Bir dönemin kışlası… Bir dönemin hastanesi… Bir başka dönemin yetimhanesi! Ve FETÖ’nün 15 Temmuz kalkışmasında, beyinleri yıkanmış çocukların kullanıldığı ihanet noktası… İhanet girişiminin ardından KHK ile kapatılan okullardan biri olan Kuleli Askeri Lisesi’nin geçmişi sayısız vukuatla dolu. Hatta lisenin adı, 157 yıl önce yaşanan ve başarısızlıkla sonuçlanan bir başka darbe girişimiyle de tarihe geçti. Üstelik darbecilerin tutulduğu ve yargılandığı yer olarak…
Son KHK ile kapatılan askeri liselerden biri de ‘Kuleli’…15 Temmuz darbe girişiminde adı geçen lisenin geçmişi tarihi olaylarla dolu. Kuleli, 157 yıl önce de darbecilere ev sahipliği yapmıştı. Sultan Abdülmecit’i devirip Abdülaziz’i tahta geçirmek isteyen darbeciler amacına ulaşamamıştı. Darbeciler, Kuleli’ye kapatılmış ve burada yargılanmıştı. Tarihi lisenin bulunduğu yerdeki binaların geçmişiyse, Fatih dönemine kadar uzanıyor. Fatih, İstanbul’u aldığında burada bir koruyla manastır bulunuyordu. Yavuz Sultan Selim, manastırı yeniçerilere kışla olarak verdi. 2. Mahmut döneminde Kuleli Askeri Lisesi’nin ilk yapısı olan kışla inşa ettirildi. Abdülmecit döneminde kışlanın yenisi yapıldı. Kırım Savaşı için gelen Fransız ve İngiliz askerler de buraya yerleştirildi. Osmanlı-Rus ve Balkan Savaşlarında burası “hastane” olarak kullanıldı. Kuleli, bir dönem Ermeni yetimlerine ve İngilizlere de ev sahipliği yaptı. 1947 yılından bu yana ise Kuleli Askeri Lisesi olarak hizmet veriyordu.
MANASTIRDAN KIŞLAYA!
Kuleli’nin Türklerle anılmaya başladığı dönem Fatih Sultan Mehmet devrine uzanıyor. Kayıtlara göre, Fatih 1453’te gemileri karadan yürüterek İstanbul’u fethettiğinde, Kuleli Askeri Lisesi’nin bulunduğu alan ‘koruluk’tan ibaretti. İstanbul Boğazı’nın hemen yanındaki bu korulukta, bir manastır ve kule bulunuyordu. Yıllar içinde burası, tarihe geçecek olayların yaşandığı bir mekâna dönüştü. Yavuz Sultan Selim döneminde bu bölgede, saray için çeşitli bostanlar, sebzeler ve çiçekler yetiştiriliyordu. Hatta bostancılar ve bostancıbaşılar için bazı binalar da yapılmıştı.
VEBAYA KARŞI KARANTİNA ÜSSÜ
Kuleli’deki köklü değişim, reformlarıyla adını tarihe yazdıran 2. Mahmut döneminde yaşandı. Ordunun hareket kabiliyetinin artırılması amaçlanıyordu. Bu niyetle koruluğa Süvari Kışlası yapıldı. Yıl, 1828’di. Ancak burası geçmişi boyunca ‘sadece askeriyeye ait bir mekân’ olmadı. 1831-1833 yılları arasında Hindistan’da ortaya çıkan veba salgını, Osmanlı topraklarına da sıçramıştı. Salgının Avrupa’da yayılmasını önlemek amacıyla karantina müdürlüğü olan ‘Darü’l-Etibba’ kuruldu. 1837’den itibaren kışla, bu kurum tarafından ‘karantina binası’ olarak kullanılmaya başlandı. Bu rolü de 5 yıl sürdü.
1790 KESE AKÇEYLE YENİLENDİ
Kuleli’nin olduğu bölgeden bahsedip Abdülmecit dönemini es geçmek olmaz. Sultan Abdülmecit’in emriyle Süvari Kışlası, bin 790 kese akçe harcanarak tamir edilmiş. Yanına yeni binalar ve Boğaz’dan geçen gemilere kolaylık olması için fener kuleleri de yapılmış. O tarihten itibaren de burasının adı ‘Kuleli Kışla’ya dönüşmüş. Kışlada, süvari askerlerinin eğitimi için bir de manej yapılmış. İlerleyen yıllarda Askeri idadilerin temeli de yine burada atılmış. 1845-1846 döneminde eğitime başlayan ‘Mekteb-i Fünun-ı İdadiye’ yani Harbiye İdadisi, bugün Kuleli Askeri Lisesi olarak bilinen okulun ta kendisi. 157 YIL ÖNCE ‘KULELİ VAKASI’
15 Temmuz darbe girişiminde adı geçen ve bazı öğrencilerin gözaltına alınarak sorgulandığı Kuleli Askeri Lisesi, 157 yıl önceki bir başka darbe girişiminde de rol üstlenmişti. Takvimler, 1859’u gösteriyordu. Osmanlı Devleti’nin başında Sultan Abdülmecit vardı. Tanzimat Fermanı yayınlanalı 20, Islahat Fermanı çıkarılalı 3 yıl olmuştu. Toplumun çeşitli kesimlerine tanınan kimi haklar ve eğitimdeki reformlar, bazı çevrelerde rahatsızlık yaratmıştı. İşte o çevreler, İstanbul’da ‘gâvur padişah’ yazılı kâğıtları elden ele dolaştırmaya ve ‘Din elden gidiyor’ propagandası yapmaya başlamıştı. Tartışmaların gölgesinde saraya bir ihbar ulaştı. Ulemadan bir grup hoca bir örgüt kurmuş, askeri erkân ve mülkiye memurlarından kalabalık bir taraftar grubu da oluşturmuştu. ‘Fedailer Cemiyeti’ adı verilen grubun, 14 Eylül 1859’da darbe yapacağı, Sultan Abdülmecit’in öldürülerek, yerine Abdülaziz’in tahta geçirileceği, İslami yönetime geçileceği belirtiliyordu. Şeyh Ahmet’in öncülüğündeki grubun darbe girişimi son anda engellenmişti. Darbe planlayan cemiyet üyeleri, Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Camii’nde toplantı halindeyken basılarak gözaltına alınmıştı. İşte o darbeciler, Kuleli Kışlası’na getirilerek kapatıldılar. 41 darbecinin yargılandığı adres, Kuleli’ydi. Sanıkların bazıları idama, bazıları kürek cezasına, kimi de sürgüne ve hapis cezasına çarptırıldı. Girişimin diğer bağlantıları da süreç içinde ortaya çıkarıldı. Bu darbe girişimi, tarihe ‘Kuleli Vakası’ olarak geçiyordu. 15 Temmuz 2016’daki girişimden 157 yıl önce de Kuleli, darbe tartışmalarının içindeydi. HASTANE DE OLDU KIŞLA DA!
Kuleli bölgesi, tarih boyunca farklı amaçlarla da kullanıldı. Kırım Savaşı’na katılmak üzere İstanbul’a gelen Fransız ve İngiliz askerlerinin bir kısmı bu kışlaya yerleştirilmişti. Harpte yaralanan ve ölenler buraya getiriliyordu. Sultan Abdülaziz tahta çıktıktan sonra, 1862-1863 yılında yeniden yaptırdı. Garabet Amira Balyat’a yaptırılan ‘Rokoko’ tarzındaki kışla binası, bugüne kadar uzanan bina olarak biliniyor. Boğaziçi’ne bakan kısmı üç, arka tarafı ise iki katlı olan Kuleli Kışlası, 1872’de Harbiye İdadisi’nin taşınmasıyla okul haline getirildi. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasındaysa burası bir yıllığına hastaneye çevrildi. Yıllar içinde çeşitli birimlerin de inşa edildiği Kuleli’deki lise, dönem dönem Adile Sultan Sarayı’na ve Beylerbeyi Sarayı yanındaki binalara da taşındı. 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı sırasında da Kuleli Lisesi hastane olarak hizmet verdi. ERMENİ YETİMLERE EV OLDU
Okula, 1. Dünya Savaşı sırasında bir dönem Rum Yetimhanesi de taşındı. İşgal yıllarındaysa burası İngilizlere teslim edilen adreslerden biriydi. Mondros Ateşkes Antlaşması gereği 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal eden itilaf devletlerinden İngilizler, burayı depo ve transit ambarı olarak kullandı. İngilizlerin izniyle, Ermeni Eytam Okulu (Ermeni Yetimler Okulu) da bir dönem burada faaliyet gösterdi. Ermeni göçmenler burada barındırıldı. MİLLİ MÜCADELE'NİN ÖN SAFINDA
Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri, Milli Mücadele’nin de ön safındaydı. İşgal kuvvetlerinin, askeri okulların faaliyetini engelleme çabasına karşın özellikle lise son sınıf öğrencileri, Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele’ye katılmışlardı. Her sınıfın temsilcilerinin katıldığı toplantılarla, mücadele örgütlenmişti. Kuleli Askeri İdadisi ‘Öğrenci Künye Defterlerinin’ taranması sonucu tespit edilen 1919-1920 yıllarında firar ederek Milli Mücadeley’e katılan birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin toplam mevcudu 230’u bulmuştu. Bu öğrenciler Ankara’da eğitimlerini tamamladıktan sonra asteğmen olarak cepheye gönderilmişlerdi. Bu kahramanlardan 88’i vatan için şehit düştüler. II. DÜNYA SAVAŞINDA DA ROL ALDI
Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul’un kurtuluşundan II. Dünya Savaşı’na kadar bugünkü binasında eğitim öğretime devam etti. 1925’te bugünkü adını almıştı. II. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine bir dönem Konya’ya nakledildi. Mayıs 1941’de boşaltılan kışla, altı yıl boyunca (Mayıs 1941-Ağustos 1947) bin yataklı Cildiye Hastanesi ile Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrinde kaldı. II. Dünya Savaşı’nın bitmesi üzerine Ağustos 1947’de, kışlaya Kuleli Askeri Lisesi ve yine savaş nedeniyle eğitim ve öğretimini Akşehir’de sürdüren Maltepe Askeri Lisesi taşındı. Bu iki okul, 1950 yılında birleştirildi. Okul binası, 1968-1969 döneminde de kapsamlı bir tadilattan geçti. FETÖ’NÜN YAPILANDIĞI YERLER
Askeri liseler, son darbe girişimiyle açığa çıkan FETÖ’nün yapılandığı yerlerden biri olmuştu. Bu kapsamda, çalınan sorularla yıllar öncesinden itibaren aralarında Kuleli’nin de olduğu askeri liselere, bu yapıya mensup öğrencilerin yerleştirildiği ortaya çıkmıştı. 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında da, Kuleli’den 62 öğrencinin olaylara karıştığı öne sürülmüştü. Ancak öğrenciler, yapılan soruşturmanın ardından tahliye edilerek serbest bırakıldı. Son KHK ile diğer askeri liseler gibi 1845’te ‘Mekteb-i Fünun-ı İdadiye’, 1925’ten itibaren de ‘Kuleli Askeri Lisesi’ olarak eğitim veren okul da, kapatılmış oldu.
ŞANLI YUVA ‘KULELİ’ DENİLİYORDU
Kuleli Askeri Lisesi’nin bir de marşı var. ‘Kuleli Marşı’nın sözleri Kemal Yalçınalp’e, müziği de Hamdi Ergüvenç’e ait. Marş şöyle:
Deniz senin, toprak senin, gök senin,
Zafer olsun en mukaddes emelin.
Çağlayanlar gibi köpür arşa taş,
Ufuklardan yüksel şahikalar aş.
Ey şerefli, şanlı yuva Kuleli,
Hedefindir bütün cihan, ileri.
Hayat umar vatan tatlı sesinden,
Miras kalan asil kandır ceddinden,
Ay yıldızın gökyüzünde parlasın,
Nurunda Türklük dünyayı kaplasın.
Ey şerefli, şanlı yuva Kuleli,
Hedefindir bütün cihan, ileri.
Senin adın bu ülkede tanınmış,
Cumhuriyet kitabına yazılmış,
Sen mukaddes, altın ocak Kuleli,
Saklar bağrın kahramanlık emeli.