'Önyarıgılarınızı kırın'

ENDER EREN

endereren@gmail.com

Prey'in geçtiği zaman paraleli bizim dünyamızdaki ile aynı değil. 1963'te Amerikan Başkanı John F. Kennedy'ye bir suikast düzenlendi, biliyorsunuzdur. Kendisi bu suikast sonucu hayatını kaybetmişti. İşte Prey'in zaman paralelinde John F. Kennedy ölmüyor ve uzay bilimine çılgın yatırımlar yapıyor. Uzay bilimi konusunda hem Amerika'yı, hem de dünyayı birkaç adım birden ileri taşıyor. Ancak elbette, insanlığın her zaman sorduğu soru burada da ister istemez gündeme geliyor. Bu ucu -bucağı belli olmayan karanlık evrende, insanlardan başka; yaşayabilen, düşünebilen ve iletişim kurabilen canlılar da olabilir mi? Prey'in evrenine göre bu soru 20. yüzyılda cevaplanıyor. İnsanların uzayda gerçekleştirdiği aktivitelerden haberdar olan "toplama" bir uzaylı ırkı olan Typhon, Dünya gezegenine saldırıyor. Prey, kesinlikle son yıllarda gördüğüm en etkileyici başlangıçlardan birisini sergiliyor. Oyunun ilk yarım saatinde o kadar garip ve o kadar güçlü bir olay örgüsü ile karşılaşıyorsunuz ki, geri kalanının ne tonda olacağını çılgınlar gibi merak etmeye başlıyorsunuz. Birbirinden ayrı, büyük haritalara bölünen oyunda seçeceğiz nöromodlar bu haritaları keşfedebilme yetinizi de doğrudan etkileyecek. Bilim kurgu hayranı olmasanız bile barındırdığı rol yapma ve aksiyon öğeleri ile gerçekten seveceğiniz Prey'i düşük bir sisteme sahip olsanız bile alıp deneyebilirsiniz.