Sevgili okurlarım, ekim ayının ‘Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı’ olması nedeniyle, bu hafta da meme kanseri hakkında yazmaya devam ediyorum ve meme kanserinin önemli belirtilerinden biri olan meme akıntısı hakkında merak ettikleriniz soruları cevaplandırıyorum.
Süt verme dönemi dışında meme başından herhangi bir şekilde sıvı gelmesine ‘meme başı akıntısı’ denir. Bu akıntı tek bir memeden gelebildiği gibi her iki meme başından da kaynaklanabilir. Akıntının rengi beyaz, sarı, yeşil, kahverengi veya kanlı olabilir. Akıntı koyu kıvamda olabildiği gibi sulu kıvamda da olabilir. Meme kanserinin belirtilerinden biri olduğu için akıntının sebebi mutlaka araştırılmalıdır.
Meme başı akıntısı hangi durumlarda önem taşır?
Akıntının özellikle tek memeden gelmesi önemlidir. Eğer akıntı her iki meme başından da geliyorsa sistemik bir nedene bağlıdır. Örneğin hormonal bir bozukluk veya hipofizden kaynaklanan bir tümörün habercisi olabilir.
Akıntı kendiliğinden mi yoksa meme başı sıkılınca mı geliyor?
Kendiliğinden gelen akıntı daha önemlidir. Bir çok memede meme başı sıkıldığında akıntı gelebilir. Bu çoğu kez normal bir durumdur.
Akıntı kanlı mı, pürülan mı?
Akıntının kanlı olması meme kanserinin habercisi olabilir. Pürülan (irinli, kötü kokulu) akıntı da daha çok meme dokusundan kaynaklanan bir apseyi düşündürür. Özellikle laktasyon dediğimiz emzirme döneminde görülen meme apseleri meme başında kötü kokulu, cerahatlı akıntıya sebep olur.
Meme başı akıntısının sebepleri nelerdir?
En sık sebebi süt kanallarının genişlemesidir. Bunun dışında memede çok sık görülen memenin fibrokistik hastalığı, göğüs bölgesine yapılan travma, memenin kendiliğinden veya meme başı çatlaklarından kaynaklanan enfeksiyonlar, intraduktal papillom gibi süt kanalının iyi huylu tümörleri ve meme kanseri, meme başı akıntılarının en önemli sebepleridir. Meme başı akıntılarının bir diğer sebebi de, beyinde hipofizden kaynaklanan adenom dediğimiz bir tümördür. Buradan salgılanan prolaktin isimli hormon her iki memeden de süt gelmesine neden olur. Bu medikal ve ya cerrahi tedaviyle düzeltilebilecek bir durumdur. Bazı ilaçlar da vücutta dopamin denilen maddenin salınımını azaltarak meme başı akıntısına neden olur. Örneğin antidepresan ilaçlar, diazepamlar, opioidler bunlardan bazılarıdır. Bunun dışında doğum kontrol hapları ve bazı hipertansiyon ilaçları da meme başı akıntısına neden olur. Hipotiroidi denilen tiroid bezinin az çalışması durumunda artan TRH hormonu da yine prolaktin salınımını arttırarak meme başında akıntı yapar. Meme kanseri için önemli olan meme başındaki akıntının tek taraflı, kendiliğinden ve kanlı olmasıdır.
Erkeklerde de görülür mü?
Meme başı akıntısı sadece kadınlarda değil erkeklerde de görülebilir.
Tanısı nasıl konur?
Meme başı akıntısıyla başvuran hastalara tanı; ultrasonografi, mamografi, meme MR ve akıntının sitolojik tetkikiyle konur. Ayrıca kan tiroid hormonları, östrojen, progesteron seviyesi ve prolaktin hormonu da tanı da bizim için çok önemlidir.
Peki, meme kanseri nedeniyle memesinin bir kısmı ya da tamamı alınan hastalara meme onarımı yapılabilir mi?
Meme cerrahisi son yıllarda oldukça, oldukça gelişmiş olup, artık neredeyse kanser teşhisi konulan tüm memeler de 'Meme Koruyucu Cerrahi' uygulanmaktadır ve meme dokusunun büyük kısmı yerinde bırakılmaktadır. Gelişen cerrahi, onkoloji ve aynı seansta yapılan estetik cerrahiler mükemmele yakın sonuçlar doğurduğundan, artık kadınlarımız meme kaybından korkmamalılar. Meme dokusunun tamamı veya bir kısmı alınan hastalara, kendi dokularından meme oluşturulabilir. Bunun için daha çok özellikle latissimus dorsi adı verilen sırt kası kullanılır. Bir diğer metotta silikon protez kullanımıdır. Meme protez ameliyatları diğer yöntemlere göre ameliyat açısından uzun süre gerektirmeyen ameliyatlardır. Hastanın meme dokusu için kendi vücut dokusu uygun değilse, proflaktik dediğimiz koruyucu mastektomi yapılacaksa, çift taraflı onarım yapılacaksa, hasta göğüs bölgesine radyoterapi almamışsa ya da hastanın kendi isteği doğrultusunda meme silikon protezleri tercih edilir. Meme onarım ameliyatları hemen mastektomi sonrası yapılabildiği gibi, onkolojik tedavi bitiminden sonrada yapılabilir.
Son söz, biliniz ki artık meme kanseri erken evrede tedavisi mümkün bir hastalıktır.
Ve unutmayalım ki, umut son nefese kadar mümkündür. Umut kişiyi korkularından kurtulmasını sağlayan özgürlüğün ta kendisidir. Beklenen gün her zaman daha güzeldir. Çünkü beklenilende umut vardır. İnsanı yaşatan da umudu değil midir? 'Hadi hayırlısı' demek aslında geleceğe yelken açmaktır. Yürekli olun, savaşmaktan vazgeçmeyin. Zaten hayatta tekdüze ne var ki? Kötü olmasa iyiyi bilebilir miydik? Umut sizin en büyük ilacınız ve şifanızdır. Hadi korkuları prangaya bağlayalım, umutlarımızı özgür bırakalım. Unutmayın ki umutsuzluk ölüler içindir. Sağlıkla kalın…
Sevgi, saygı ve hürmetlerimi arz ederim...