Sağlık ve lezzet deposu 'incir'in tam zamanı

RAMAZAN BİNGÖL
ramazan@ramazanbingol.com

İncir babadan, zeytin dededen, bir çuval inciri berbat etmek, ocağına incir dikmek, incir çekirdeğini doldurmamak… Atasözlerinde, deyimlerde, şarkılarda, filmlerde… Hayatımızın birçok noktasında kulağımıza çalınır ‘incir’. İncir zamanında memleketine gidenler ya da memleketlerinden incir getirenlerden tutun da her akşam sofralarında misafir edenlere hatta hasat döneminde mevsimi bile ‘incir zamanı’ olarak ananlara kadar... Şifa deposu olan incir pek çok farklı lezzetle harmanlanabiliyor. Bazen reçel olarak çıkıyor karşımıza, bazen tatlı. Bazen şerbetle birleşiyor bazen de sütle. Sağlık ve lezzeti bir arada yaşamak için inciri tam da şu anda mevsiminde tüketin.

Kışın kuruyemiş yazın meyve…
Dalından, yaprağına hatta sütüne kadar sayısız faydası mevcut. Bu sebeple, inciri kopartırken yaprağına ve sütüne dikkat etmek gerekiyor. Kışın kuruyemiş, yazın meyvedir incir. Eylül geçip ekime gelindiğinde ise o berrak dolu incirler yerini içleri boş incirlere bırakıyor. Ve evlerde taze incirin yerini ise kurusu alıyor.Bu lezzetten şerbetlerden, tatlılara, marmelatlardan reçellere  ana yemeklere kadar bir çok farklı alanda faydalanmak mümkün. 
Tarihte İncir
Kur’an-ı Kerim’de Tin Suresinde 4 şeye yemin edilmektedir bunlardan biri incirdir. ("İncire, zeytine, Sina Dağı’na ve şu emin beldeye andolsun ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık.") Mevlana'nın seyahatnamesinde farklı bölgelerde yetişen farklı türde incirlere yer verilmiştir. Firavunun mezarlarında bir sepet dolusu fosilleşmiş incir kalıntısı bulunmuş,Cleopatra’nın inciri çok sevdiği ve yine kendisine hediye edilen incir sepeti içindeki engerek yılanı tarafından sokularak öldürüldüğü bilinmektedir. Doğu kökenli olan ve Akdeniz havzasında yaygın olarak tüketilen incir eski çağlardan beri sevilerek yenilmektedir. Romalılar inciri pişmiş jambonla, Fenikeliler ise deniz yolculukları sırasında kuru halde yerlermiş.Şüphesiz dünyaya yayılması da yine onlar aracılığı ile olmuştur. Tarih öncesi hiyeroglif yazılara ve sonrasında tabletlerde incire sıkça rastlanmaktadır. Hatta tarihin belirli dönemlerinde incir bulunan bölge zengin olarak betimlenmiş, özellikle savaş zamanlarında düşmanların bu nimetten faydalanmaması için incir ağaçları budanmıştır. 
İncir Yetiştiriciliği 
Ülkemiz coğrafyası farklı iklimleri barındırması sebebiyle oldukça bereketlidir ve hemen her çeşit meyve için elverişli ortam vardır. Bu meyve türlerinden bazıları çok geniş sahalarda yetişirken, bazıları istedikleri ekolojik şartlar dolayısıyla sınırlı alanlarda yetişirler. İncir gibi. İncir ağacı yıllık ortalama sıcaklığın 18-20 derece olduğu yerlerde yetişir. Kurutma döneminde 30 dereceye kadar çıkan ortalama sıcaklık ister. En düşük sıcaklığın -9 dereceden daha aşağı düştüğü yerlerde incir tarımı başarılı bir şekilde yapılamaz. Yıllık yağış isteği 625 mm’dir. Kuru incir yetiştiriciliğinde hasat ve kurutma döneminde görülen yağışlar kaliteyi olumsuz yönde etkileyerek, afla toksin riskini arttırır. İncir ağacı toprak istekleri yönünden fazla seçici değildir. Ancak kuru incir kalitesi söz konusu olduğunda iklim istekleri gibi, toprak istekleri yönünden de seçici olur. Taban suyu yüksek olmayan, derin, alüvyal, kumlu-killi, yeterli organik materyal, potasyum ve kirece sahip topraklar ister. 
En iyi incir bizde
Dünyada gerek miktar, gerekse kalite bakımından önemli sayılabilecek incir üreticisi ülkelere göre az sayıdadır. Türkiye, dünyanın en büyük ve kaliteli incir üreticisi olup, dünya taze incir üretiminin yüzde 30'a yakınını, dünya kuru incir üretiminin ise neredeyse yüzde 54 ünü gerçekleştirmektedir. Çok sayıda çiftçi ailesinin geçimini sağladığı ve istihdam yaratan da bir ürünümüzdür incir. Ayrıca Türkiye''de hemen hemen her bölgede insanların kendi ihtiyaçlarını karşılayağı kadar incir yetiştiriciliği yapılmaktadır. İncir, içerdiği yüksek oranlardaki protein, vitamin ve minerallerle hücrelerin yenilenmesini sağlayan bir besindir. Sindirimi kolaylaştıran incirin, bedeni bakterilere karşı koruyan etkileri de vardır. Taze ve özellikle kuru incirin yenilmesiyle insan bedeninin hücreleri yenileniyor. 100 gr. kuru incir yenilirse bedenin günlük gereksinimlerinden kalsiyumun yüzde 17'si, demir ve magnezyumun yüzde 30'u, fosforun yüzde 20'si, B1 vitamininin yüzde 5'i ve B2 vitamininin yüzde 4'ü alınmış olur.
Mevsiminde yemek önemlidir
Mevsim gibi sebze meyve de sürekli bir sürkülasyon içerisinde. Her ay hatta her hafta reyonlardaki sebze ve meyveler yerlerini bir diğerine bırakıyor. Kavun karpuz derken meyveler çerisinde belki de en çok özlenen, narin yapısı sebebi ile bir yerden diğer yere nakli oldukça zor olan incir bugünlerde başrolde. Birçok dönemde, hatta mevsimi dışında hasat yapmak mümkün hale gelmişken, doğal ürünlerin kıymetini bilenler şükür ki hala mevcut. Kışın karpuz, yazın elma armut yemek artık mümkün duruma geldi. Ancak elinize aldığınızda ne kokusunu, ne de içinde binbir aromadan oluşmuşcasına ağızda tat bırakan eşsiz lezzetini duyabiliyorsunuz. Ayrıca lezzet gibi sağlıktan da yoksun bu meyveler. Sadece nefsi köreltiyor. Bu sebeple mevsiminde taptaze hatta belki de dalından yemek en makbulü.Öyleyse henüz mevsimiyken inciri farklı tariflerle buluşturarak daha lezzetli hale getirilelim.

Cevizli incir tatlısı tarifi
Malzemeler: 10-15 adet incir, 1 su bardağı toz şeker, 2-3 tane kuru karanfil, 1 çay kaşığı tarçın, ceviz içi ya da badem, yarım paket çiğ krema.
Yapılışı: İncirleri yıkayın boyuna ikiye bölerek tepsiye yerleştirin. Üzerine toz şekeri, tarçını, karanfili serpin. Fırını 180 dereceye ayarlayın. İncirlerin üzerini alüminyum folyo ile kapatarak 25-30 dakika pişirin. Ilıyan incirleri servis tabağına alın. Tepside kalan şerbeti tatlının üzerinde gezdirin. Kremayı yüksek devirde 3-4 dakika çırparak katılaşmasını sağlayın ve tatlının üzerinde servis edin.Cevizle süsleyin.