Masallar iyiyi de anlatır, kötüyü de!

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

Masallar; zihinlerimizi temizliyor hatta daha güzel bir dünyanın yolunu gösteriyor. Uzun yıllardır ülkemizde yaşayan ve burada büyüklere masal anlatan masalların usta ismi Judith Malika Liberman’la buluştuk ve masala dair derin bir sohbet gerçekleştirdik.

Masallar bize neyi anlatıyor?

Masallar bizim günlük hayatta bahsetmediğimiz birçok konuyu ele alıyor. Biz, günlük hayatta çok hikâye anlattığımızı düşünüyoruz. Instagram’da, Facebook’ta… Ama burada ele alınan konuların darlığı da içimizi sıkıyor. “Bunu görüyorum, bunu yiyorum.” Bunlar çok sıkıcı. Masallar, Instagram postlarına  girmeyen konuları ele alıyor. 

Nedir onlar?

İhanet, kıskançlık, yenilmişlik, kaybolma hissiyatı, karşınıza çıkan dağlar, ejderhalar ve korkuları… Masallarda korkularla yüzleşiriz. Hayatta korku var ama “ben korkuyorum” diye bunu itiraf edemiyoruz! Masallar bize bu bastırılmış duyguları hissetmeye davet ediyor. O yüzden masallar sadece çocuklar için  değil, herkes  için vardır! 

Masalların özünde hayal kurmak mı var?

Kesinlikle… “Söylemek” ve “anlatmak” iki ayrı fiildir. Onları eş anlamlı gibi kullanıyoruz. O iki fiilin arasında anlam farkı var. Söylüyorsan bilgi aktarıyorsun demek. Söylersen anlarım, anlatırsan yaşarım! Günlük hayatta unuttuğumuz şey aslında duyularımız. Daha görsel daha duyusal ve daha tat içeren bir iletişime girmek gerekiyor, bunun da püf noktası; anlatan hissederse dinleyen hisseder. Bu bir bağlanma noktası. 

Masalın içeriği gibi kimin anlattığı da çok önemli,  öyle değil mi? 

Anlatıcının her gün ceplerini imgeyle doldurması gerekiyor. “Kornaları duyuyor muyum, İstanbul’un yağmurlu günlerde sesleri nasıldır, sabah uyandığında gün güneşli midir, yağmurlu mudur?” Kulağınla bunu fark edebiliyor musun? Eğer bu farkındalığa sahipsen anlattıklarına farklı ayrıntılar ekleyebiliyorsun. İşte insanlar da tam olarak bunlara gülüyorlar. “Evet, hissediyorum” dediklerinde bu da onların duyusal hafızasında yer almasını sağlıyor. Hele ki çocuklar için... Çünkü çocuklar her şeyi zihinsel olarak algılıyorlar. Çocuklar duyusal olarak deneyimleyerek öğrenmeliler. Çocukları parka, doğaya götürün. 

Çocukların pislenmesi ya da dışarı çıkması bizler için korkudur.  O korkular bizi engelliyor mu?

Evet, düşünün ki çocuğun gidebileceği ne kadar alan var? Ama masallar çocukların deneyim sahibi olabilmesi çok uygun yerler. Yani nasıl? Doğru bir anlatımla sanki çocuğu kendi deneyimlemiş gibi bir durum yaratabilirsiniz. Çocuklar gibi biz yetişkinler de bundan hoşlanırız. O yüzden hikâye gibi anlatan kişileri dinleriz. Çünkü insan beyini hikâyeyi algılamak ve dinlemek üzere yaratılmış. Hikâye hem daha kolay anlatılır hem de dilden dile yayılır. Bilgi maalesef öyle değil. Bilginin aktarımı daha zordur. İstatistikler, araştırmalar…

Bilginin sonucu değil de hikâyesi mi daha çok akılda kalır.

Evet, onun sonucunda neye inanıp inanmayacağımıza o detaylarla karar veriyoruz aslında.  Biliyoruz ki istatistik ve kuru bilgiyle her şeyi dedirtebiliriz. Karar  vermem için bir şey hissetmem  lazım. Bizim karar verme mekanizmamız duygusal beynimizdir. 

KİBRİTÇİ KIZI ANLATAMAM 

Bizim ülkemizde masal biraz uydurmaymış gibi anlatılır. Örneğin, “Bana masal anlatma” tabiri çok kullanılır. Masal kavramı gerçekten böyle mi?

Bana da çok diyorlar. (Gülüyor) Ama içeriği asla öyle değil.

Masallarda her zaman “umut” kavramı da olmalı mı peki? 

Evet, buna inanıyorum. Çoğu masallar iyi biter. Bu çok önemli bir şey! Özellikle çocuklara anlatılanlar iyi bitsin! Ama bu demek değil ki o hikâye süreci iyi geçecek. Masallar bizi en büyük korkularımıza götüren yolculuklardır. Masallar hiçbir zaman tozpembe bir dünya çizmez. İyiyi de anlatır, kötüyü de. Tozpembe çizense sosyal medyadır! 

Neden?

Çünkü sosyal medya sorunlardan bahsetmiyor. Sadece pozitif bir yaşamdan bahsediyor. Ama masallar tam tersi. Her duygu var! 

Peki, anlatmadığınız  masal var mı? 

Kibritçi Kız’ı hiçbir çocuğa  hatta yetişkine anlatmam! Çünkü sonu kötü! Bu onlara yardım eden bir metin değil. Tamam, Kibritçi Kız’ın hikâyesi gerçek olabilir,  ama masallar iyi yaşamak için  hatta cesaret vermek için anlatılır.