Sahalardan sahneye...

ERCAN ÖZTÜRK
ercan.ozturk@aksam.com.tr

EURO 2008’de Hırvatistan ile Türkiye oynuyor. Maçın başlamasına dakikalar var. Kameralar bir Fatih Terim’e bir  Slaven Bilic’e dönüyor. Spiker başlıyor Bilic’in CV’sini okumaya: Hukuk mezunu, Avukat, New Era Rawbau adlı müzik grubunun gitaristi, dünya üçüncüsü Hırvatistan Milli Takımı’nın ön liberosu... Bilic’in CV’si bir türlü bitmek bilmiyor. Hakem düdüğü çalmasaydı belki maçın 5’nci dakikasına kadar Bilic’in hayat hikayesini dinliyor olacaktık. Bilic gibi çok sayıda müzik kariyeri olan futbolcular var. Sakatlık ve kişisel nedenlerden futbol hayatına son verip dünya starı olan müzisyenler var.

MÜZİK LİSTELERİNİ SALLADI

1982 yılında İngiliz Şövalyelik Nişanı’na layık görülen Kevin Keegan’ın Almanya’da 500 bin, İngiltere’de de 200 bin satan bir single çıkardığını az kişi biliyordur. Liverpool’da kazanmadık kupa bırakmayan Keegan, 1977'de Alman Hamburg takımına transfer oldu. Hamburg Bundesliga şampiyonluğuna uzanıyor, Keegan da şampiyonluğu 'Head Over Heels In Love' adında bir single'la taçlandırıyordu. Alman müzik listelerinin üst sıralarına çıkan albümden bir yıl sonra başka bir single çıkaran Keegan, İngiltere’de müzik listelerinde ilk 10’a kadar yükseldi. Şimdi teknik direktör olarak görev yapıyor.

O BİR SCARFACE

Henüz 10 aylıkken üzerine dökülen sıcak su yüzünden vücudunun birçok bölümü yandı. Dünya onu ‘Yaralı yüz’ olarak tanıdı. "Yüzümdeki yanık izi benim geçmişim” deyip estetik ameliyatı olmayan Carlos Tevez’den bahsediyoruz. Brezilya, İngiltere’de oynadığı takımların gözbebeği olan Tevez, şu anda Boca Juniors’ta top koşturuyor. Tevez’in kardeşleriyle çıkardığı Hip-Hop albümleri Arjantin’de çok sattı. Messi’nin de hayranı olduğu albüm İngiltere’de de büyük bir satış rakamına ulaştı.

10 PARMAĞINDA 10 MARİFET

Dünya onu Fransa 98’de tanıdı. Dünya üçüncüsü olan Hırvatistan’ın ön liberosu olarak dinamo gibi çalışıyordu. Slaven Biliç’ten bahsediyoruz. 2 yıl öncesine kadar Beşiktaş’ı çalıştıran Biliç, duruşu, verdiği mesajlarla taraflı tarafsız herkesin sevgilisi olmuştu. Bruce Springsteen hayranı olan Biliç, futbolu bıraktıktan sonra belli ki biraz da müzik alanında olmak istiyordu. New Era Rawbau isimli metal grubunu kuran Biliç’in ilk albümü de grubun ismini taşıyordu. 2008 yılında şampiyonaya katılan Hırvat milli takımının şarkısını besteleyen Biliç, aynı zamanda Teknik Direktör olarak da takımının başındaydı. Hukuk mezunu olan Biliç, aynı zamanda birçok sivil toplum kuruluşuna üyeydi. 'Mary and Kate' isimli single ülkesinde tam 4 ay müzik listelerinin birinci sırasında yer aldı.

KURT COBAIN DE BİZİ GÖRECEK Mİ?

Dünyanın en iyi kalecilerinden birisi olan Petr Cech, saha dışında müziğe gönül verenlerden biri. Bilic’in New Era Rawbau grubunun rahatlıkla bateristliğini yapabilir. Belki bir Lars Ulrich değil ama Cech’in bateristliği de fena değil. 2012’de ülkesinde düzenlenen bir müzik festivalinde kendi grubu Eddie Stoilov ile sahneye çıktı. Cech, Nirvana’nın efsanevi 'Smells like teen spirit’ şarkısını coverladı. 2015 yılında Queen grubunun efsanevi bateristi Roger Taylor ile bir araya gelip bateri çaldı. Şu anda Arsenal’in kalesini başarıyla kovalayan Cech’in, futbol kariyerinden sonra müzik kariyeri yapıp yapmayacağı merak ediliyor. Cech gibi Alman Bastian Schweinsteiger’in de bateri çaldığı biliniyor.

RAPÇİ DAVALA
2002 dünya kupasında ilginç saç modeliyle yeni bir akım başlatan Ümit Davala, Dünya 3’ncüsü olan takımın da en önemli figürlerinden biriydi. Aynen Keegan gibi Ümit de Almanya’ya transfer olunca içindeki müzik aşkını dışa vurdu. Rap tarzında bir albüm çıkartan Davala, Kayahan’ın ‘Bir aşk hikâyesi’ şarkısını rap tarzında düzenledi. Kendi besteleri üzerinde çalışan Davala’nın albümü Türkiye ve Almanya’da yüz bin civarında sattı.  

FUTBOLU BIRAKIP STAR OLDULAR
Albümleri 300 milyonun üzerinde satan Iglesias’ın bir dönem futbol oynadığını biliyor muydunuz? Real Madrid’in efsanelerinden Di Stefano’nun zamanında kaleci olarak deneme idmanlarına çıkan Iglesias, 20’nci doğum gününe bir gün kala büyük bir kaza geçirince hayalleri yarım kalıyor. Kaza sonrası el reflekslerini kullanamayan Iglesias, bütün dünyanın tanıdığı stara dönüşüyor. Iglesias gibi Rod Stewart da bir zamanlar futbol oynayıp şarkıcılığa dönüş yapan starlardan birisi. Rod Stewart, 1961 yılında Brentford bir defans oyuncusu olarak oynuyordu. Futbol hayatını neden noktaladığını yıllar sonra şu sözlerle özetliyordu: ''Hayatta yapabileceğim iki şey vardı. Futbol oynamak ya da şarkı söylemek. Ben de müziği seçtim.''