sibel.ates@aksam.com.tr
Türkiye Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül’e şarbon hastalığıyla ilgili tüm merak edilenleri sorduk. Ergönül, “Deri şarbonunun daha az riskli olduğunu ancak bağırsak ve akciğer şarbonu denilen türlerinin çok daha tehlikeli olduğunu” söylüyor.
İNSANDAN İNSANA GEÇMEZ
Şarbon, bir bakteriyle (Bacillus anthracis) bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. İnsandan insana geçmez. Böceklerden ve sineklerden geçmez. 3 türü vardır, en çok görüleni deri şarbonudur. Risk çok düşüktür ve korkutucu değildir ancak sıkı takip edilmesi gerekir. Antibiyotik tedavisiyle iyileştirilebilir. İnsandan insana bulaşma riski çok düşüktür ve genellikle hayvana temasıyla bulaşır ancak şarbonun neden olduğu lezyonlu bölgeye dokunulmasıyla bulaşabilir. Başlıca 3 yolla bulaşır ve buna bağlı olarak da 3 tipi vardır. Deri (temas), akciğerler (solumak) ve sindirim (yemek yoluyla). Deri yoluyla bulaşan tipi en yaygınıdır ve son olarak ülkemizde gündeme gelen olgular da böyledir. Ölümcül olması çok nadirdir, genellikle iyileşir. Daha kolay tedavi edilebilir. Şarbon basilinin girdiği yerde önce böcek ısırığına benzer bir lezyon oluşur. Bir sivilce gibi başlar, sonra bu sivilcenin içi su dolar ve giderek büyür, siyahlaşır. Çevresinde yaygın ve ciddi bir şişlik (ödem) oluşur.
EN TEHLİKELİSİ AKCİĞER ŞARBONU
Akciğer şarbonu çok tehlikelidir ve 72 saat içinde öldürme riski vardır. Solunum yoluyla şarbon bakterisi vücuda girdiyse acilen tedavi altına alınılması gerekiyor. Bağırsak ve akciğer şarbonlarında mutlaka hastaneye yatış gerekiyor ve damar yoluyla tedaviye başlanması gerekiyor. Tedavi edilmezse hastalık hızlıca ölümle sonlanır. Gastrointestinal yani bağırsak şarbonları, şarbon bulaşmış etin yenmesiyle bulaşır ancak bunda da bulaşma riski çok düşüktür. Rengi değişmiş, şüphelenilen etlerin yenilmemesi gerekiyor ancak iyi pişen etlerde bakteri yok oluyor. Midede de genellikle mide asidi tarafından yok edilebiliyor. Yine de ciddi bir şekilde takip edilmesi gerekiyor. Şarbon hastalığının kuluçka süresi genellikle 2 ila 7 gün arasındadır bazen kuluçka süresi 21 güne kadar çıkabilir.
KÖTÜ KOKULU ETLERE DİKKAT!
Bağırsak şarbonunda bulantı, kusma, iştahsızlık ve ateş gibi belirtilerin yanı sıra karın ağrısı, kanlı kusma ve kanlı ishal olur. Akciğer şarbonu ise soğuk algınlığına benzeyen belirtilerle başlar, yüksek ateş ve titremeler görülür. Şarbon özel olarak anlaşılamaz. Etin kötü görünümlü, kötü kokulu olması bizi şüphelendirmelidir ve şüpheli etler tüketilmemelidir. Örneğin etin rengi sağlıklı et renginden farklıysa, kokusu ağırsa asla almayın. Ayrıca sağlıklı olduğunu düşünerek aldığınız etleri de mutlaka çok iyi pişirerek tüketin. En önemli önlemler, veterinerlik alanında yapılmalıdır. Hayvanların ve yaşadıkları yerin kontrolü sağlanmalıdır. Etler iyi pişirildiğince bulaş söz konusu olmaz. Ama elbette şüpheli, kötü görünümlü, kötü kokulu etler tüketilmemelidir.
ŞARBONA YAKALANAN HAYVAN TELEF OLUR
Şarbona yakalanan hayvanlar genellikle telef olur. Bunlar geviş getiren hayvanlardır. Özellikle sığırlar, koyunlardır. Bunlar çok duyarlı hayvanlardır. Bunun dışındaki hayvanlarda bu kadar etkili olmaz. Mesela köpeklerde atılan etleri yiyebilir. Ama köpeklerin hasta olma ihtimali düşüktür. Fakat onların yüzlerinde ya da vücutlarında ödemler şekillenebilir. Ayrıca kanatlı hayvanlar şarbon hastalığına yakalanmazlar. Çünkü vücut ısıları yüksektir. Soğuk kanlı hayvanlarda hastalığa yakalanmaz, çünkü vücut ısıları düşüktür. Yalnızca kanatlı hayvanlardan dev kuşu şarbon hastalığına yakalanır. Şarbon ileri de yine şarbon hastalığına yol açar. Şarbonun başka yaptığı herhangi bir şey yoktur. Bazı kritik noktalara dikkat edilirse şarbon rahatlıkla kontrol altına alınabilir. Hayvanlarda bu işi kontrol altına alabilirsek, insanlarında bu konuda korkmasına herhangi bir neden yoktur. Salgın hastalık değildir. Yurt geneline yayılmaz.
Şarbon hastalığına yakalanmamak için hayvanların aşılanması şart
Ankara Üniversitesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı:
Şarbon hastalığından korunmak için hayvanlarla ilgili aşılama yöntemleri var. Aşılanmış hayvanlar şarbona yakalanmaz. Özellikle kesilen hayvanların ya da bu hayvanların organlarının dışarıya açılması sonucunda şarbon mikrobunun ya da bakterisinin spor adını verdiğimiz çok güçlü ya da dışarıdaki koşullara çok dayanıklı, 50-60 yıl saçıldığı bölgede canlı kalabilen formları oluşuyor. Bunların oluşmaması için şarbondan ölen hayvanların açılmaması gerekmektedir. Hatta bununla ilgili çok basit yöntem vardır. Tentürdiyota bulanmış olan pamuklar hayvanların doğal deliklerine tıkanmak suretiyle, o hayvan şayet yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanmamışsa birkaç saat içinde şarbon mikrobu yok oluyor. En önemlisi şarbondan ölen hayvanların etlerinin özellikle kedi, köpek gibi yırtıcılara verilmemesidir. Araziye atılmamasıdır. Ölen hayvanların derin çukurlara gömülüp, üzerlerine kireç atılması ve akarsuların geçtiği ya da sel sularının taşıyacağı yerlere kesinlikle konulmaması gerekmektedir. Hayvanları sağlıklı tutarsak şarbon insanlara bulaşmaz. Veteriner kontrolünden geçmiş olan etler güvenle tüketilebilir. Çünkü veteriner hekim kontrolü, hem hayvan kesilmeden önce hem de kesildikten sonra yapılır. İthal edilen hayvanlarla şarbon bağlantısı kuruluyor ancak bu fikre katılmıyorum. İthal hayvanla şarbon gelmez. Çünkü şarbon akut bir hastalıktır. Yani çabuk seyreder. Akşam hayvan hastalanır, sabah olunca ölür. Öyle günlerce şarbon olan hayvan yoktur. Şarbon hastalığına yakalanan hayvanların doğal deliklerinden gelen kan ya da bunlardan sağılan sütler çevreye bulaştırabilir. Tehlike bundan ibarettir. Özellikle Kurban Bayramı gibi hayvan hareketlerinin çok fazla olduğu zamanlarda bunların olma ihtimali yükseliyor. İthal hayvan süreci uzun bir süreçtir. Hayvanların ithalden sonra yerleştirilecekleri yerlerde şarbon riskini göze alarak hayvanların aşılatılarak Türkiye’ye gelmesi son derece akıllı bir çözümdür. Bir arada tuttuğunuz hayvanların sayısı ve bir arada naklettiğiniz hayvanların sayısı arttıkça önemlidir. Nakil sırasında bu hayvanların bağışıklık sistemi düşecektir. Aktardığınız yerde az miktarda hastalık yapmayacak miktarda olan bir şarbon sporu hayvanların hastalanmasına neden olacaktır. Bu yüzden hayvanların önceden aşılanmaları gerekir