi bölümleriyle susuzluğumuzu bir nebze olsun giderebiliyoruz. Fakat gün geçmiyor ki yapımcılar “dâhiyane” bir fikirle daha karşımıza çıkmasınlar. Marvel evrenine ait Inhumans’ın 

dizi olarak hayata geçirilmesi düşünüldükten sonra, ilk iki bölümünün IMAX formatıyla filmleştirilmesine ve seyircisiyle ilk kez sinema perdesinde buluşturulmasına karar verildi. Eylül sonunda yayımlanmaya başlayacak dizi, önümüzdeki hafta sinemalarda gösterime girecek ve seyirci sanki hiç çizgi roman uyarlaması izlemiyormuş gibi “yeni bir fikir” olarak önlerine konulacak. 

Elbette daha önce buna benzer uygulamalarla karşılaştık fakat artık şunu da sormak gerekiyor: Ne gerek var? Zaten onlarca çizgi roman uyarlaması sinemaları istila etmiş durumda, üstüne üstlük Netflix gibi platformlar veyahut diğer kanallarda birçok çizgi roman uyarlaması dizi hâlihazırda izlenmeye devam ediyor. Inhumans, muhteşem bir iş olarak da karşımıza çıkabilir ki fragmandan öyle bir beklentiye girmek zor, bırakın dizi olarak izleyelim. Game of Thrones gibi dâhiyane bir dizi yaptınız da seyirci mi izlemiyor? Haftalardır tek konumuz Game Of Thrones! 

Hal böyle olunca, Kasım’da gösterime girecek Justice League ve 2018’de seyircisiyle buluşacak olan Infinity War’dan açıkçası daha fazla korkmaya başladım. Korkuyorum çünkü Marvel ve DC sinematik evreninin tüm savaşçılarını bir araya getiren bu devasa iki projenin akıbeti sinemanın kaderini tayin edecek gibi görünüyor. Batman vs Superman ile reklam bütçesini zor çıkaran DC, Wonder Woman sayesinde bir nebze olsun toparlanmış olsa da, Justice League’e haddinden fazla bel bağlamış durumda. Ancak ne yazık ki, fragmanın çok fazla ümit verdiğini söylemek mümkün değil. Marvel’ın ise Infinity War’la büyük bir hasılat elde edeceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Peki, olur da her iki film de başarı kazanırsa ve büyük bir gişe hasılatı elde ederse?

Açıkça söyleyeyim, dükkânı kapatıp gitme vakti gelmiştir. Çünkü o zaman sinemada şu an çok nadiren karşılaştığımız filmleri dahi göremeyiz. Dunkirk gibi bir film, ancak ve ancak Christopher Nolan ismi sayesinde izlenir ve kendisine bütçe, salon bulabilir. Başka bir yönetmen ya da yeni bir ismin, Dunkirk ayarında bir film çekmesi giderek imkânsızlaşır. Bu noktada Justice League’den yana çok büyük endişeler taşımasak da, Infinity War’un akıbeti ve filmden sonra Marvel’ın seyircisine sunacağı yeni karakterleri sevip sevmeyeceği büyük önem taşıyor. Eğer her ikisi de büyük başarı elde ederse, gelecek on yılın sinemada çizgi roman uyarlamaları hâkimiyetinde ilerleyeceğini ve bizler gibi iyi hikâyelere tutkuyla bağlı insanların daha fazla dizi izlemeye yöneleceğini söyleyebiliriz...