seren.aksus@diyetaktif.com
Çocuklarımızın yaşamlarının ortalama çok büyük bir kısmını, 15-20 yılını, geçirdikleri, günde yol dahil neredeyse 8-12 saat kaldıkları okullarında diyet yapmalarını sağlamak mümkün mü? Pek ama nasıl? Yanıtları bu yazıda…
SAĞLIKLI BESLENME OKULDA BAŞLAR
Çocuğun aile yanından ayrılıp, yuvasından daha uzun süre yaşadığı yerdir okul. Yaşama hazırlandığı, yaşamın provasının yapıldığı ikinci ev. Sabah saat 06:00’da gidende gördüm çok, akşam 18:00’da gelende… 12 saat, yani günün yarısını geçirdikleri okulda yaşamın en önemli gereksinimleri yemek yeme, tuvalete gitme gibi hayati ihtiyaçlarını birkaç kez karşılaması gerekiyor. Bu bakış açısı ile okullarımızı değerlendirirsek acaba durum nasıl? Bir diyetisyen gözü ile birlikte bakalım…
OKUL MÖNÜLERİ FELAKET
İster devlet olsun, ister özel okul, okul mönüleri gerçekten felaket. Bunu 2 çocuk babası biri olarak da söyleyebilirim, günde onlarca yemek fotoğrafı inceleyen bir uzman olarak da… Günlük yaşamda tercih etmeyeceğiniz yemeklerin çıktığı, ne tat, ne görüntü olarak çocuklara hitaptan uzak, besin değeri bakımından dengesiz, hijyen kısmına girmiyorum bile… Bu gerçeği kabul edersek, hatalarımızı ortaya koyarsak ancak o zaman çözüm ihtiyacı duyarak iyileştirmeye başlayabiliriz. Nerden başlasak, nasıl anlatsak…
ÖĞÜN SAYISI ARTIRILMALI
Çocukların okulda çok uzun vakit geçirdiklerini düşünürsek, bu sürede almaları gereken öğün sayısından başlayarak iyileştirmek ve menüyü buna göre planlamak yerinde olacaktır. Sabah erken saatlerde, henüz daha uyuklarken okula giden çocukların iştahı genelde yerinde olmaz. Kahvaltı etmek istemezler. Minik bir fiziksel aktivite olsa, burada ayılacak çocuğun karnı acıkacak, kahvaltı etmek isteyektir. Azda olsa, çocuğun kahvaltı yapması çok önemlidir. Kahvaltı yapan çocuğun tüm zihin faaliyetleri çalışmaya başlar, beyni aktive olur. Öğle yemeğine kadar geçen sürede minik bir ara öğün çok yararlıdır. Çocuğun acıkıp öğle yemeğinde karbonhidrata saldırmasını engeller. Güzel bir öğle yemeği ardından, ikindi öğünü mutlaka olmalıdır. Öğleden sonra servise binene kadar geçen zamanı ve servise bindikten sonra eve gidene kadar trafiğide hesap edersek, buraya en az 1, bazen 2 ara öğün tam olacaktır.
ÖĞÜN SÜRESİ EN AZ 1 SAAT OLMALI
Ana öğünler 1 saat, ara öğünler en az 30 dk olmalıdır. Çocuğun elini yıkaması, tuvalete girmesi, sofrada arkadaşları ile sohbet etmesi, yemeğini minik minik yemesi, sindirmesi tüm bu işler 1 saatten daha kısa sürede yapılamaz. Bu süre zarfında yemek yeme kültürü oturan, acele/telaşlı koştur koştur yemek yemeyen çocuğun bu alışkanlığı, yetişkin bir birey olduğunda da devam eder. Böylelikle git gide artan obezitenin önüne geçme şansımız olur. Çünkü insan beyni ortalama 20 dk civarında doyduğunu anlar. Bireyden bireye değişmekle birlikte bu süre yaklaşık budur. Dolayısı ile okuldan başlayarak, ömrü boyunca çok hızlı yemek yiyen biri, bu süre içerisinde çok fazla miktarda yemek yiyeceği için şişmanlaması kaçınılmazdır. Sakin ve yavaşça, zamana yayarak yemek yiyen bireylerin kilosu, genelde daha az ve sağlıklıdır.
Su her yerde olmalı
Sınıfta, koridorda, spor salonunda… çocuğun olduğu her yerde su temiz, hijyenik ve ulaşılabilir şekilde olmalıdır. Mümkün olan tüm aralarda çocuğu su içmesi için cesaretlendirmek gereklidir. Okul çağı çocuğu, okulda olduğu süre boyunca en az 1 lt su içmelidir. Çay, kahve, meyve suyu, gazlı&kolalı içecekler bu miktara dahil değildir. Sadece su olarak çocuk bu ihtiyacını ücretsiz bir şekilde rahatça karşılayabilmelidir. Beden eğitimi dersine çıkan her çocuğun elinde su şişesi/matarası olmalıdır. Çok sık karşılaştığım manzara, güneşin altında, 40 derecede deli dana gibi koşturan, terlemekten kıpkırmızı olmuş çocuklardır. Bende okulda o çocuklardan biriydim. Susuzluktan geberirdim, içmeye su bulamazdım. Hala da böyle… Bu artık değişmeli. Çocukda, aileside, öğretmende bilecek ki, çocuk dediğin su içecek. Hele ki spor yapıyorsa daha fazla içecek.