ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr
Zohak filmi cuma günü vizyona girdi, Zohak nasıl bir film?
Zohak, çok güzel bir psikolojik yapım ama korku filmi değil. Kafa gömmeler, insan bedeninden bir şeyler çıkmalar falan yok. Çok güzel bir psikolojik gerilim filmi. Farklı ters köşe bir son var. İzmit’te çekildi tamamı işte çok güzel bir film oldu.
Neden tercih ettiniz Zohak’ta oynamayı?
Ben çok seviyorum korku ve gerilim filmlerini. Çocukluğumdan beri çok sağlam izleyicisiyim. Hiç böyle bir deneyimim olmamıştı. Bana hep farklı karakterler gelirdi, hep merak ederdim, böyle bir rol bana gelse nasıl olur diye. Senaryoyu okuduğumda, baktım herkesin oynamak istediği bir rol. Çok etkilendim, özellikle karakterin değişimi çok etkiledi. Bana göre, oyuncu sürekli cebine malzeme atan kişidir, benim heybemde gerçekten kurcalayıp da derinlerde bulduğum çok enteresan bir karakter. Filmin konusundan bahsedecek olursak, bir travma üzerine gelişen bir olay, çocukken yaşadığım bir travmanın sonraki boyutları. Gerçekten insanlar normal gibi görünse de bilinçaltına attıklarıyla bambaşka bir şey gibi görünebilirler. Bunlar çok küçük bir şeyle ortaya çıkabiliyor. Travmatik bir hikaye, farklı bir son, ters köşe bir son. Filmden beklentim çok fazla. Zaten Türkiye’de çok güzel bir gerilim filmi izleyicisi var. Mesela, gerilim filmi, aşk filminden daha fazla izlenebiliyor. Örnekleri çok, izleyenlerin de çok beğeneceği ve kulaktan kulağa yayılarak ilgi çekecek bir film bu.
ÇOK KEYİFLİ BİR SETTİ
Çekimler nasıldı?
Çok keyifli bir setti İzmit’te çekildi. İzmit, bence doğal plato, deniz kenarı, sokakları, mahalle kültürü var. Ayrıca hareket ve doğa manzarası var. Esnaf da, yaşayan halks da destek oldu. Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ın katkılarını da unutmamak gerekir. Senaryoları ben gece okurum, sessiz olur, telefon çalmaz, beynime daha iyi yerleştiririm. Fakat bu senaryo geldiğinde, ben geceleri okuyamadım, yani çok etkilendim, sabaha kadar uyuyamadım. Enteresandır sette başımıza ilginç şeyler geldi. Mesela, makyözün çantası kayboluyor durup dururken, iki saat sonra bulunuyor. Düşmemesi gereken bir şey düşüyor pat diye. Her şeye rağmen setimiz çok güzeldi.
Filmin haziranda vizyona girmesi sizi endişelendirmiyor mu?
Artık filmlerin zamanı yok. Bakıyorsunuz çok iyi gişe yapabilecek filmi kışın vizyona sokmuşsunuz, hiçbir şey yapmıyor ama bu günlerde sokuyorsunuz çok iyi gişe yapıyor. Çok fazla film çekiliyor, yer yok, o nedenle, en doğru zamanın, bu zaman olduğunu düşündüler herhalde ve vizyona girdi.
Sizin oyunculuk kariyeriniz için gelecekteki düşünceleriniz nedir?
Türkiye’de dengeler çok değişiyor. Bu olur dediğim hiçbir şey, istediğim gibi olmadı, olmaz dediğim her şey de oldu. O kadar değişken ki hayat. Sadece şunu istiyorum, oyunculuğu çok seviyorum, oynamak istiyorum, alanı hiç fark etmez, dizi, sinema, tiyatro olur, oynamayı sonuna kadar yapmak istiyorum. Üç sene program yaptım. 60’dan fazla ülkeyi üç senede gezdim. 33 yaşına kadar yurtdışına gitmemiş bir insandım. Sonra Allah bana, “yürü ya kulum” dedi. Sabah bir ülkeden, akşam başka bir ülkeye gidiyordum. Dünyayı gezmek çok güzel bir şeymiş. Oyunculuğu sonuna kadar yapmak istiyorum, ama dünyayı gezerek, bir programı kendi isteğim doğrultusunda yapabileceğim bir gezi programı düşünüyorum.
Zohak izleyicisine buradan mesajınız nedir?
İzleyicilere psikolojik gerilim çok güzel bir film herkes tavsiye ediyoru. İzlenmesi gereken bir film diyorum ama tüm insanlara da sokak hayvanlarına bir kap su verin diyorum çok sıcak hayvanların susuz kalması ölmesi demek.
Kısaca Seda Kement
İstanbul’da doğdum kafası karışık bir çocuktum resim yapmak istiyordum, kasap olmak istiyordum. Babam Erzincanlı, annem Elazığlı. Çocukluk yılları sonrası oyuncu olmaya karar verdim. İstanbul Üniversitesi Müzik Bölümü’ne girdim sonra müzik yapmak istemiyorum dedim, tiyatro eğitimi almaya başladım, sonra sinema eğitimi aldım. Bu şekilde diziler, tiyatrolarla, tırmalaya tırmalaya geldim. Sonra bir yıl Türkiye, iki yıl dünyayı dolaşıp program yaptım. Sonra yeniden oyunculuğa döndüm. Müzikal teklifi aldım, orada da kısmet dünyayı dolaştım. Üç gün önce de evlendim. O da gezmeyi çok seviyor, kendime göre birini buldum.