Pes etmek mi, inançla hedefe devam etmek mi?

Zekiye Olgaçay
zekiye@zekiyeolgacay.com

Yaklaşık 20 yıl önce ilk defa okuduğumda adeta büyülendiğim ve hayatım boyunca yoluma ışık tutmuş olan Simyacı’nın 25. yıldönümü nedeniyle Oprah Winfrey’nın, Paulo Coelho ile yaptığı röportajda öğrendim 

Simyacı’nın ilk yayınlanma öyküsündeki ilginç ayrıntıları.

Paulo Coelho’nun sadece iki haftada yazdığı ikinci kitabı Simyacı bir yayınevi tarafından basıldıktan sonra kitapçılara dağıtılıyor ve altı ayda sadece iki adet kitap satışı gerçekleşiyor, ikinci kitabı da ilk alan kişi altı ay sonra tekrar alıyor.  

BAŞARISIZ OLDU

Bu başarısızlıktan sonra yayınevi kitap anlaşmasını iptal edip hakları iade ediyor ve Coelho kitabında yazdığı "Bir şeyi gerçekten istersen bütün evren bunu gerçekleştirmek için seferber olur" cümlesini düşünüp bunun kendisi için de gerçek olması gerektiğine inanıyor. Başka bir yayın evinin kapısını çalarak “Bu kitap basıldı ve başarısız oldu ama sizin bunu tekrar basmanızı istiyorum” dediğinde “Evet” cevabını alıyor. Yayınevi sahibine neden evet dediğini soruyor ve “Bilmiyorum” yanıtını alıyor.

KAPILAR AÇILIYOR

Evet, biz pes etmediğimizde evren de etmiyor, kapılar ve yol sonuna kadar açılıyor. Coelho’nun hayatının o “inanç sınavında” küstüğünü, inancını kaybettiğini ve hatta bir daha yazmadığını düşünün. Simyacı henüz ikinci kitabı ve sonrasında 31 kitap daha yayımlayacak. Ne büyük bir kayıp olurdu, 150 milyonun üzerinde satmış kitaplarının satırlarında dokunduğu kalpler için. İşte biz pes ettiğimizde bizden çok aslında dünya kaybediyor çünkü buraya sunmaya paylaşmaya geldiğimiz potansiyelimiz sadece bize özgü. Kendi gerçeğini yaşamak, Simyacı'nın deyimiyle kaderimizi gerçekleştirmek için birçok sınavdan geçmemiz gerekiyor. Başarıyla başarısızlık arasındaki ince çizgi işte tam da burada gizli. Her ne oluyorsa olsun, sen kalbinin sesine güvenerek, inançla yoluna devam edebiliyor musun? Hayaline ulaşmak için aşman ve yüzleşmen gereken birçok zorluk başarısızlık olacağını olağan kabul etmek öğretilmedi bizlere, dolayısıyla hemen pes edebiliyoruz ama unutmamak gerekiyor ki bu sürecin doğal ve olması gereken bir parçası. Yaptığım koçluk çalışmalarında da insanlar en çok burada kat ettikleri yolu görmezden gelerek pes etme eğilimine giriyorlar ama bu süreci bir dönüşüm fırsatı olarak gören ise mutlak zafere ilerliyor. Toplumun sana uygun gördüğü rolleri giyemiyorsan üzerine üzülme, bil ki seni bekleyen çok daha büyük bir kader var. Yine Coelho'nun hikâyesine bakacak olursak o günün toplumsal beklentilerine uymadığı için gençliğinde ailesi onu üç kere akıl hastanesine yatırıyor. Bazen kendimiz olabilmek için bile bizi en çok seven insanlarla en yakınlarımızla bile, hatta belki de en çok onlarla mücadele etmemiz gerekiyor. 

HAZIR MISINIZ? 

Gerçekten ne istediğini bilmek, aslında hep bildiğin gerçeği keşfetmek bile bazen yıllarca sürebilecek bir yolculuk. Peki, gerçekten nasıl bulacağım ve anlayacağım diye merak ediyorsan şunlara dikkat et; Eğer kalbinin heyecanla atmasını sağlıyorsa, yaparken içinin neşeyle dolduğunu hissediyorsan, başka insanlara da mutluluk veriyorsa, hayatın bir anlamı olduğunu duyumsuyorsan, kendini çalışıyor gibi değil de eğleniyormuş gibi hissediyorsan işte yapman gereken şeyi bulmuşsun demektir. Peki ya bulduysan bunu gerçekleştirmek için elinden gelenin yüzde 100'ünü yapmaya hazır mısın? Çünkü yaşadığın her şey bir gün bunu ortaya koyabilmen için seni hazırlıyor. Ve dünya da senin ortaya koyabileceğin eşsiz eserini bekliyor…