'Sesimle ve yorumumla varım'

BÜLENT ŞANLIKAN

BÜLENT ŞANLIKAN

O bugüne kadar pek çok sanatçıya bağlamasıyla eşlik etti, projelerinde yer aldı. Ahmet Kaya’nın müzik yolculuğunda en yakınındaki isimdi. Bağlama virtüözü Devlet Sanatçısı Ümit Yılmaz şimdi bağlamanın dışında artık ‘Sesimle de yorumumla da varım’ diyor. Yeni albümünü önümüzdeki aylarda piyasaya sürmeye hazırlanan Yılmaz, AKŞAM’a konuştu. Müzik yolculuğunu anlatan Yılmaz, akademisyen kişiliğiyle de dikkat çekiyor. 

İşte Yılmaz ile yaptığımız  söyleşinin detayları:   

Babamın içinde kalan bağlama çalma isteği vardı. Çalışma hayatına girince bu mümkün olmadı. Ancak babam ‘İnşallah ben bu isteğimi oğlumda yaşatmak istiyorum’ demiş. 5 yaşında bana bir cura aldı. Benim çalabildiğimi görünce, bu işin üstüne eğilmem konusunda öncülük yaptı. İlk çaldığım eserler ise ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’, ‘Gelin Ayşe’ bir de ‘Zeytin Gözlüm Sana Meylim Nedendir’ oldu. Babamın ressam arkadaşı Nuri Salı’dan dersler aldım. 3 ayın sonunda babama ‘Bu çocuğun yeteneği çok iyi daha iyi bir eğitim verilmesi gerekiyor’ dedi. Benim yatağımda hep futbol topu ve babamın bana aldığı cura vardı.

“ARİF SAĞ BİZİM KAHRAMANIMIZDI”

7 yaşındaydım. Arif Sağ’ın kursunun açılacağı duyumları vardı. Ben çocuğum algılayamıyordum. Babam birileri ile mektuplaştı. 1981 yılında mektupla dershaneye başvuruda bulundu. Aksaray’da Küçük Langa Caddesi’ndeki bağlama kursuna gitmem için beni yazdırdılar. Fakat kursun da sınavı vardı. Yüzlerce insan sınavı bekliyordu. Bana geldi sıra. Benim çocuk olduğumu görünce Arif Sağ, ‘Çocuk bu daha niye sınava soktunuz?’ dedi. Ben de Arif Sağ’a ‘Amca ben çalıyorum’ dedim. Bu cümle benim sınava girmeme sebep oldu. Arif Sağ da, ‘Bu çocuk çok yetenekli, alın’ dedi. Benim profesyonel müzik eğitimim böylece başladı. Arif Sağ bizim kahramanımızdı. Arif Sağ’ın müzik merkezinde 7 yıl eğitim aldım. Bir taraftan da İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuar sınavlarına hazırlanıyordum. O yıllarda ilkokuldan sonra konservatuvara girme sınavları açıldı. Sınavlarda ikinci oldum. Ortaokul ve Liseyi’yi de İTÜ’de bitirdim. Çalgı bölümünü bitirdim. Yüksek lisansımı da İTÜ’de yaptım. Şu anda akademik anlamda bir Haliç Üniversitesi’nde doktora bölümüne devam ediyorum. Ortaokul yıllarında ben albüm kayıtlarına giriyordum. 13 -14 yaşlarındaydım. İlk yaptığım kayıt Arif Sağ’ın ‘Gönülden Gönül’e adlı topluğun stüdyo kayıtları oldu.  Piyasada pek çok sanatçıya eşlik ettim. Zaman ilerledikçe benim  sanatçıların projelerinde yer  almalarım arkalarında bağlama  çalmam gittikçe arttı.  

“YÜREĞİME AHMET KAYA DAMGASINI VURDU” 

Ahmet Kaya ile ilk tanışmam 1993 yılında oldu. Ahmet Ağabey o dönemde ‘Ahmet Abinin Vapuru’ adlı bir televizyon programı başlayacaktı. Program orkestrasında çalmam için bana teklif geldi. İlk provaya gittiğimde Ahmet Abi stüdyoya girdi oturdu. Bende o sırada doğaçlama bir açış yapıyordum. Bu açışın ardından da ‘Bahtiyar’ şarkısına girecektik. Beni görünce oturdu dinledi ‘Gözüm Hoş geldin. Beni duygulandırdın, provadan sonra seninle konuşalım’ dedi. Odasına gittiğimde ‘Gözüm kimseyle çalışıyor musun?’ diye sordu. Ben de ‘Hayır abi çalışmıyorum konservatuarda okuyorum’ dedim. O da ‘Al şu 5 bölümlük parayı. Bundan sonra benimlesin’ dedi. Ahmet Ağabeyin vefatına kadar hep yanında oldum. Tüm konserlerine ve albüm kayıtlarına refakat ettim. Ahmet Ağabeyin yeri bende çok farklıdır. O benim ağabeyim, iyi bir dost, iyi bir sırdaştı. Her çıktığım konserde tüylerim diken diken olurdu. İnsan olarak da benim yüreğime damga vurmuş bir insandır. 

“DEVLET SANATÇISIYIM” 

Kültür Bakanlığı’nda devlet sanatçısı olarak görev yapıyorum. Onun dışında yine albüm çalışmalarım, derslerim ve Yavuz Bingöl Sanat Merkezi’nde oranın hem sanat yönetmenliğini hem de derslere giriyorum. Yavuz Bingöl’e arkasında onun yanında eşlik ediyorum. ‘Bin Yılın Ozanları’ projesi her ay Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sürüyor. Repertuar çalışmasından tutunda pek çok konuda çalışmalarım oluyor. Yavuz Ağabey ile sanat arkadaşlığımız devam ediyor. Onun da yeri benimle ayrı. Bunun dışında ayrıca film ve dizi müzikleri de yapıyorum.

“TAM BİR SONBAHAR ALBÜMÜ OLDU”

Yeni albüm projesi üzerinde çalışıyorum. En son 2009 yılında yaptığım ‘Parmaklarımın Ucunda’ adlı enstrümantal albüm çalışmasının ardından yeni bir çalışma olacak. Albümün tüm geliri de Engelliler Vakfına ömür boyu bağışlanmış bir albümdür. Yeni albümümde sözlü eserlerden oluşuyor ve kendi bestelerim yer alıyor. Onun dışında türkülerde az sayıda olmasına rağmen yer alacak. Sevgili Yavuz Bingöl’ün annesi Türkiye’nin kadın ozanlarından Şahsenem Teyze’nin ‘Yanarım’ adlı sözlerini besteledim. Söz müziği Ahmet Abiye ait olan ‘Yaşamadın sen’ adlı bir şarkı olacak. Yine sözlerini rahmetli Yusuf Hayaloğlu’na müziği bana ait bir eser var. Eşime düğünümüzde hediye ettiğim ‘ömrümün baharı’ şarkım var. Bu şarkıya eşim Seda da eşlik etti düet yaptık. Dolu dolu bir albüm oldu. Albüm çalışmasını iki ay içerisinde çıkarmayı planlıyoruz. Albümüm sevda şarkılarından oluşuyor diyebilirim. Biraz böyle yağmurlu zamanlarda biraz sonbaharda dinlenecek biraz da yalnızken insanların dinleyebileceği bir albüm oldu. 

İBRAHİM KALIN İLE ALBÜM ÇALIŞMASI YAPIYORUZ

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İbrahim Kalın ile yolumuzun kesişmesi yine bağlamayla oldu. İbrahim Hoca’nın beni daha önce dinliyormuş. Hatta ilk tanıştığımız zamanlarda eşim Seda’da vardı. Eşime ‘Senin eşin benim yüreğimi sızlatan adamdır’ demişti. İbrahim Hoca, çok büyük bir devlet adamı aynı zamanda sanat sevdalısı bir insandır. Kendisine çok büyük saygı duyuyorum. Zaman zaman birlikte bağlama çalışıyoruz. Şu anda İbrahim Hoca’nın albüm yönetmenliğini yapıyorum. Türkülerden oluşuyor. Buradaki amaç albüm çıkartmak değil. Sanatla bir paylaşım yapmak. O benim bir ağabeyim ve çok değer verdiğim bir insan. İbrahim Hoca’nın albümünde önemli ozanların eserleri yer alacak. Üzerinde çalışıyoruz. Kendi bestesi de var. Ama tarz olarak bir türkü albümü olacak diyebiliriz. Bizim bile ondan öğrendiğimiz türküler oldu. Repertuvarı son derece geniş. Bir yandan müzik çalışmaları, kitap çalışmaları bir yandan da devletle ilgili önemli görevleri var. Kendisi benim gözümde müthiş bir insan ve onunla birlikte çalışma fırsatı bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. 

“İNSANLAR SESİMİ DUYSUN İSTEDİM”

Ben 39 yıldır sazımla beraberim. Büyük ustalarla çalıştım. Yeni albümün özelliği şudur: Bağlamamı insanlar bir şekilde duydular, gördüler, biliyorlar. Şimdi yorumcu kişiliğimi göstermek istiyorum. Sesime yakıştırdığım eserleri bu yeni albümde seslendiriyorum. Sesimle de varım! İnsanların benim sesimi de duymalarını istiyorum. Ben kendim çalarken kendimi etkileyebiliyorum. Halen Yavuz Bingöl Ağabey ile çalışıyorum. O çok büyük bir yetenek. Birlikte çalıştığın insanlar da beni etkiliyor. Herkesten bir şeyler öğrendim. Yurtdışında da çalışmalarım oldu. İTÜ’deyken 17 yaşındayken Dünya Müzik Festivali’ne iki kez gönderildim. Cıvan Haco’nun bir önceki albümünü de ben çalmıştım yeni albümünü de ben çalacağım.  

EŞİ SEDA DÜZYOL EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ 

Ümit Yılmaz’ın eşi Seda Düzyol da akademisyen kimliğiyle Yılmaz’ın hem hayat arkadaşı hem de müzik yolculuğunda birlikte yol alıyor. Yılmaz’ın en büyük destekçilerinden Düzyol bir yandan doktorasını bitirip akademik kariyeri ve müzik çalışmalarını sürdürüyor. Düzyol, “Düğünümüzde Ümit’in benim için yazdığı şarkı yapmıştı. Bu çok özel bir andı benim için. Şunu her zaman söylüyorum. Ben sanat müziği eğitimi aldım. Bu nedenle bağlama ile çok alakam olmadı. Babam Şanlıurfalı annem Erzincanlıdır. Ama bağlamayı bana sevdiren kesinlikle Ümit Yılmaz’dır. Onun tınısı kendine has bir kokusu var. Yeni albümde ‘Ömrümün baharı’ adlı şarkıyı birlikte seslendirdik.