‘Şimdiki oyuncular bizi geçmiş, Yeşilçam sınıfta kalmış!’

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

Yeşilçam’ın yakışıklı jönlerinden Ediz Hun, yepyeni projelerle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Onlardan biri de Arif V 216! Ediz Hun’la bir araya geldik hem sanat camiasını hem de Cem Yılmaz’ın Arif V 216’sını konuştuk.

Sizi ekranlarda çok göremiyoruz. Neler yapıyorsunuz? 

Mesleğimde titiz bir adamım. Halkın çok sevdiği bir karakter olduğum için seyircilerin karşısına ancak iyi bir rol üstlenebilirsem çıkarım. Yakın zamanda seyircinin karşısına Cem Yılmaz’ın Arif V 216 filminde süpriz olarak çıkacağım. 

Nasıl oldu da bu filmde yer aldınız?

Cem bana geldi dedi ki, “Abi, filmin sonunu seninle bitirmek istiyorum.” Konuştuk, hoş bir şey sundu, ben de kabul ettim. 

Nasıl bir film peki?

Eğlenceli bir senaryosu var. Cem, çok zeki ve efendi bir adam, hayat dolu bir insan... İnsanlarla konuşurken gözlerinin içine bakıyor. Bu da çok önemli bir şey! Oyuncuları ve ekibi çok kaliteli... Profesyonel çalışıyorlar. Güneşin altında çalışırken bile çekim aralarında bana şemsiye tahsis etmişler, bir de karavan. Karavanın üzerinde de 'Ediz Hun' yazıyordu. Cem’e dedim ki, “Ben hayatımda böyle bir şey görmedim, şımartıyorsun beni.” 

Filmdeki karakteriniz nasıl?

Filmin tamamında ben yokum. Sadece sonunda Ediz Hun karakteri olarak yer alıyorum. Seyirciler “Ediz Hun’da burada oynamış” diyecekler. Filmin sonunda robot karaktere “Zamanında biz de çok koştuk yavrum” gibi laflar ediyorum. 

Cem Yılmaz işte nasıl bir adam?

Cem, tahsilli ve iyi bir karaktere sahip…  Egosunu da tam anlamıyla kontrol edebilen biri... Çünkü herkesin egosu olur ve onu kontrol edemez. Önemli olan kontrol edebilmek! Cem bunu çok iyi başarıyor. 

Az önce “Her rolde oynamam” dediniz. Sizin oyunculuk anlamında standartlarınız neler?

Bilirsiniz benim için ‘Romantik Jön’ derler. Ama sadece romantik jön olmadık. Vurmalı, kırmalı filmlerde de yer aldık. Hatta şimdi sağ kolum tam açılmıyor geçmişte oynadığım filmlerde sandalye yemekten. Kavga sahnelerinde dayak atmaktan daha önemlisi dayağı yiyebilmektir, o yumruğun şiddetiyle yere düşebilmektir. Düşerken sürekli dizinle bir koruma güdüsüyle hareket ettiğimiz için kolumda bir deformasyon oldu. Her oyuncunun standartı olur. Bu sadece bizde değil Amerika’da da öyle. Örneğin, Cary Grant ve Clark Gable. Bunlar sadece romantik roller oynamıştır. Randolph Scott, Gary Cooper veya John Wayne bunlarsa kovboy tiplemelerde yer alan akötürlerdir. Bu yüzden her oyuncunun kendine has standartı olmalı. Bunda elbette seyirci de çok önemli. Çünkü izleyenler sizi kafasına uygun gördüğü tiple kazıyor. Biz de mecburen bu duruma şartlanıyoruz. Benden kötü adam olur mu? Olmaz!

Bugüne kadar birçok Yeşilçam filminde rol aldınız. Geçmişe bakarsanız sinema size ne öğretti?

İş hayatına 23 yaşında atıldığımda disiplini ve zaman kavramını öğrendim. Sete erken gideceksin, saygıyı en iyi şekilde orada göreceksin. Benden 25-30 yaş büyük Kenan Pars ve Avni Dilligil  hiçbir zaman acemi olduğumu yüzüme vurmadılar. Daima sırtımı okşadılar. Çok hoşuma gitti. Birkaç iyi film yaptıktan sonra bu sektörün  içinde buldum kendimi. İnsanlığın ne demek olduğunu, sabretmeyi öğrendim. 

Geçtiğimiz günlerde bir araştırma yapıldı. Sinema seyircisinin azaldığı, tiyatro seyircisinin de arttığı görülüyor. Sizce 

neden böyle bir eğilim söz konusu?

Tiyatro seyircisi daha kültürlü. Tiyatro oyuncuları daha çok deneyime sahip. Sinemayla tiyatro arasında büyük fark var. Tiyatroda oyunun içine girebilmek ve seyirciye karşı doğal ortamda oynamak kolay değil. Sinemada biraz konu kifayetsizliği var. Hepsi birbirine benziyor. Bu araştırmadan çıkan sonucu da normal karşılıyorum. Sinema eski sinema değil! Ancak komedi filmi çektiğin zaman beklentin olabiliyor. Mesela, eski romantik filmler bugün çekilse iş yapar mı? Sanmıyorum…

‘SAHTE BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ’

Yaşarken sanatçılarımızın kıymetini bilmiyoruz… 

Kesinlikle… Yaşarken kıymeti bilinmeyen sanatçıların cenazeleri çok kalabalık oluyor. Ben bunu feryadını çok verdim. Rahmetli Orhan Günşiray, Hollywood aktörü gibi yaşadı. Vefat ettiğinde Atlas Sineması’nda 50 kişiye yakın insan geldi. Sinemanın 5’te 1’i doldu. Böyle de bir durum söz konusu… Dedim ki prodüktörlere, “Bu insandan epey bir nemalandınız, neredesiniz? ” Feryat ettim. Oluyor bunlar, sahte bir dünyada yaşıyoruz sonuçta. 

Ya siz? 

Herkesin kötü gününde yanında olurum. Acılardan kaçmayacaksın! Kaçarsan egoistçe bir davranış olur. 2200’lerde de bu olacak, şimdi de… 15 yaşındayken babam Amerikan filmlerine götürdüğü zaman sorardım, “Bu kadar kötü insanlar var mı hayatta?” diye. Beni üzmemek için “Yok!” derdi. Ama sonra gördüm ki o filmlerdeki kötü insanlardan daha kötüleri varmış hayatta!

Eski arkadaşlarınızla bir araya geliyor musunuz?

Herkes belirli bir yaşa geldi. Elbette ne kadar eskisi gibi olmasak da bir araya geliriz, sohbet ederiz. Özellikle Türkan Şoray’la… İleri yaşlarda bir takım şeyleri normal karşılamak gerekir, buluşamamakta onlardan biri. 10 sene sonra da hiçbirimiz kalmayacağız zaten!

Bundan sonra 'Yeşilçam' kavramının sürdürülebilirliği devam edecek mi?

Yeşilçam maalesef bitti! 

‘STAR’ KELİMESİNİ SADECE HALK KULLANIR

Şimdi iki günlük oyuncular bile “Ben star oldum, tamam” diyorlar…

Kim ben oyuncu oldum, mükemmel bir sanatçıyım derse buna inanmayın! Bu yaşımda bile hiçbir zaman ‘Tamam, ben star oldum’ demedim. Her zaman öğrenci, her senaryo da bir ders oldu benim için. O yüzden kişinin bu kararı vermesi yanlış. Bunu söyleyebilecek tek kişi halk!

Peki, ‘Star’ kime denir?

Lokomotif olan, yani filmi götüren kişiye. O dönemlerde star sistemi dediğimiz bir sistem vardı. Bölgelerden teklif gelirdi, “Bu oyuncularla film yapılsın” gibilerinden. Ona göre de film yapılırdı. Şimdi maalesef böyle bir şey yok!

Şu anda sizin ‘Star’ kategorinize giren oyuncular var mı?

Dizileri, filmleri çok takip etmiyorum. Büyük prodüksiyonlar artık hafifledi. Ama Kıvanç Tatlıtuğ’un talebi ne kadar devam ediyor bilmiyorum ama o düzgün bir adam. Özel hayatı da öyle. Bazı oyuncuların sektörde aklı başında gidiyor. Bunun olmaması lazım. 

Neden?

Bir bohem hayatına girdiğin takdirde bu sektörden çabuk gidersin. Gitmemek için de oyunculuğunun iyi olmasıyla birlikte düzgün bir aile yaşamı da çok önemli. 

Peki, modellerin oyuncu olmasını oyunculuğun altını boşaltmıyor mu?

Hayır! Yeşilçam’a göre şimdiki oyuncuların oyunculukları daha iyi. Şimdikiler bizi geçmiş, Yeşilçam sınıfta kalmış.