Organ nakli değil, ‘hayat nakli’

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş

memgunes@hotmail.com

Sevgili okurlarım, bu hafta sizlerle organ nakli ve organ bağışı hakkında konuşmak istiyorum. Hasta insanı iyileştirme, yaşama süresini uzatabilme, nitelikli bir yaşam sağlayabilme, insanlığın çok eski zamanlardan beri sürekli üstünde durduğu, daha iyisini amaçladığı bir konudur. Doku ve organ nakli bu konuda bir örnek oluşturmaktadır. Bu alan son 50 yılda tıbbın en hızlı ilerleyen güncel dallarından birisi olmuştur. Birçok kronik organ hastalıklarında uygulanan rutin, geçerli ve ileri bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. 

Organ nakli nedir? 

 Tedavisi tıbben mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya ölüden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine organ nakli denilmektedir. Organ naklinin tek amacı vardır o da yeni bir hayat naklidir. Organ yetmezliği nedeniyle yaşamının sonuna gelmiş bir hastanın hayatını kurtarmak, yaşam süresini ve kalitesini arttırmaktır. Organ nakli canlıdan ya da kadavradan yapılabilmektedir. Ülkemizde kadavradan organ bağışının yeterli olmaması nedeniyle, canlı verici kaynaklı organ nakli kadavradan nakle göre daha fazla yapılmaktadır. Türkiye’de ilk canlı vericiden böbrek nakli 1975 yılında gerçekleştirilmiştir. 

Günümüzde hangi organların nakli yapılabilmektedir? 

-Böbrek  

-Karaciğer  

-Kalp ve kapakçıklar  

-Akciğer  

-Pankreas  

-Kornea  

-Kemik  

-Kemik iliği  

-İnce bağırsak  

-Tendon  

-Deri  

Beyin ölümü nedir? Ne değildir? Tanısı kimler tarafından konur? 

Kısaca, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz kaybolmasıdır. Beyin ölümü olmadan kadavradan nakil yapılamaz. Beyin ölümü bitkisel hayat demek değildir. Bitkisel hayatta hastanın solunumu devam eder, aylarca ya da yıllarca yaşayabilir ve bazı durumlarda iyileşmesi mümkündür. Ölümün hangi şekilde gerçekleştiği, ölüm olduğunda organların kullanılıp kullanılamayacağı da önemlidir. Beyin ölümüne karar veren heyette bir nörolog (ya da beyin-sinir cerrahı) ile bir kardiyolog (ya da anestezist) bulunmalıdır.  

Organ bağışıyla ilgili doğru zannedilen yanlışlar 

Sadece akrabalar arasında yapılır! 

YANLIŞ: Canlı verici şartlarını yerine getirmiş ya da beyin ölümü gerçekleşen, hayattayken organlarının bağışlanmasını kabul eden herkesten nakil yapılabilir.   

Kişilerin kan grupları farklıysa nakil yapılamaz! 

YANLIŞ: Kişilerin kan grupları farklı olsa da nakil yapılabiliyor. Ancak bu yöntem oldukça pahalı ve riski daha yüksek… Bu nedenle son çare olarak başvurulması gerekiyor. Kan grubu uyumu zorlanmalı.  

Organ naklinde doku uyumu şart!  

YANLIŞ: Doku uyumu tercih edilmekle birlikte, organ naklinde şart değil.  

Kadından kadına nakil yapılmalıdır, erkekten yapılırsa böbrek çalışmaz! 

YANLIŞ: Her iki cinsten kişiler rahatlıkla karşılıklı bağış yapabilirler.  

Çocuklara büyüklerden organ nakli yapılamaz!

YANLIŞ: Literatürde anne babasından ya da başka bir yetişkin vericiden organ nakli yapılan ve başarılı olunan birçok çocuk alıcının olduğu görülmektedir. 

İnsan tek böbrekli kalırsa uzun yaşayamaz! 

YANLIŞ: Çok sayıda böbrek vericisi uzun dönem izlenmiş ve bu kişilerde yaşamlarını değiştirecek olumsuz bir etki görülmemiş. Batılı ülkelerden yapılan yayınlar bunu açıkça gösteriyor. Bu nedenle 30 yaş üzerindeki herkes rahatlıkla böbreğini verebilir.  

İki farklı ırktan insan arasında yapılan nakil başarılı olmaz!  

YANLIŞ: Organların farklı dinde, dilde, ırkta, mezhepte, renkte farklı genetik yapıda olduğunu ya da farklı fonksiyonda çalıştığını gösteren hiçbir klinik çalışma ya da gözlem mevcut değildir.