arzu.akyol@aksam.com.tr
Emek Sanat ve Kültür Vakfı’nın (ESKV) Genel Müdürü Remzi Buharalı’yla buluştuk. “Emek sineması yok olmadı, çoğaldı” diyen Buharalı, ESKV’nin önyargılarla başlayan yolculuğunda varılan noktayı ve hedeflerini anlattı…
‘Emek sineması yıkılıyor’ haykırışlarıyla başlamıştı her şey. İtiraf edeyim ben de etkilenmiştim. Acaba ‘Emek’i yıkmıyoruz, taşıyoruz’ sözleri gerçek miydi, yoksa alışveriş merkezi inşaatına bir kamuflaj mıydı? Uzunca bir dönem bu tartışmalar sürdü. Eylemler yapıldı. Bu arada proje ilerledi ve tamamlandı. Neyse ki korkulan olmadı. Emek Sineması gerçekten yok olmadı, sadece taşındı. Şimdi Cercle d’Orient, İskentinj Apartmanı, Melek Apartmanı, Emek, İpek ve Rüya sinemalarını kapsayan yapı adasının yenilenmesiyle hayata geçen Grand Pera’nın beşinci katında misafirlerini bekliyor. Orijinali yenilenseydi sonuç nasıl olurdu bilemiyoruz tabii ama bu haliyle de çok güzel. Üstelik çoğaldı. Grand Pera’da Emek Sineması’ndan başka 8 salon daha var. Toplam 1550 koltuklu bir kültür sanat vahası burası. Türkiye’de ilk defa açılan Madame Tussauds Müzesi de bir başka cazibe merkezi. Ayrıca birinci derece tarihi eser olan ve aslına uygun olarak yenilenen ‘Cercle D’orient’ binası da şahane mimarisiyle büyülüyor. Bu kültür sanat vahasını işletmek için kurulan ESKV’nin Genel Müdürü Remzi Buharalı klasik müzik dünyasının yakından tanıdığı bir trombon sanatçısı. Ayrıca uzun yıllar Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü olarak görev yaptı, çok önemli festivalleri yönetti. Zarafeti, bilgisi ve tecrübesiyle ESKV’ye çok şey katacağından hiç şüphem yok. Şimdi sözü kendisine bırakalım…
ESKV’nin yolculuğu çok tartışmalı başladı Emek Sineması’nın yıkımı nedeniyle. Özellikle sanat çevrelerinden çok tepki aldı, eylemler yapıldı. Projenin bitmişini görünce pişmanlıklarını dile getirenler oldu mu? Ortaya koyduğunuz eserle önyargıları kırabildiniz mi?
Bununla ilgili elimizde yeterli sayıda veri var. Hatta sanatçılarımızın kendi çektikleri videolar bile var. Aslında onlar da haklıydı kendilerince. Genellikle yıkılan bir şeyin yerine yenisi yapılmadığı için bir önyargı oluşmuştu. İnsanlar “Emek yıkılıyor ve yerine yenisi yapılmayacak” kaygısıyla hareket etti. Ama neticede Emek Sineması yeniden yapıldı. Sinemanın iç hacmi, aynı ölçülerle beşinci kata taşındı. Rölöveleri alındı ve aslına uygun şekilde yenilendi. Eski yapıdaki duvar ve tavan bezemelerinden oluşan bin 400 parça Topkapı Müzesi'nin restorasyonunda görev alan uzman bir ekip tarafından numaralandırılarak yerinden söküldü, atölyede konservasyon ve restorasyondan geçirildikten sonra orijinal yerlerine yerleştirildi. Şimdi sahnesi, kulisi, fuaye alanıyla film gösterimlerinin yanı sıra tiyatro, dans, konser gibi etkinliklere ev sahipliği yapabilecek çok amaçlı bir salon haline geldi. Emek Sineması’nın yok olması değil, aslına uygun bir şekilde geleceğe taşınması söz konusu yani. Üstelik Grand Pera’da 8 sinema salonu daha var. Sekiz Emek daha doğdu yani. Çoğaldı Emek.
ESKV, bir alışveriş merkezinin yapılışına kamuflaj değildi öyle mi?
Kesinlikle değildi. Amaç yıllarca sinemaseverlere hizmet vermiş Emek Sineması’nı kültürel yaşama tekrar kazandırmaktı. Grand Pera sadece ticari kaygılarla kurgulanmış bir proje olsaydı burada sadece alışveriş mekânları olurdu. Oysa projenin yüzde 50’ye ulaşan bölümü kültür ve sanata hizmet edecek mekânlara ayrıldı.
Siz hem bir sanatçısınız hem de uzun yıllar önemli sanat kurumlarında yöneticilik yaptınız. eleştirilerden etkilenmediniz mi hiç?
Bir insanın itibarı bence hiçbir maddesel değerle ölçülemeyecek derecede kıymetlidir. Dolayısıyla en baştan beri Emek Sineması’yla ilgili süreç tarafımca uygun görülmeseydi böyle bir çalışmanın içinde olmazdım. Doğru bulduğum bir projenin içindeyim. Tüm sanatseverleri Grand Pera’ya bekliyorum.
DOĞU İLE BATI'YI BULUŞTURACAĞIZ
ESKV etkinlikleri hakkında konuşalım biraz da…
Şu anda vizyondaki filmlerin gösterimleri var. İstanbul’un sanat merkezi olan AKM’nin devre dışı olması nedeniyle sahne sıkıntısı çeken İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi gibi sanat kurumlarının yıl içerisindeki belli programlarının da Emek sahnesinde gerçekleşmesini sağlıyoruz. Hem özel hem de kamu kuruluşları bünyesinde faaliyetlerini sürdüren sanatsal kurumların çalışmalarına imkân veriyoruz burada.
İddiası ne ESKV’nin? İstanbul kültür ve sanat hayatına nasıl bir soluk getirecek?
Misyonumuz; evrensel bir anlayışla Doğu ile Batı’yı buluşturan kültürel ve sanatsal değerleri, sürdürülebilir bir modelle topluma ulaştırmak. Vizyonumuz; başta sinema olmak üzere, kültür ve sanatın gelişimine uluslararası bir anlayışla fırsat sunmak, etkinlikler düzenlemek. Biz yeni kurulan bir vakıf olarak İstanbul’daki tüm kültür sanat vakıflarıyla iş birliği ve uyum içinde çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz. Mesela düzenlenen festivallere mekân sağlamak şeklinde olabilir bu destek.
Tabii bir taraftan da kendi iç dinamiklerimizle kendi organizasyonlarımızı örgütleyebileceğimiz bir yapıya sahibiz. Sinema, tiyatro, edebiyat, şiir, resim gibi sanatın her dalında kültürel buluşmalara ev sahipliği yaparak kültür ve sanatın buluşma noktası olacağız.
Yönetici olarak en büyük hayaliniz ne?
Başta sinema olmak üzere, uluslararası bir anlayışla etkinlikler düzenlemek, toplumu kültür ve sanatla buluşturmak… Genç yönetmenleri çok önemsiyoruz ve bunun için bir sorumluluk alıyoruz. Büyük bir hevesle film çeken ama gösterecek salon bulamayan genç yönetmenlere filmlerini gösterebilecekleri bir salon ayırdık. Ayrıca sinema dünyasındaki yetkin isimleri bir araya getirerek Türk sinemasının dünyadaki yerinin oluşturulmasına katkı sunmak istiyoruz. Bunu yaparken Yeşilçam ruhunu da unutmayacağız.
Yeni bir kültür sanat vahası
Grand Pera’da bulunan kültür sanat kompleksi, Haliç ve Beyoğlu manzaralı 1.250 metrekarelik fuaye alanına sahip 600 kişilik Emek Sineması, 800 kişilik 8 yeni sinema salonu ve 150 kişilik teleskopik oturma düzenine sahip tiyatro salonuyla, toplam 1550 koltuk kapasitesine sahip bir kültür sanat vahası… Tiyatro, teleskopik oturma düzenine sahip olduğu için ihtiyaç halinde koltuklar toplanarak kapasite artırılabiliyor.