Müziğim zihindene çok kalbe hitap ediyor

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Son dönemin popüler klasik müzik bestecileri ve piyanistleri arasında yer alan Joep Beving, geçtiğimiz günlerde Salon İKSV’de sevenleriyle buluştu. İstanbul’daki ilk konserini veren ünlü piyanistle konser sonrası bir araya geldik. 

Piyanoyla kaç yaşında tanıştınız? 

Sanırım 3 yaşlarındaydım. Annemle babamın evimizin oturma odasında eski bir beyaz piyanosu vardı. Sabahları gizlice aşağı iner ve piyanoyu çalmaya çalışırdım. Bir gün annem eve bir yabancının girip piyano çaldığını zannettiğini söylemişti. Sanırım tek notadan fazlasını nasıl çalacağımı o gün öğrenmeye başladım. 

Kariyerinizi hedefleyerek mi müzisyen oldunuz? 

Tam olarak öyle sayılmaz. Gençliğimde müziğe bir ilgim olduğunu biliyordum. Kendimi ifade etmek için müziği kullanabileceğimi hissetmiştim. Hiçbir zaman müzik alanında bir kariyer sahibi olacak kadar iyi olabileceğimi düşünmemiş, yaşamımda da farklı bir yolu tercih etmiştim. Bununla birlikte bir gün yalnızca müzikle ilgileneceğime dair umutlanmaktan da hiç vazgeçmedim. 

Çalarken keyif aldığınız parça hangisi? 

Sanırım Hanging D. Bu parçayı genellikle konserlerimin sonunda çalıyorum. Benim için içimde tuttuğum tüm öfke ve karanlığı büsbütün serbest bırakmayı ifade ediyor. Bittiğinde de kendimi rahatlamış hissediyorum. Hanging D aynı zamanda beni en çok içerisine alan parça. Enstrümanla ve müzikle bir bütün olmak gerçekten de harika bir his. 

MÜZİĞİM İNSANI DERİNLİKLERE SEVK EDİYOR

Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz? 

Tanımlamamaya çalışıyorum ancak karmaşık duyguların müzikle basit bir şekilde tasvir edilmesi insanlara anlam veriyor gibi görünüyor. Çoğunlukla insanı derinliklere sevk eden piyano müziği yapıyorum. Zihinden çok kalbe hitap eden bir tür diyebilirim. 

Melodileri yaparken nelerden esinleniyorsunuz? 

Müziğimde bana ilham veren kapsayıcı tema, çoğunlukla gerçeklikle kurmuş olduğumuz ilişkiye dayanıyor. Melodiler ise genellikle kendi kendilerini besteliyor. Tıpkı bir cümlenin kendi içinde evrilmesi gibi. Cümle başlar, size hoş gelirse, mantıklı gelirse, sizi güldürürse ya da bir şeyler hissetmenize neden olursa devam edersiniz. Arka arkaya yaşanan bir süreçtir.

Bu kadar popüler olmayı bekliyor muydunuz? 

Kesinlikle beklemiyordum. Hiçbir beklentim yoktu. Hissettiklerimin başkaları için de bir anlam ifade edeceğini ve etrafımdaki insanlarla bağlantı kurmama yardımcı olacağını umuyordum. Müziğimin buralara kadar ulaşması benim için tam bir sürpriz ve minnettar olduğum bir hediye oldu. 

İSTANBUL’A İLK GELİŞİM

İstanbul’a daha önce gelmiş miydiniz? 

Bu benim ilk gelişim fakat bundan 25 yıl kadar önce Türkiye çapında büyük bir gezi yapmıştım.

İstanbul hakkında ne düşünüyorsunuz?

İstanbul gerçekten çok büyük! Ayrıca hem çok güzel hem de nefes kesici.

İstanbul’a gelince özel olarak yapmak istediğiniz bir şey oldu mu?

Listemde ilk Kılıç Ali Paşa Hamamı vardı ve ilk oraya gittim.

İstanbullularla nasıl bir konser deneyimlediniz? 

İlk iki albümüm Solipsism ve Prehension’dan parçaların yanı sıra henüz yayınlamadığım bazı bestelerime de yer verdim. Konser dinleyicilerimle birlikte çok güzeldi… 

Konserlere nasıl hazırlanıyorsunuz? 

Konser öncesi sakin ve dingin kalabilmek için gün içindeki programımı olabildiğince boş tutmaya çalışıyorum. Konserden önce genellikle çok fazla sohbete ya da etkileşime girmiyorum. Tüm bunları konser sonrasına saklıyorum.