'Kumpas'ın ikinci perdesi ABD’de oynanıyor

MURAT ÇETİN

Hatırlanacağı üzere, 17/25 Aralık kumpas operasyonlarıyla ilgili uydurma deliller, Reza Zarrab ile başlayan ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’yla devam eden ABD’deki davanın dayanağı olmuştu. FETÖ’yle direkt bağlantılı olan ABD derin devleti, bu davayla Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyordu. Geçtiğimiz günlerde TAYDER Avukatı Burak Bekiroğlu’nun, FETÖ’nün ABD’deki işbirlikçileriyle ilgili yakalama talebi olmuştu. Bu talep vesilesiyle hazırladığım bugünkü dosyada, ülkemizde oynanan oyunları, FETÖ’yü ve ABD derin devletini ana hatlarıyla anlatacağım.

Şer güçler, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri, “Sömürge valisi” namıyla bir atama yapamasa da, içimizden birini, yani daima “bizden” görünen kuklalarını kullanmışlardır. Bunlar, genelde toplumdan kendini soyutlayan, fildişi kulelerde oturan ve millete tepeden bakan tiplerdir. Senelerdir çeşitli entrikalarla ülkeyi yönetmeyi başarmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşık 80 senelik tarihine mezkur entrikacı elit grup damgasını vurmuş, hemen her 10 yılda bir milletin seçtiklerini silah zoruyla alaşağı etmiş,  nihayetinde ise “Vahşi Batı’nın” adamları ülkeye hükmetmiştir. Her 10 yılda bir askeri darbe yapma geleneğinin son dönemlerde akamate uğraması, “Vahşi Batı’nın” işine gelmemiş, sonuçta;  istedikleri tipleri hükümet koltuklarına oturtamamanın telaşına kapılmışlardır.  

BİZDEN GÖRÜNEN İÇİMİZİ KEMİREN YAPI…

Vahşi Batı dediğimiz şer ittifakını yönetenler; 1 veya 2 yıllık planlarla değil 50 yıllık veya 100 yıllık planlarla hareket ederler. Bu planların da mutlaka alternatifleri vardır. Bu planlardan biri de Fetullahçı Terör Örgütü’dür. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, bizden yani içimizden biri gibi görünen bir şarlatan kukla olarak kullanılmış, bu kukla da başka kuklaları yönetmeyi başarmıştır.  Fetullahçı Terör Örgütü, önceleri “rahmani” insanlarmış gibi kendilerini tanıtarak ülkemiz içerisine sinsice yerleşmiş kişilerden oluşan ve küresel güçlerce kontrol edilen bir yapıdır. Küresel güçler ülkemizde istedikleri gibi yönetimi ele alamayınca, kademeli olarak bu örgüt üzerinden çeşitli şekillerde “15 Temmuzda olduğu gibi” darbe girişimlerinde bulunmaktadırlar. 

KUMPASIN KİTABINI YAZDILAR

Yakın tarihe baktığımızda bu örgüt, devletin en küçük birimlerine varana kadar yerleşmiş, adeta bir virüsün bütün vücudu sardığı gibi devletin bütün organlarını istila etmiştir. Emniyete, askeriyeye ve adalet sistemine kara bir bulut gibi çöken bu terör örgütü, herhangi bir kişi veya grubu yok etmek istediği zaman kumpas mekanizmasını devreye sokmuştur. Kumpas mekanizmasının ilk ayağı ise ellerindeki medya organlarıdır. Malum olduğu gibi medya organları vasıtasıyla itibarsızlaştırmaya ve yok etmeye zemin hazırlama işi yapılır. Akabinde emniyet ve hukuk sistemindeki teröristler devreye girer ve deliller uydurarak, hedefteki kişi veya gruba son darbeyi vururlar. Böylece Fetullahçı Terör Örgütü’nü rahatsız eden kişiler ortadan kaldırılır. Bu ortadan kaldırmalar ise ya suikastle veya da hapse atmakla yapılır. 

KUMPASI ABD’YE TAŞIDILAR

Yargıyı kullanmak suretiyle birçok kumpas operasyonlar yapmış FETÖ, son virajda 17/25 Aralık 2013 tarihlerinde  operasyonlarla darbe girişiminde bulunmuştur. 17-25 Aralık kumpasında başarılı olmayan FETÖ, 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminde devletin ve milletin tokadını yemiştir. Türkiye 15 Temmuz 2016’da Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki Fetullahçı Terör Örgütü mensubu bazı generallerin ve askeri personelin de içinde olduğu darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. İhanet girişimi, halkın sokağa çıkması ve TSK içindeki çoğunluğun destek vermemesi üzerine akamete uğradı. Bu cunta girişiminin bilançosu ise çok ağır oldu. Türkiye’nin hainlere karşı verdiği 15 Temmuz mücadelesinde 248 kişi şehit verdik. 2 bin 196 vatandaşımız ise yaralandı. Türkiye, darbe girişimi karşısındaki kararlı direnişiyle dış aktörlerin oyununu bozarken; İslam dünyası için de bir umut ışığı olduğunu gösterdi. 

“KUMPAS”IN İKİNCİ PERDESİ ABD’DE OYNANIYOR

Kumpaslarında ve darbe girişiminde başarılı olmayan FETÖ, bu sefer de ABD’ye kaçırdığı düzmece olan, bazıları sahtecilik usulüyle sonradan oluşturulmuş, bazıları ise Ceza Muhakemesi Usulüne aykırı bir şekilde görevi kötüye kullanmak suretiyle, örgüt adına yasa dışı elde edilmiş değersiz ve geçersiz kağıt parçalarını ve buna ek olarak; 17/25 Aralık 2013 tarihinde yapmış oldukları kumpas operasyonu ile ilgili örgütçe hazırlanan, “Emniyet Fezlekesi” başlıklı evrakı, ABD’de kendi örgütleriyle direkt bağlantılı olan o ülkenin derin devlet mensuplarına ulaştırdı. FETÖ’yü kullanan ve ABD’ye hükmeden bu derin yapı (ABD Paralel Devlet Yapılanması), meşru devlet iradesi dışında hareket eden bir yapıdır. Zaten Türkiye’deki Paralel Devlet Yapılanması da oradan kopyalanmıştır. ABD’deki yapı, meşru görünen ama sinsice gayrimeşru bir sistemle çalışan bir örgütlenmedir. 

FETÖ’YÜ YÖNETEN, ABD DERİN DEVLETİDİR

Delil olmayan yerlerde deliller üretilmesini sağlayıp, insanlara algı operasyonları yapılmasına zemin hazırlamışlardır. FETÖ’yü de yöneten ABD derin devletidir. ABD’deki bu yapı aynen FETÖ’ye model olmuştur. Uzun yıllardır faaliyetlerini meşru zemine oturtan bu derin devlet, ABD’nin vatandaşlarından gizli bir şekilde politikayı da yönlendirmeye çalışmaktadır. Uzun süredir Amerikan siyasetine istediklerini yaptıran bu güç odağı, kendi istedikleri adaylar seçilmeyince toplumu manipüle ederek, kaos çıkartarak ve sokaklarda bir takım olayların çıkarılmasını sağlayarak, halkın seçtiklerini de baskı altına almaya çalışmıştır. Bunu başaramadıkları noktada ise kendilerinin güçlü oldukları ve adamlarını sızdırdıkları eyaletlerin yargı ağı içerisindeki noktalarda, siyasetçileri soruşturma ve kovuşturma açtırma tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. 

TAYDER VEKİLİNİN YAKALAMA TALEBİ

Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği (TAYDER)’nin Avukatı Burak Bekiroğlu’nun, geçtiğimiz günlerde FETÖ’nün ABD’deki işbirlikçileriyle ilgili yakalama talebi oldu. Avukat Burak Bekiroğlu, İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığına ‘yakalansın’ dediği isimler ise şunlar: 17-25 Aralık soruşturmasını ABD’de yeniden başlatan eski New York Güney Bölgesi Savcısı Preet Bharara, Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nün (AEI) uzmanlarından Michael Rubin, Türk Amerikan Birliği’nin Başkanı Faruk Taban, Avrasya Amerikalılar Turkuaz Konseyi’nden Kemal Öksüz, Rumi Forum Başkanı Emre Çelik ve Türk Kültür Merkezi’nden Av. Zafer Akın.Daha önce bir grup avukatın suç duyurusu ile açılan soruşturma üzerinden yakalama kararı çıkarılması talep edilerek, kararın bir örneğinin kırmızı bülten çıkarılması için İnterpol’e bildirilmek üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi ve Dışişleri Bakanlığı’na difüzyon mesajı çekilmesi istendi.

Bakalım bu hamur daha ne kadar su götürecek…