Senaryonun dinamiği tüm çekimleri etkiledi

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

Sinema filmlerinden ve tiyatro sahnelerinden tanıdığımız Haki Biçici şimdi de yeni filmi ‘Eski Köye Yeni Adet’ ile karşımızda… Filmde fedai, eşine âşık bir karakteri canlandıran Biçici ile filmine dair sohbet ettik. 

‘Eski Köye Yeni Adet’ nasıl bir film oldu, biraz bahsedebilir misiniz?

Çok komik, eğlenceli ve keyifli bir film oldu diyebilirim. Filmin senaryosunu ve kalemini bütün oyuncular olarak çok beğendik. 90’lı yıllarda geçen bir şehir efsanesinin anlatıldığı eğlenceli bir film de diyebiliriz. 

Canlandırdığınız karakterden bahsedebilir misiniz?

Bir yanı fedai bir yanı da tatlı bir adam! Aynı zamanda eşine de deli gibi âşık…  Annesi hayatını çok zorlaştırmış, kendi haline bıraksalar mutlu olacak ama ne köy ne de annesi bir türlü rahat vermiyor bu karakterin. Böyle enteresan bir karaktere de can verdim. 

Rolünüz için nasıl bir ön hazırlık dönemi geçirdiniz?

Filmin yönetmenleri Ferit Karahan ve Gülistan Acet. Bunlar aynı zamanda evli bir de çift. Türkiye’de eş olarak yönetmenlik yapan ilk isimler. Çekim öncesi 10 gün kadar bütün oyunculardan prova aldılar. Sete girmeden önce tüm oyuncular için bu durum iyi bir ön hazırlık oldu aslında. 

YEŞİLÇAM FİLMLERİNE BENZETİLMESİ BİR ONUR

Peki, çekimler nasıl geçti?

Senaryonun dinamiği tüm çekimleri inanılmaz eğlenceli bir hale getirdi. Ekip olarak da her birimiz çok yakın arkadaşlarız. Zamanında birçok filmde ve dizilerde yer aldık. İyi senaryo ve tüm ekibin uyumu ile birlikte hepimizde iyi anılar bırakan zamanlar oldu. Aynı zamanda çekimler esnasında bize Bülent ve Burcu’nun kızı Lisa da eşlik etti, onun da filmde ufak bir sahne oldu. Setimize bir anlamda Lisa güneş gibi doğdu.

‘Eski Köye Yeni Adet’ eski Yeşilçam komedi filmlerine benzetiliyor, sizce de öyle bir durumu söz konusu mu?

Az önce bahsettiğim yakın arkadaşlıkların Yeşilçam’da da olduğuna inanıyorum. Bir de senaryonun samimi dili ile birlikte sanıyorum ki enerjinin bize geçmiş olmasından da bahsedebiliriz. Filmimiz Yeşilçam’daki filmlere benzetildiyse ne mutlu bize. Aynı zamanda Yeşilçam hayranı biri olarak da filmimizin o dönemin filmlerine benzetilmesi benim ve ekip arkadaşlarımız için bir onur. 

Size bir tercih yapma hakkı verilse komediyi mi yoksa dramayı mı seçerdiniz?

İyi senaryo, iyi diyaloglar ve iyi yönetmen denkleminde komedi de olabilir drama da…

Bu filmde aynı zamanda eşinizle Derya Karadaş’la birlikte rol aldınız. Sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Filmde Fedai karakteri yani ben eşiyle beraber psikiyatriste gidiyor. Oradaki psikiyatristi de işte eşim Derya, filmdeki eşimi de Meltem Yılmazkaya oynadı. Burada işler biraz karışık oldu yani. 

SEZON OLDUKÇA YOĞUN GEÇECEK

Yeni projeleriniz olacak mı? 

Bu sene iki sinema filmi daha var. İlki ‘Siyah Atların Ölümü’, ikincisi de çekimlerine ocak ayında başlayacağımız ‘Okul Traşı’ filmi. Sarp Apak ve Öner Erkan’la oynadığımız ‘Yoldan Çıkan Oyun’u 6 Ağustos’ta Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneleyeceğiz. Bir de Karaköy İkinci Kat Tiyatrosu’nda Erkan Kolçak Köstendil’in yazdığı ‘Tezgâh’ adlı oyunun da provalarını geçen ay bitirdik ve ekim ayı gibi oyuna başlayacağız.