O çöp toplarken çete milyonları süpürmüş

Mevlüt, Afyonkarahisar Belediyesi Temizlik İşleri’nde çalışıyordu. Aylık 1300 TL ile geçinmeye çalışıyordu. Günün 8 saatini çöp arabasının üzerinde geçiriyordu. Çocukluk arkadaşı Hüseyin’den gelen teklif oldukça cazipti. Kimliğini vermesi karşılığında 1200 TL ayda para alacaktı. Mevlüt’ün bu teklife ''Hayır'' deme şansı yoktu. Ama başına gelecekleri bilemezdi…

MEVLÜT’ÜN "HAYIR" DEME ŞANSI YOKTU

Hüseyin Kayaalp, Mevlüt’ü ikna edeceğine zaten çok emindi. Zar zor geçinmeye çalışan Mevlüt’ü ikna etmesi hiç zor olmadı. Suç ortağı Deniz Erdönmez’i arayarak “Kimlik tamam” dedi. Adana’da kaybolmuş bir kimliği de ulaşmışlardı. Sıra planın ikinci aşamasındaydı. Bir hesap açıp şirket kurarak insanları dolandıracaklardı.

BİRİ ARIYOR, DİĞERİ ÇALIYOR

Afyonkarahisar’da bir binanın girişinde sahte çağrı merkezlerini açtılar. 15 kişi çalışmaya başladı. “Kredi kartları aidatları yeni kanun gereği iade edilecektir. Hesabınıza 500 TL yatıracağız” diyerek kart bilgilerini almaya başladılar. Daha telefon kapanmadan bilgileri ele geçiren çetenin diğer bir elemanı hesapları boşaltıyordu.

PARALAR ÇÖPÇÜ MEVLÜT’ÜN HESABINA

Çete vurgun için her şeyi planlamıştı. Paranın bir kısmı İngiltere’deki hesaplarına aktarılırken, diğerleri de her şeyden habersiz çöpçülük yapan Mevlüt Akgöl’ün hesabına yatıyordu. Hüseyin ve Deniz çarkı kurmuştu. Sistem tıkır tıkır işliyordu. Ama mağdurlar dolandırıldıklarını fark etmişti. Bakırköy savcısına gelen şikâyet sayısı 70 olmuştu. Bu işi çözecek birim İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi'ndeki B bloğunun girişinde bulunan Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ydü.

KARARGAH AFYONKARAHİSAR

Emniyet Amiri Özgür savcıdan gelen dosyayı görünce gülümsedi. Bu tür dosyalarla sıkça karşılaşıyordu. “Çözeriz biz bunu da” diyerek ekip arkadaşlarını çağırdı. İnsanların kanını emen bir çeteyle daha karşı karşıyalardı. Ekip çalışmaya başladı. İlk gelen bilgilere göre çetenin karargâhı Afyonkarahisar’dı.

OHH NE GÜZEL BİR PARA BU!

Mevlüt çok mutluydu. Bugün ayın 3’ü olmuştu. Çete üyesi bir kişi gelerek Mevlüt’ün 1200 TL’sini verdi. “Ya bu ne kolay işmiş. 8 saat çöp topluyorum bu kadar kazanıyorum” diye geçirdi aklından. Mevlüt sadece kimliğinin fotokopisini vermişti. Oysa o kimlikle her gün onlarca insan dolandırılıyordu. Mevlüt bunu bilmiyordu. O cebine giren para nedeniyle çok mutluydu.

ACELE YOK, ÇETENİN KÖKÜ KAZINACAK

Siber avcısı olan polis memurları Ozan, Osman ve Tarık Afyonkarahisar’a gönderildi. Bir hafta boyunca çetenin adresini izlediler. Diğer tarafta ise teknik izleme devam ediyordu. Tüm şüpheler artık netleşmişti. Çete bu binanın içindeydi. Emniyet Amiri Özgür acele etme taraftarı değildi. Çetenin kökünü kazımalıydı.

GÜNDE 60 BİN TL KAZANIYORLARDI

Hüseyin ve Deniz’in keyfine diyecek yoktu. Günde 60 bin TL kazanıyorlardı. Bir restorana giderek kutlama yemeği yediler. “İşi büyütelim ortak” dedi Hüseyin. Kütahya’ya da bir şube açmaya karar verdiler. Hazırlıklara başlama kararı aldılar. İki soyguncu yer bakmak için bir adamlarını Kütahya’ya yollama kararı aldılar. Telefonla aradıkları adamlarına “Yarın Kütahya’ya gidiyorsun hazırlan” dediler.

ALIN O ADAMI

Siber polis için artık düğmeye basma zamanı gelmişti. Takibe takılan bu bilgi çok önemliydi. Özgür, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Ozan Karadağ ve Müdür Yardımcısı Cenk Bal’ı bilgilendirdi. Müdür Karadağ “O zaman alın şu adamları artık” talimatını verdi. Özgür, hemen Afyon’daki şef polis Oğuzhan’ı arayarak Kütahya’ya gidecek adamı almalarını istedi.

ELEKTRİĞİ KESEN BUTON VAR DİKKAT EDİN

Şüpheli sabah 08.00’de yola çıkmak için arabasına doğru yürürken Osman ve Tarık kıskıvrak onu yakaladı. Çete üyesi polisten çok korkmuştu. Her şeyi kısa sürede anlattı. “İçeride bir buton var. Baskınlara karşı kuruldu. Düğme Bekir'de. Bastığı anda elektrikler kesiliyor ve sistem kendini kitliyor.” Bu çok önemli bir bilgiydi. Bekir’in dışarı çıkması gerekiyordu.

BEKİR DIŞARI ÇIKMALIYDI

Polisiye yöntemlerle Bekir arandı. İnanmıştı arayan kişiye. Çaldıkları paraları bankaya yatırmak için dışarı çıktı. Heyecanlı dakikalar başlamıştı. İstanbul siber polisi peşlerindeydi. Binadan uzaklaşması beklendi. 1 kilometre sonra Bekir yakalandı. Anahtar üzerinden alındı. Artık binaya girme zamanı gelmişti. Polis bu operasyonlara karşı çok deneyimliydi.

ABİ SİSTEMDE SIKINTI VAR, GEL HEMEN

Anahtarla kapıyı açan polis içeri daldı. İçerideki 9 kişi ve çete liderlerinden Deniz Erdönmez gözaltına alındı. Bu arada Deniz’in telefonu çaldı. Arayan suç ortağı Hüseyin’di. Çünkü 2 saattir hesaba para yatmıyordu. Şüphelenmişti. Tarık ve Osman Deniz’in tepesindeydi. Binaya çağırmalarını istedi. Deniz, “Abi sistemde sıkıntı var. Bir gelsen iyi olur” dedi. Hüseyin bir panikle koşarak ofise gitti. Kapıyı açmasıyla o da yakalandı.

MEVLÜT O ANLARDA ÇÖP TOPLUYORDU

Geriye alınması geren bir kişi kalmıştı. Şirketin sahibi görünen sahte milyoner temizlik işçisi Mevlüt. Belediyeden Mevlüt’ün yeri öğrenildi. Bir mahallenin çöpünü topluyordu. Polisler koluna girerek “Bizimle geliyorsun” dedi. Mevlüt şaşkın şaşkın “Ben n'aptım?” diye sordu. Polisler, “İstanbul’a gidince anlatırız” diyerek arabaya bindirdi.

1,5 MİLYONU VAR AMA HABERİ YOK

Mevlüt’ün hesabına 1,5 milyon lira yatırılıp çekilmişti. Para karşılığı nedenini sormadan verdiği kimliği onun başını yakmıştı. Çete yakalanana kadar 300 bin kişiyi aramıştı. Toplamda ise 2 milyon TL’lik vurgun yapmıştı. 14 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

GEL BİR KAHVE İÇELİM

İstanbul siber polisi bir çeteyi daha çökertmişti. Artık onlar bir markaydı. Müdürleri Ozan Karadağ, çeteyi çökerten ekibe 2 gün izin verdi. Ne de olsa 10 gündür gece-gündüz ayaktalardı. Ama polisin işi bitmezdi. Çünkü Bilişim Suçları Savcısı Özgür, sabah 10.00’da adliyeye kahve içmeye çağırdı. Bu yeni bir dosyanın ayak izleriydi Emniyet Amiri Özgür için.