Rakamları peşinden sürükleyen kadın

ONUR AKBAŞ

onurakbastde@gmail.com 

Bizim batılılaşma ve çağdaşlaşma maceramızdaki en büyük bahtsızlığımız sebebin yerine neticeyi koymamız oldu. Bu tespiti Said Halim Paşa “Buhranlarımız” adlı eserinde yapmıştır. Aradan yıllar geçti maalesef sosyal ve kültürel hayatta liyakat anlayışımızda ciddi bir değişiklik görmedik. Üniversitelerdeki önü alınamayan klikleşme bunun en bariz örneğiydi. Ya liyakati rakamlara indirgedik yahut da falan yere aidiyete. Batı'daki binaları görüp benzerini hatta en güzelini yaptık lakin o binaların içindekilerin maceralarını kopya edemedik. Binalar boş kaldı. Oysa sanat, ilim, bir işte başarılı olma bunların hepsinin eşik şartı samimiyetti. Programlar, projeler geliştirmeden önce dedikodusunu yaydık. Oysa sadece geçtiğimiz ay yüz beş habere konu olan Müge Anlı’yı konuşulur yapan şey samimiyeti ve adanmışlığıydı. Rakamlar arkasından geldi. Rakamları kendine tabi kılan güzelliklere nasıl da hasretiz. 

TÜRKİYE’DEN İYEOKA GEÇTİ

 Bundan tam altı yıl önce bir klip, kalp ritimlerinin müziğiyle sevgi cimrilerine sesleniyordu. Bu klipi hatırlatma nedenim Babylon geçtiğimiz hafta müzikseverlerin gönlünü fetheden bu klipin sanatçısı İyeoka’yı ağırladı. 

KELT MÜZİĞİ TADINDA BİR KLİP


Bende Kelt müziği tutkusu Loreena Mckennit ile başladı. Ve üniversite öğrenciliğim yıllarında Enya ile devam etti. Sevgili Ezgi Eyüboğlu’nun son klipi “Yar Kalsaydun” bana Enya’nın kliplerini hatırlattı.