ayse.tatlici@aksam.com.tr
Şenol Özbakan nam-ı değer Şenol Kaptan... O, kelimenin tam anlamıyla bir hayvansever… Üstelik sadece kapısına su ve yemek koymuyor. Çok daha fazlasını yapıyor. Şenol Bey, kanser hastası ve tedavi olmayı reddediyor. Neden mi? Birbirinden tatlı 12 Golden cinsi köpek için... Çünkü tedavi olurken onlara bakamamaktan korkuyor. Ve çağımızın en illet hastalığına kafa tutuyor.
58 yıllık ömrünüzün 25 senesi gemi reisliği yaparak geçmiş. Ama köpekleriniz için hem gemileri hem de eşinizi terk etmişsiniz. Hikâyenizi çok merak ediyorum…
Evde bizimle yaşayan bir köpeğimiz vardı. Hamile kaldı ve 10 tane yavrumuz oldu. Bu da eşimin pek hoşuna gitmedi ve anlaşmazlığa düştük. 24 yıllık eşimden tek celsede boşandım. Gemiyi de bıraktım, ceketimi alıp köpeklerimle evden çıktım. Kendimi köpeklerime adadım. 2010 yılında Bodrum’a yerleştim. İlk 6-7 ay yatacak yerimiz, yiyecek yemeğimiz yoktu. Sokaklarda birbirimize sarılarak uyuyorduk. Çöplerden yemek topluyordum. Yavruların bazıları doğum yaptı. Yeni doğan yavruları cüzi fiyatlara sattım. Sattım çünkü bu sayede diğerlerine mama alıyordum.
Şu an kaç kişilik bir aileniz var?
Sokağa atılan, barınağa bırakılmış ya da kapıma bırakılan köpekleri aldım. 13 köpeğim vardı ama birkaç ay önce biri hastalandı. Maalesef uyuttuk.
Yerleşik hayatınızı nasıl kurdunuz?
İyi insanların yardımı sayesinde bir minibüs aldım. Yaşadığımız alanı genişlettim. Minibüsün içinde 12 evladımla birlikte hayatımızı sürdürebileceğimiz bir alan yarattım. Şimdi Bodrum'un sanayi sitesinde kendimize ait bir alanımız var. Kendi yaptığım tasma ve kolyeleri internet üzerinden satıyorum. Evlatlarıma açtığım bir banka hesabım var. Kolyelerin gelirlerini orada biriktirip hem evlatlarıma hem de sokak köpeklerine ilaçlar alıyorum. Sadece ilaç da değil, veteriner masrafları, mamaları, özel bakımları, su kapları aklınıza ne geliyorsa… Fakat şimdi çok rahatsızım, kanser hastasıyım. Ama onlar için tedaviyi reddediyorum.
ONLARI KİMSEYE EMANET EDEMEM
Geçmiş olsun ama asıl onlar için tedavi olmanız gerekmiyor mu?
Evlatlarıma benden daha iyi bakabilecek birinin olduğunu düşünmüyorum.
Hastalığınızı nasıl fark ettiniz?
Bundan 6 ay önce her gün yaptığımız gibi çocuklarla serinlemek için sahile gittik. Koştuk, yüzdük, çok eğlendik. Hava çok sıcaktı ve minibüsün içinde bunalmasınlar diye klimayı açtım. Onlar bunalmasın diye ben soğuk aldım. Öksürük krizlerim arttı. Doktora gittim. Doktor, “Akciğer kanserisin hemen tedavi olman gerekiyor” dedi. O an sadece 12 evladımı düşündüm. Onlar bensiz yapamaz, ben de onlarsız… Onları kimseye emanet edemem, “Bakın” diyemem. Hiç düşünmeden tedaviyi reddettim.
Kanserin stresten ve üzüntüden beslendiği söylenir. Sizi üzen neydi?
Hastalığından dolayı uyutmak zorunda kaldığımız köpeğim... Yokluğu çok etkiledi beni. Ona veda etmek çok zordu.
Şu an sağlığınız nasıl? Köpekleriniz hissediyorlar mı bu durumu?
Nefes almakta zorlandığım zamanlar oluyor. Sürekli yorgunum, geceleri öksürük nöbetleri geçiriyorum. Ama evlatlarım için her şeye değer. Düşün, kanepemde yatıyorlar diye hasta olmama rağmen sandalyede uyuyakalıyorum. Onlara hiç kıyamam. Eskiden uzun uzun yürüyüşler yapar, Bodrum’un altını üstüne getirirdik. Ama artık uzun yürüyüşler yapamıyoruz. Hastalığım yüzünden rutinlerimiz sekteye uğradı. Fakat rahatsızlığımız o kadar farkındalar ki beni hiç zorlamıyorlar. Yaramazlık yapmıyorlar. Bitkin düştüğümde ya da öksürdüğümde dibimden ayrılmıyorlar. Gözleri, kulakları benim üzerimde oluyor.
Tedavi olmayı kabul etmiyorsunuz. Geleceğe dair neler var aklınızda?
Çocuklar için yaptığım planlamaları kızımla paylaşıyorum, bir yol bulmaya çalışıyoruz. Çünkü evlatlık vermek çözüm değil. Bana bir şey olursa sonlarını düşünmek dahi istemiyorum. Sadece onlar için yaşıyorum ve ölene kadar da onlar için yaşayacağım.
20 BİNE YAKIN ÖZEL TAKİPÇİMİZ VAR
Sosyal medya aracılığıyla birçok insana ulaştınız. 20 bine yakın özel takipçimiz var. Kızım ve arkadaşım Özlem bu konuda destekliyorlar bizi. Tasmaları satın alanlar kendi evlatlarının fotoğraflarını yolluyor, biz de çetemize üye yapıyoruz. Ailemiz genişliyor. Bu sayede birçok ülkeden insanlar bizi göremeye geliyor. Güzel dostluklar ediniyoruz. Destekler alıyoruz. Bu da beni çok mutlu ediyor.