Nafaka için para nakil arabasını soydu

Ahmet Çatır büyük sorunlar yaşadığı eşinden tek celsede boşanmıştı. 50 bin TL nafaka parası ödemesi gerekiyordu. Ama bu parayı nasıl ödeyecekti? Çocukluk arkadaşından gelen teklif hiç de fena değildi. Para nakil aracı soyacak, nafaka borcunu ödeyecekti.


Arayan Başakşehir Polis Merkez Amirliği'ydi. Bir hırsızlık kaydı veriyordu. Para nakil aracı soyulmuştu. Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu polisleri hemen bilgileri aldı. Büro Amiri Başkomiser Mehmet konuyla ilgili deneyimli polislerden Yusuf’u görevlendirdi. Hemen ekipler Başakşehir’e doğru yola çıktı.

BU PARALARIN YARISI BENİM OLSA N'OLURDU!

Para nakil şirketinde şoför olarak çalışan Müslüm Çıkmış geçim zorluğu yaşıyordu. Her gün eve giderken “Ahh be bu paraların yarısı benim olsa diye hayal kuruyordu.”  Bugün de 1 milyon lira taşımıştı. Cebinde 20 TL ile eve gitmişti. Akşam yemeğini yedikten sonra çocukluk arkadaşı Ahmet Çatır’ı aradı. Yenibosna’da kahvede batak oynuyordu. İki arkadaş bir parkta saat 22.00’da buluşmak üzere sözleşti.

GEL SOYGUN YAPALIM AHMET

“Her gün milyonlar taşıyorum ama cebimde 10 TL” yok diyerek Ahmet’e içini döktü Müslüm. Ahmet ise mahkemenin verdiği 50 bin TL’lik nafaka yüzünden kafayı yiyeceğini söylüyordu. Müslüm hain planı anlattı. “Gel bu aracı soyalım. Hayatımız kurtulur” dedi. Ahmet Çatır sanki böyle bir teklif bekliyormuş. Müslüm’ün verdiği bilgiler doğrultusunda uzaktan kumandalı anahtar yapıldı. Denendi aracın kapısını açıyordu. Soygun bugün gerçekleşecekti. Müslüm sabah 1 milyon 84 bin TL ile yola çıktı. İkitelli Giyim Kenti’nde durmuşlardı. Paraları kumandayla açılacak olan alana koymuştu. Amaçları uzaktan kumandayla soymuşlar izlenim vermek. Ahmet de kahveye giderek arkadaşları İbrahim Şahin ve Orhan Kıyak’ı alarak soygunu yapacakları yere doğru yola çıktı.

SİZCE AÇIK VERDİK Mİ?

Rahatlıkla kapıları açıp paraları alarak kaçtılar.  Müslüm şoka uğramış gibi yaparak ekip arkadaşıyla hemen polisi aradı. Emniyette ifade verdi. Soyguncuların profesyonel olduğunu anlatıyordu. Akşam Güngören’de bulunan bir arkadaşlarında buluştular. Paraları paylaştılar. Kutlama yaptılar. Herkes birbirine soruyordu  “Sizce açık verdik mi?” 

CAMİNİN KAMERASINA TAKILDILAR

Evet, çok önemli bir açık vermişlerdi. Konuyu Hırsızlık Büro’nun deneyimli polislerinden Yusuf almıştı. Titizlikle kameraları ve GPRS kayıtlarını inceledi. Hırsızlığa karışan araç Müslüm’ün çalıştığı yerde sinyal veriyordu. İlk oraya uğramıştı. Yusuf tamam dedi. Şoförlerden biri de bu işin içindeydi. Kumandayı almak için şirkete gelmişti. Bir caminin kamerasında ise Ahmet çuvalla paraları getiriyor, arkadaşları aracın bagajına yüklüyordu. 

PARAYI ALTINA YATIRDI

Ekipler Müslüm ile Ahmet’in bağlantısını da tespit etti. Gözaltına alınan Müslüm Çıkmış 3 gün sonra sorgusunda suçunu kabul etti. Her şeyi anlattı. Bu arada fırıncı Ahmet Şanlıurfa’ya kaçmıştı. İlk işi kendisine son model bir Audi almak oldu. En büyük hayaliydi lüks bir araba. Paranın bir kısmını da ablasının evindeki buzdolabına diğer kısmını da kayınpederinin kömürlüğüne sakladı. Bir kısmıyla da altın aldı. Onlara biraz para vererek hem gönüllerini aldı hem de suçuna ortak yaptı. Müslüm’ün payı da ondaydı.

ŞU NAFAKAYI ÖDESEYDİM BARİ

Olayın üzerinden 5 gün geçmişti. Polis memuru Yusuf ve arkadaşları Şanlıurfa’da yaptıkları baskında Ahmet Çatır’ı yakaladı. 600 bin TL’nin bir kısmı buzdolabında diğer kısmı bir kömürlükte bulundu. Ahmet polisler koluna girince aklından, “Araba alacağıma hiç değilse şu nafakayı ödeseydim bari" diye geçirdi.  İfadesinde ise eşine 50 bin TL nafaka borcu olduğu için bu soyguna karıştığını itiraf etti. Kısa sürede soyguna karışan diğer isimlerde bir bir gözaltına alındı. 

PARALARI DA ADAMLARI DA BULDUK AMİRİM

Polis memuru büyük bir gururla amiri Başkomiser Mehmet’i aradı. “Amirim konu tamam. Paraları da bulduk adamları da.” Mehmet rahatlamıştı. Hemen müdürüne bilgi verdi. Hırsızlık Büro’nun işi biter miydi. 17 milyonluk İstanbul’un tüm hırsızlıklarından onlar sorumluydu. Önemli bir hırsızlık dosyası için toplantıya girdiler.