emin.demirezen@aksam.com.tr
Moda, hem kadını baştan yaratıyor hem de yaşanılan dünyanın birçok şekline yön veriyor aslında. Harriet Worsley’in oluşturduğu “Modayı Değiştiren 100 Fikir” kitabı da bunu kanıtlar nitelikte… Couture’den tutun da kadının stiletto’suna kadar birçok fikrin ortaya çıkışının yer aldığı kitaptan sizler için önemli 5 tanesini yazdık.
Aşırı zenginler için özel üretim: Couture
Fikir babası Charles Frederick
Worth olmasa “haute couture” de
olmazdı. Parisli couture tasarımcıları 60’lı yıllara kadar kadınların ne şekilde giyineceklerini büyük ölçüde belirleyerek Avrupa’daki moda trendlerine öncülük etti. Her ne kadar haute couture’ün bugünkü geçerliliği çok masraflı ve sınırlı müşteri tabanına bağlı olmasıyla tartışmaya açık olsa da 1960’lardan önce couture tasarımcıları trend belirleyici ve yıkıcı olarak önemli bir rol oynadı.
Gelin için var olan tek renk: Beyaz gelinlik
Genç Kraliçe Victoria, kuzeni Albert’le 1840 yılında evlendiğinde gerçek bir romantik olarak göklere çıkarılmıştı. Kraliyet için alışılmadık bir biçimde bu evlilik, politik bir formalite evliliği değil, gerçek bir aşk hikâyesiydi. Gelin, o dönemin şartlarına uygun bir şekilde mücevherlerle donatılmış gümüş veya altından bir kaftan giymeyi tercih etmemiş, onu yerine beyaz saten ve dantelden bir elbise tercih etmişti. Başına da kraliyet tacı yerine sade bir biçimde portakal çiçeği takmıştı.
Kızların erkeklerle boy ölçüşmesi: Pantolon
Batı’da herhangi bir caddede yürüdüğünüzde etekten çok pantolon giymiş kadına rastlarsınız. Ancak kadınlar için pantolon 1920’ler gibi yakın bir döneme kadar asla kabul edilebilir bir şey değil. İlk bisiklet meraklıları işlevsel sebeplerden dolayı pantolon eteği tercih ederken efsanevi Fransız aktris Sarah Bernhardt 19. yüzyılın sonlarında sahneye cesur bir biçimde pantolonla çıkmıştı.
Sadeliğin kutsanışı: Kazak
“Siyah bir kazak ve on sıra inciyle modada devrim yarattı.” Bu sözler, Christian Dior’un 1954 tarihli Talking About Fashion yani Moda Hakkında Konuşmak isimli kitabında yer alan Coco Chanel hakkındaki hükmüydü. Chanel’in 1916’da tasarladığı denizci üstü, başın üzerinden geçirilen ve kaçaların üzerine doğru dökülen V yakalı koton veya ipek bir giysiydi. Zamandan beklenenin aksine hiçbir düğmesi ve kapaması yoktu.
Bir çift öldürücü topuk: Stiletto
İtalyancada stiletto bir tür küçük hançerdir. İsmini buradan alan ayakkabı, 1950’lerin başında İtalya’da ortaya çıkmış; kadın moda siluetini, kadının yürüyüşünü ve kadının kıyafetleri içinde hareket edişini geri döndürülemez bir biçimde değiştirmişti. Moda öğesi olduğu kadar fetiş bir obje de olan stiletto topuklu ayakkabı ölümsüz ve cüretkar bir cazibeye sahip.