Hollywood’da beyaz perdeye yansıtılan ve genelde filmin kahramanlarının şampiyon olduğu senaryolardan biri Esenyurt’ta gerçeğe dönüştü. Mahalle aralarında futbol oynayan Emine Çakmak, öğretmenlerinin yönlendirmesiyle güreş sporuyla ilgilenmeye başladı. Üç kardeşini de bu spora yönlendiren Emine ve kardeşleri üç yılda tam otuz madalya kazandı. İşte Çakmak kardeşlerin başarılı dolu hikâyesinden sayfamıza kalanlar.
Filmin sonunda kahramanların şampiyon olduğu Hollywood senaryolardan biri, Esenyurt’ta gerçeğe dönüştü. Mahallede erkeklerle futbol oynayan Emine Çakmak, bir spora başlamak için öğretmenin kapısını çalar. Öğretmeni de Emine’yi Esenyurt Belediyesi Spor Okulu’na yönlendirir. Okulda Emine’ye hangi branşta spor yapmak istediği sorulur. Ailesinden güreş yapanlar olduğu için güreşi tercih eder. Emine’nin güreşe başlaması o zamanlar 11 ve 9 yaşında olan iki kardeşini de teşvik eder. Üç kardeş üç yıl içinde 30’un üzerinde altın madalya kazanır. Film burada bitmiyor. Çakmak kardeşlerin başarısı Esenyurtlu arkadaşlarını da motive eder. Onlar da Çakmak kardeşler gibi güreş yapmaya başlarlar. Esenyurtlu kızlar, yaş gruplarında Türkiye şampiyonu olarak kupa kazanır. En büyük idolleri Hamza Yerlikaya olan Çakmak kardeşlerin en büyük ideali ise olimpiyat şampiyonluğu. Geçen hafta Afyon'da yapılan şampiyonada üçü de dallarında altın madalya alarak ailelerini bir kez daha gururlandırdılar. En küçük kardeşlerden Ahmet'in kilosu kadar madalya ve kupası var. İşte altın madalya koleksiyoneri kardeşlerin hikâyesi...
FUTBOL OYNAYARAK DEŞARJ OLUYORDUM
Emine Çakmak (14): Güreşe merakım ailemden geliyor. Okulda erkek öğrencilerle top oynuyordum. Koşup, oynadıktan sonra kendimi çok rahatlamış hissettim. Sonra öğretmenime spor yapmak istediğimi söyledim. Ailemde güreş işiyle uğraşanlar olduğu için güreşi tercih ettim.
Bu yaşta bu kadar madalyayı nasıl kazandınız?
Yağmur: Benim en büyük şansım ablamdı. Ablamla biz sadece okulda değil evde de güreş yapıyorduk. Sonuç olarak kardeşler arasında rekabet olmuyor. Amacımız idman yapmak. Dolayısıyla ertesi gün yeni şeyler öğrenerek gidiyorduk.
Ahmet sen bu çelimsiz halinle nasıl madalya alıyorsun?
(Ahmet'e 'Çelimsiz' demem üzerine araya Ahmet'in hocaları giriyor ve 11 yaşındaki Ahmet’in hem Grekoromen hem de Serbest dallarda Türkiye şampiyonu olduğunu belirterek "Bu güreş sporunda ender görülen bir özellik. Onun için ona gözümüz gibi bakıyoruz. Özel bir çocuk" diyor. Ahmet mütevazi bir şekilde gülmeye başlıyor.)
Bu kadar süreye kaç madalya sığdırdınız?
Emine: Benim 9 altın 2 gümüş ve bir bronz madalyam var. Yağmur’un 7 altın 2 gümüş, Ahmet’in ise 8 altın bir gümüş madalyası bulunuyor. Madalyaları evde odamızda özel bir yerde saklıyoruz. Kupalar ve plaketler de almaya başlayınca koyacak yer kalmadı.
Ahmet: Afyon’da kupa ve madalyayla eve dönünce anneme yeni bir oda yapalım dedim. Çünkü önümüzde olimpiyat madalyaları olacak. Benim de ablamın da en büyük hayali olimpiyat şampiyonu olmak.
Olimpiyat demişken kimi örnek alıyorsunuz.?
Yağmur: Hepimizin en büyük idolü Hamza Yerlikaya. Onun gibi olimpiyatlarda Türkiye’ye altın madalya getirmeyi hedefliyoruz. Bunu başaracağımıza inanıyoruz. Belediye başkanımız bize harika imkânlar sunuyor. Bu imkânları boşa çıkarmak istemiyoruz.
Başarınız çevrenizde nasıl karşılandı?
Yağmur: Abla kardeş bizim spor yapmamız diğer arkadaşlarımızı da motive etti. Şu anda 20 kadar arkadaşımız da aynı sporu yapıyorlar.
Öğretmenler torpil geçiyor mu?
Emine: Antrenmanlar, şampiyonalar ve maçlar olduğu için bazen derslere giremiyoruz. Öğretmenler ve okul idarecileri bize anlayışlı davranıyor. Biz de eksiğimizi bir şekilde tamamlıyoruz.
Yağmur: Biz okulla sporu aynı anda götüreceğiz. Güreş şampiyonasına gittiğimizde otelde boş kaldığımızda ders çalışıyoruz. Eğitimli sporcu olmak istiyoruz.
Aileniz hangisini tercih eder?
Yağmur: Okulu aksatmamızı asla istemiyorlar. Eve gittiğimizde önce biraz spor konuşuyoruz, sonra annem hemen, "Hadi derslerinizi yapın" diyor.
Ahmet: Ben üniversite bitirmek istiyorum. Olimpiyat şampiyonluğunun yanında bir de üniversite diploması olsun istiyorum. Bunun için derslerime çok çalışıyorum.
ESENYURT'UN TAŞI TOPRAĞI SPORCU DOLDU
Esenyurt'ta başka branşlarda da buna benzer hikayelerin olduğunu öğreniyoruz ve sözü Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu'na veriyoruz; "Esenyurt İstanbul'un en kalabalık üç ilçesinden biri. Çocuk ve genç nüfusumuz fazla. İşte bize de burada görev düştü. Spor yapan çocuk kötü alışkanlıklara bulaşmaz. Çünkü buna fırsatı olmaz. Biz de spor okullarını devreye soktuk. İlk olarak Yaz Spor Okulu adıyla açtık. Ancak ilginin çok olduğunu görünce bunu 12 aya yaydık. Kapalı spor salonlarına ihtiyacımız doğdu. Yaptık. UEFA kriterlerine uyan stadyumlar yaptık. Dolayısıyla sporcu sayısı da artmaya başladı."