Pablo Escobar'ı Sevmek'i izlemeli miyiz?

Pablo Escobar… Nam-ı diğer Robin Hood… Güney Amerika'nın ilk milyarderi ve 80'li yıllarda ABD'ye giren kokainin %80'ini kontrol eden dünyanın en ünlü uyuşturucu baronlarından biri… Bir anti-kahraman, hatta bir terörist… Narcos dizisiyle hayatımıza giren Pablo Escobar'ın hikâyesine hemen herkes aşina artık. Peki, Escobar'ın beyazperde macerası Pablo Escobar'ı Sevmek'i (Loving Pablo) izlemeli miyiz?

BAŞAK BIÇAK / basakbicak@gmail.com

Efsaneleşmiş seri Breaking Bad’in kahramanı Walter White’ın meşhur sözünü hatırlarsınız: “Ben tehlikede değilim Skyler, tehlike benim! Adamın biri çalan kapıyı açınca vuruluyor ve sen benim o adam olduğumu mu sanıyorsun? Hayır! Ben kapıyı çalanım!” İşte bu cümle hem Breakind Bad’in, hem de hayranı olduğumuz karakter Walter White’ın dönüşümünün en büyük göstergesiydi. Sıradan bir kimya öğretmeniyken, dev bir uyuşturucu baronuna dönüşen Walter White’ın, beş sezon süren “anti kahraman olma” evrimini nefesimizi tutarak izledik. Çünkü Walter White’ın, her olayda karakterine eklemlenen yeni özelliği ile güçlü ve yenilmez olan bu kahramana daha fazla hayranlık duyuyorduk. Walter White, bizim arzu ettiğimiz, hayalini kurduğumuz gücü temsil ediyordu. Sırandalığımızı nasıl kırabileceğimizin sembolü, nasıl bir kahraman olabileceğimizin ifadesiydi. 

Tıpkı Pablo Escobar gibi…

ZENGİN OLABİLECEĞİNİ HAYAL ETMİYORDU

Pablo Escobar, Kolombiya’da bir köy öğretmeninin çocuğu olarak dünyaya gelip, 16 yaşında çevresindekilere çok zengin olacağını söylediğinde muhtemelen kendisi de Kolombiya devletinden daha büyük ve ABD’yi ekonomik krizle tehdit edecek kadar zengin olabileceğini tahmin etmiyordu. 80’li yıllara gelindiğinde dünyanın en zenginleri listesinde 7. sırada yer alan, ABD’ye giren kokain miktarı sonucunda neredeyse tüm para akışını Kolombiya’ya çeviren ve ABD ekonomisini zora sokan, Kolombiya hükümetinin borçlarını ödeyebilecek kadar devasa bir güce sahip Escobar, Güney Amerika’nın ve hatta dünyanın en ünlü baronuna dönüşmüştü. Ancak bu gücü doğru kullanamayan Escobar, bir süre sonra Kolombiya devlet başkanı olma hayalleri kurmaya başladı ve bu hayal, onun sonunun başlangıcı oldu. Meclise girdikten sonra geçmişi peşini bırakmadı ve bir dizi terör eylemine girişeceği dönem başladı. Yüzlerce masum insan öldü, binlerce polis, yargıç, asker Escobar’ın düzenlediği saldırılarda hayatını kaybetti. Medellin’in bağrından kopup gelen kahraman, bir anda acımasız bir teröriste dönüştü ve güç savaşları karteller arası mücadeleden çıkıp sıradan halka zarar vermeye başladı…

ROLÜNÜN HAKKINI VERİYOR

İşte Pablo Escobar’ın bu sıra dışı hayat hikayesi Narcos’la bir anda popülarite kazanınca, beyazperde macerası da kaçınılmaz oldu. Diziden de tanıdığımız, Escobar’ın gazeteci sevgilisi Virginia Vallejo’nun “Loving Pablo, Hating Escobar” isimli kitabından uyarlanan film, Narcos’ta kendisi için “kötü bir karakter” imajı çizildiğini söyleyen gazetecinin gözünden aktarıyor yaşananları… Ancak her ne kadar farklı anlatıldığı ve gerçeklerin çarpıtıldığı söylense de, ana hatlarıyla Escobar’ın hayatına tüm detaylarıyla tanıklık ettiğimiz için film, size yeni hiçbir şey söyleyemiyor. Hatta söylemediği gibi dizinin kısa bir tekrarı olmaktan öteye gidemiyor. Escobar figürüyle özdeşleşen Wagner Moura’nın yerine gelen Javier Bardem ise tahmin ettiğimiz üzere enfes bir Escobar yorumuyla karşımıza çıkıyor.  Rolünün hakkını fazlasıyla veriyor ve alıştığımız Moura’yı bizlere aratmıyor. Ancak Penelope Cruz için aynı şeyi söylemek zor zira şaşırtıcı bir biçimde, izlediğim en kötü performansını çıkarıyor Cruz. Abartılı ve yüksekten oynarken, yer yer inandırıcılığını dahi kaybediyor. Javier Bardem-Penelope Cruz ikilisi olduğu içinn epey merakla bekliyordum bu filmi fakat Cruz, filmden daha büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor.  Los Lunes Al Sol (2002) ve A Perfect Day (2015) gibi iki enfes filme imza atan İspanyol Fernando León de Aranoa’nın ise filmin tamamen dışından kalmış gibi… Yönetmenin imzasını taşıdığını hissettiğimiz herhangi bir sekanstan söz etmek neredeyse mümkün olmuyor. Dolayısıyla film sadece hikâye anlatımında sınıfta kalmıyor aynı zamanda, özellikle Peneleope Cruz’da karşılaştığımız oyuncu yönetimi ve pek çok teknik konuda da başarısız oluyor. Dizi izlemek uzun sürüyor, bu efsane uyuşturucu baronunun öyküsünü kısa sürede izleyeyim diyorsanız Pablo Escobar’ı Sevmek filmi doğru bir tercih olabilir. Aksi halde, bilhassa diziyi izlemiş olanlar için görülmeye değer bir şey olduğunu söylemek zor…