Portakal çiçeği kokusunda Adana

İlk gittiğimde bu mısraları yazmıştım Çukurova’nın bereketli topraklarına.

Hayattan bir hafta sonu çalmak, iş stresini biraz olsun atmak için harika bir ekip ile 5. Portakal Çiçeği Karnavalı için Adana ’dayız. Daha havalimanında inince burnumu mis gibi yeni açan portakal çiçeklerinin o tarifsiz kokusu sardı. İçimi huzur kaplıyor bu kent. Bir de dostlarınız varsa yanında tadından yenmez. 

Bavulları otele bıraktığımız gibi doğru karnaval alanına gidiyoruz.  Erkekler, kadınlar çocuklar herkes cıvıl cıvıl… Konserler, yarışmalar, kermesler, çok güzel hazırlanmış herkes karnavala… Daha önce her sokakta ayrı bir etkinlik varken bu kez referandum nedeniyle güzel bir alana toplanmış derli toplu olmuş biraz… 

Stantları, gezerken, “keşke her ilin böyle karnavalları olsa da tüm güzelliklerini görebilsek” diye iç geçirdim. O şehre gidebilmek için güzel bahaneler bu etkinlikler…

Sonra topluca Aşk ve Sadakat Köprüsü’nün açılışını gerçekleştirdik. Kilitler köprüye asıldığı gibi anahtarlar suya gömüldü. Çok acıktık sırada yemek var.

Her yerde kebap bir başka güzel

Biz bu kez Gazi Paşa Kebap’ta yedik ilk kebapları, akşam Onur Kebap, son altın vuruşu yine her zaman ki gibi Adana Yüzevler Kebap’ta yaptım. Kim ne derse desin kebap konusunda Adana bir başka güzel…  Tüm ekip, hem hava almaya hem de bici bici tatlısı yemeye Baraj yoluna gittik. Adanalılar alınmasın “Biraz tatsız ama oldukça serinletici geldi.” 

Yediklerimizi eritmek için Seyhan gezisi

Şeyhan Nehri kentin tam ortasından geçiyor. Adana’ya hayat veren fevkalade bir yer. İnsanların sabah yürüyüşlerini yaptığı, kenarından balık tuttuğu, kayıklarla gezdiği cazibe merkezi… Harika fotoğraflar çekebileceğiniz çok güzel bir yer. 
Yani Taş Köprü, Camii ve Seyhan Nehri kusursuz bir tablo gibi…

Tarihe Keyifli Bir Yolculuk

Kebapları fazla kaçırdık diye üzülmeyin. Taş köprüden karşıya geçin, Küçük Saat’i gösteren tabeladan içeriye girin, harika tarihi bir yolculuğa çıkartıyorum aslında sizi. Tarih kokusu ile portakal çiçeği kokusu bir arada… Önce Ünlü 
Şair, Adana Valisi Ziya Paşa’nın mezarını ziyaret ettik. Sonra eski yapılarından arasından Ulu Cami’ye çıktık. İskemlelere oturup taze çaylarımızı yudumladık. Siz de öyle yapın. Çarşıda eski dükkânlarda buz gibi şalgam için, çıtır çıtır halka tatlılarının tadına bakın ve teyzelerin yaptığı sıkma dürümleri kesinlikle deneyin pişman olmayacaksınız. 

Ne diyelim Nisan’da Adana’da olmak bir başka güzel…