Oyunculuk yaşam enerjimi artırıyor

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

Oyuncu, Emel Dede, TRT’nin dönem dizisi ‘Sevda Kuşun Kanadında’da gazeteci Leyla karak-terini canlandırıyor. “Oyunculuk yaşam enerjimi artırıyor. Kişisel terapi alanım, kendime torpi-lim” diyen oyuncuyla dizisini, hedeflerini ve hayatını konuştuk.

Sevda Kuşun Kanadında dizisiyle yollarınız nasıl kesişti?

Menajerim Tuncay Altunoğlu projeden övgüyle bahsediyordu. Senaryoyu okumamı istedi. Aslında dizideki başka bir karakter için teklif almıştım ama benim gözüm Leyla'daydı. Oyuncu seçmelerinde Leyla karakteri için uygun görüldüm ve tabii ki büyük bir sevinçle projeye dâhil oldum.

Leyla sizi nasıl ikna etti?

Senaryoyu okuduğumda Leyla tüm heybetiyle, parıltısıyla ve davetkarlığıyla karşımdaydı. Ona “Hayır” diyemezdim. Çok gerçek, çok derin, çok özel bir karakter. Mesleğine olan aşkı, güzelliği, zekâsı ve bunların çok farkında oluşu, yalnız ama güçlü tavrı, enerjisi, stratejik hamleleri, hırsı, nefretiyle dopdolu bir duygu havuzuydu benim için. Bedenimde, sesimde, ruhumda hayat bulması bir psikolog ve bir oyuncu olarak büyük bir fırsat oldu.

Leyla için Twitter'da "Bir muhabir iç savaş çıkaramaz ama Leyla olursa iş değişir" demişler.

Çünkü sıradan bir gazeteci değil. Kıvrak bir zekâya sahip. İnsanları ve olayları iyi analiz eden, düşmanlarını çok iyi tanıyan, cesur, duygularıyla mesleği arasındaki çizgiyi net olarak çizebilen, analitik düşünen, olayların sonuçlarını fazlaca öngörebilen ve nokta atışı hamleleri olan bir kadın. İzleyici de bunları fark etmiş olmalı ki Leyla'yı yenilmez olarak görüyor. Üstelik izleyici Leyla'ya destek çıkıyor. Yani sevilmeyen kötü bir kadın değili. Aksine zarar gördüğünde duygudaş olup, onlar da hırslanıyorlar ve zekâsını, gücünü, tavrını cezbedici buluyorlar.

Oyunculuk isteği çocukluktan mı geliyor?

Ya avukat olacaktım ya da psikolog. İki mesleğe de çok yakın hissediyordum kendimi. Avukat olursam dava noktasında çok seçici olurum ve aç kalabilirim diye düşünüp psikolojide karar kıldım. Lisans eğitimim kendimi keşfetme noktasında büyük kapılar açtı zihnimde. Oyunculukla tanıştım ve bu işin yaşam enerjimi artırdığını, benim için büyük mutluluk kaynağı olduğunu fark edip eğitimlere başladım. Eş zamanlı olarak özel bir eğitim merkezinde psikolog ve terapist olarak çalıştım. Seanslarımda eğitimci yanımı, öğretmeyi çok sevdiğimi ve beni beslediğini fark edince de öğretmenlik okudum.

ÜÇ EMEL DE ÇOK İYİ ANLAŞIYOR

Hem psikolog hem öğretmen hem de oyuncusunuz. İçinizde birden çok Emel yaşıyor. Üçü de birbiriyle anlaşıyor mu?

Psikoloji ruh bilimi... İnsanın, ruhun olduğu her yerde karşınıza çıkıyor. Öğretmenlik sanıldığı gibi sadece bilgi aktarmanın çok ötesinde, çok özel ve kutsal bir meslek... İletişiminiz, davranış analiziniz, ruha temasınız, öğrenciyle kurduğunuz ilişkiniz ne kadar iyiyse o kadar iyi öğretebiliyorsunuz. Mesleki yetkinlik zaten olmazsa olmaz, onu ayrı tutuyorum. Oyunculuk deseniz yine insan, duygu, davranış, ruh, beden... Bir psikoloji ders kitabının konu başlıkları gibi... Yani hepsi birbirini besleyen meslekler. Seanslarımda bir sürü hayat öyküsüne tanıklık ediyorum. Oyunculuk için muazzam bir depo. Mesela oyunculuk eğitimlerim sırasında öğrendiğim birçok enerji egzersizini de terapilerimde sıklıkla kullanırım. Bazen derste öğrencimin söylediği bir cümle sette çözüm anahtarım olur. Yani birbirleriyle gayet iyi anlaşıyorlar.

Bazen başınızdan geçenleri garipsiyor musunuz?

Evet, birbirinden farklı ama birbirinden beslenen meslekler. Hepsinden farklı şeyler öğrenmek ve bunları harmanlamak oldukça keyifli. Bazen negatif etkileri de olabiliyor tabii. Psikolog olmak farkındalığınızı fazlaca artırıyor. Örtük mesajları, sözsüz kodları, çevrenizdeki olay veya nesnelerle ilgili detayları meslek dışı birine göre daha fazla görüyorsunuz. Bu da bazen sette odaklanmayı zorlaştırabiliyor ya da düşünme hızınız konuşma hızınıza yansıyabiliyor (gülüyor).

ANNE OLSAM HİÇ FENA OLMAZ

Hedeflerinizde neler var?

Oyunculuk hep var olsun istiyorum. Bu alanda sinema, tiyatro hepsine gönlüm fazlaca açık. Terapistliği ve öğretmenliği de çok önemsiyorum. Birilerine faydalı olabilmek, insanların üzüntülerini hafifletmek, bir öğrenciyi hayata hazırlamak, birinin ruhuna iyi gelmek, kötü giden bir ilişkiyi yeniden düzenlemek… Bu manevi tatmini başka bir yerde bulamam ki. O yüzden eşzamanlı olarak bildiğim, öğrendiğim ne varsa ve bunlarla her ne yapabiliyorsam onlara devam etmek hedefim. Bir de zamanı gelince anne olmayı deneyimlesem hiç fena olmaz.