ozlem.sonmez@aksam.com.tr
Yeni neslin parlamaya aday yazarlarından Serdar Sağlam’ın buram buram mistisizm kokan romanı ‘Musa Peygamber’in’ mucizelerine tanık olmak için yazarla heyecan verici hikâyeyi konuştuk…
“Önemli olan insan ile Allah arasındaki tarihsel ilişkinin yönünü ve doğasını bütünsel bir bakış açısıyla ele alabilmek ve hepimizin içindeki yüksek potansiyeli ortaya koyabilmek” diyen Serdar Sağlam okuyuculara keyifli ve macera dolu bir hikâye ve bunun yanında da derin bir bilgelik dünyasının kapılarını açıyor…
Musa Peygamber’le ilgili birçok kitap yazıldı, film çekildi. Bu romanı farklı kılan nedir?
Bu romanı, Musa Peygamber’in hikâyesini anlatan diğer metinlerden ve filmlerden farklı kılan en önemli nokta daha önce anlatılmamış birçok noktanın yazıya dökülmesi. Biraz ilham biraz kutsal metinler biraz da tarihi belgelerin bir sentezinin kitapta çok farklı bir öyküye dönüştüğünü söylemem gerekir.
Okuyucu neyi bulacak?
Okuyucu bu kitabı okurken kendini büyük bir peygamberin kişisel hikâyesinin tam ortasında bulacak. Musa peygamberin kişiliğinin derinlerine inerek antik Mısır ve çevresinde yaşanan gizli ve göksel olaylara tanıklık edecek. Yani hem bir kişisel hikâyenin, duygusal iniş çıkışların, inanç ve kuşkuların ortasında yer alacak hem de tarihin gizemli olaylarının heyecanlı ilerleyişi içinde bir yolculuk yapacak.
Romanı mistik kılan, okuyucuya ulaştırmak istediğiniz ana fikir nedir?
Kitapta kadim Anadolu düşüncesinin aslında eski Mısır’a ve Musa’nın öğretisine kadar uzandığına ve bu bilgilerin binlerce yıllık köklerine tanık olacaksınız. Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin bedeninde can bulan ışığın aslında ezelden beri yandığını ve dünyayı aydınlattığını göreceksiniz. Bu romanda daha önce hiç açıklanmamış bazı tarihi gerçekler de var. Mesela bizim inancımızın en kutsal kişilerinden biri olan Hızır’ın kim olduğunu, bu kutsal kişinin antik Mısır’da hangi adla anıldığını okuyucular bu kitapta öğrenecekler. Sürprizi bozmamak için açıklamıyorum.
Gizli kutsal emanetler
Kutsal emanetlerle ilgili bir bölüm var kitapta hiç bilinmeyen… Bu konuyu biraz aralasak?
Bildiğiniz gibi Kur-an’ı Kerim’de ismi anılan elçiler olduğu gibi ismi anılmayan elçiler ve kutsal kişilerden de bahsedilir. Bazı ayetlerde de geçmiş uygarlıkların şimdiki uygarlıklardan çok daha gelişmiş ve güçlü olduğu vurgulanır. Ancak bu uygarlıkların belli bir noktada yok oldukları ya da yok edildiklerine dikkat çekilir. Kuran’da anlatılan bu uygarlıklar tarihi bulgularla da doğrulanmakta. Bu uygarlıkların antik Mısır’a ve dolayısıyla Musa Peygamber’e de etkileri oldu. Yok edilen uygarlıklara gönderilen elçilerin ve kutsal kişilerin bıraktığı miraslardan bazı parçalar ki bunlara belki de ilk kutsal emanetler diyebiliriz, Mısır’ın da aralarında olduğu kadim coğrafyalara ulaştı. Bir Mısırlı olan ve kendisine peygamberlik verilen Musa’nın kuşkusuz bu emanetlerden bazılarına sahip olduğunu biliyoruz. Ahit sandığı ve asa bunlardan bazıları. İşte kitabı okuyanlar bu kutsal emanetlerin ne olduğunu da öğrenmiş olacak.