Merve'yi keşfettim

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR
aysun.yildiz@aksam.com.tr

Fotoğraf çekmek dünyanın en güzel şeyi diyen Merve Hasman’la “Journey” adlı sergisini konuşmak üzere bir araya geldik. Kendisini en iyi bu sergide ifade ettiğini söyleyen Hasman, “Sergiyi, kendimi bulup tanıdıktan sonra ortaya çıkardım” diyor.


Nasılsınız bu aralar neler yapıyorsunuz?

Çok yoğun bir dönemdeyim... Bol bol uçak seyahatleri beni bekliyor diyebilirim.

“Journey” adlı serginizden biraz bahsedebilir misiniz?

“Journey” bugüne kadar yapmış olduğum sergiler arasında kendimi Merve olarak en iyi ifade ettiğim sergim diyebilirim. Çünkü bu sergiyi kendimi bulup tanıdıktan sonra ortaya çıkardım.

Serginizin çıkış noktası ne oldu?

Tamamen Merve’nin kim olduğunu ve bu dünyada neler yapmak istediğini keşfettikten sonra ortaya çıkan bir sergi oldu.

Peki, nasıl bir ruh haliyle çıktı ortaya?

Kendimi bulmakla alakalı izlediğim yolda çıktı aslında... Yaklaşık iki sene önce, Merve ile ilk defa baş başa bir tatile çıktım. Los Angeles’ta üç hafta tek başıma bir tatil... Merve kimdir, bu hayattan neler bekliyor? gibi soruların cevabini bulmak üzere... Herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Çünkü insan kendini tanımadıkça hayatta her şeyi başkalarının doğruları ve yanlışlarıyla yaşıyor... Hâlbuki herkesin bir doğrusu var. Herkesin kendi ruhunda hayatı algılayışı ve misyonu farklı...

EMEK HARCAMADIM! 

Fotoğraf çekmeye ne zaman ve nasıl başladınız?

İtalya’da yasama uğruna Milano’ya yerleştiğimde bulduğum okulda bana en yakın duran fotoğraf oldu... Fotoğraf üzerine Üniversite eğitimime başlamamla fotoğraf hayatım başladı diyebilirim.

Fotoğraf çekmenin sizdeki yeri nedir?

O benim için bir meslek değil sadece bir hayat tarzı.

Sosyetik olmak sizin için ne kadar önemli?

Sosyetik olmak için bir emek harcamadım. Neden sosyetede anıldığımı da anlamış değilim. Fakat fotoğrafçı olmak için çok emek harcadım. Sosyetiklik göreceli bir şey.

Fotoğraf çekmeye yeni başlayan ve bu konuda kendini geliştirmek isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Fotoğraf çekmek dünyanın en güzel şeyi diyebilirim. Tek naçizane haddim olmadan verebileceğim tavsiye su olur; Fotoğrafçı olmak istiyorsanız ve hele de bunu meslek haline getirip buradan ekmek parası kazanmak istiyorsanız bunun çok kolay bir yol olmadığını belirtmeliyim. Hele benim gibi bağımsız ve tek başınıza bu işe kalkışırsanız. Herkesin zannettiği gibi deklanşöre bas geçle iş bitmiyor.

İyi fotoğrafçı anı yakalayan mıdır yoksa iyi perspektif yakalayan mıdır?

Aslında göz fotoğrafın kilit unsuru olmazsa olmazı... Fakat o sadece bir araç benim için. O "an" da ne hissettiğiniz ve onu nasıl dışarı yansıttığınızla alakalı bence fotoğraf. Bir nevi kendi ruhunuzun dışa yansıması gibi... Duygu olmadan hiçbir şey anlatamıyorsunuz bir fotoğrafla... Doğru perspektif, ışık vs bunlar hepsi teknik unsurlar... Eğer çektiğiniz fotoğrafta bir şey anlatmıyorsanız, bir hikâyesi yoksa siz fotoğraf makinesi görevi görmekten başka bir şey yapmıyorsunuz demektir... Ne zaman karşı taraf fotoğrafa ikinci kere donup bakıyorsa, orda bilin ki sizin hikâyeniz merak uyandırmıştır...

Kafanızda hayata geçirilmeyi bekleyen projeler?

O kadar çok şey var ki... Hayata teslim yasayan bir insanim... Hayat bana getirirse, bütün hayallerimi gerçekleştirebileceğime inanıyorum.

TV projesi var mı yeniden?

Her an bir sürpriz yapabilirim (gülüyor).

MERVE HASMAN’IN KADRAJINDAN

En iyi poz veren kadın?

En iyi poz veren kadın, öncelikle bakmayı bilmeli. Her şeyin olduğu gibi fotoğrafında bir matematiği var tabii ki... Doğru bakış olduktan sonra onlar fındık fıstık (gülüyor).

En iyi poz veren erkek?

Ayni şey erkekler içinde geçerli... Ne kadar yakışıklı olursa olsun, eğer bakmayı bilmiyorsa (bakmak derken, bir ifadeyle, bir duyguyla) o zaman geçmiş olsun.

En çok çekmeyi istediğiniz kadın ve erkek?

Marly Streep. Bir karakter dâhisi o... İçinde milyonlarca kadın yaşatmış bir kadın, sonuna kadar hakkını vererek. Erkek hiç düşünmedim (gülüyor).