Köy okullarının gönüllü elçisi

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Onlar türlü yoksunluklar içinde eğitim görmeye çalışan köy çocukları… Defter, kalem, çanta, forma gibi eğitim için gereken en temel malzemeler bile onlar için lüks… Ama bu eksiklikler çoğu kez onları yıldırmıyor. 

Yeter ki onların yoluna ışık tutacak bir kılavuzları olsun. İşte Ufuk Tan Keleş de pırıl pırıl köy çocuklarına ışık olmayı seçmiş bir kılavuz. Hayatını köy okullarına kütüphane açmaya adamış bir idealist… 

Kars, Mardin, Muş demeden köy köy dolaşıyor ve eğitime aç bu çocuklara, kitaplar aracılığıyla dünyanın yaşadıkları köyden ibaret olmadığını ve isterlerse hayallerin gerçek olabileceğini anlatıyor. Gelin Ufuk Tan Keleş’i yakından tanıyalım. 

Bu projeyi yapmaya nasıl karar verdiniz?

2008 yılında gördüğüm bir rüya sayesinde köy okullarıyla ilgili araştırma yapmaya başladım. Araştırmalarım sırasında oldukça mağdur durumda olan köy okullarının olduğunu keşfettim. “Neler yapabilirim?” diye düşündüm. Farkındalık oluşturabileceğim ve destek bulabileceğim alternatifleri aradım. Ve “Hadi Ufuk Tan” dedim.

Gördüğünüz rüyayı bizimle paylaşır mısınız?

Hiç bilmediğim bir köyde üstünde siyah önlükler olan çocuklara kitap okuyordum. Beni dikkatlice dinliyorlardı sonra onlara; “Kitap alabilirim size isterseniz” dediğimde kendilerine ait hiç kitaplarının olmadığını söylediler. Sonra uyandım şimdi rüyanın geri kalan kısmını hayata geçiriyorum.

Projeyi hayata geçirirken hedefiniz neydi?

Köy okullarının temel ihtiyaçlarını karşılamak, çocuklarla birlikte vakit geçirmek ve onların hayata bir adım daha sağlam tutunmalarını sağlamak. 

En yakın programda hangi bölgelerdeki köy okulları var?

Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Erzurum, Van…

Kurduğunuz kütüphaneleri adlandırıyor musunuz?

Evet, adlandırıyoruz. Bazen manevi hatıraları bazen de bağışçılarımızın isimlerini koyuyoruz. Sırada kuracağımız 

kütüphane isimleri; aramızdan ayrılan İsmet Özcan ve Hüsna Aydoğan için olacak. Köy okulları çocukları yararına isimlerini yaşatıyoruz.?

İsmet Özcan ve Hüsna Aydoğan’ın hikâyesi nedir?

İsmet Özcan, sevdiğim kadının babasıdır. Yakın tarihte kaybettiğimiz ama kalbimizde yaşattığımız bir çınar bizim için. Şirin bir köy okulunda adını yaşatmak istiyoruz. Hüsna Aydoğan ise kanserle mücadele eden ve bize sosyal medyadan ulaşan bir kardeşimizdi. Tedavisi ve mutluluğu için elimizden gelen her şeyi yaptık. Hatta bir gün Instagram üzerinden canlı yayın yaparken mutsuz olduğunu hissedip pijamalarla evden çıkıp yaptığı yayın bitmeden yanına gidip ona sürpriz yaptık ve çok mutlu olmuştu. Kendisini 1 hafta önce kaybettik. Hüsna’nın da adını bir köy okulunda yaşatmak istiyoruz.

SINIF KAPISI KARTONDU

İlk hangi ilden başladınız kütüphane kurmaya?

İlk Kars'ta bir köy okuluna kargoyla kitap gönderdim, sonrasında içime sinmedi ve o havayı çocuklarla beraber solumak istedim. Bu yüzden sonraki okullara kendim gittim.

Köy okullarında nelere tanık oldunuz?

İnanın bu sorunun cevabı buraya sığmaz. Yaşamış olduklarımı kitap yazıyorum.

Buradaki okullarla köy okulları arasındaki farklar neler?

Fark çok! Aynı olan tek şey çocuk olmaları…

Kütüphane kurduğunuz okullarda çocukların tepkileri nasıl oluyor?

Biz köy okuluna gitmeden önce zaten bizim gideceğimizden çocukların öğretmenleri tarafından haberi oluyor, gittiğimizde kimi koli taşımak istiyor kimi şaşkınlıkla sadece izliyor, kimi palyaço heyecanıyla sabırsızlanıyor. Ama beni en derinden etkileyen tepki… Kütüphane kurulumu sonrası, “gitme” demeleri!

Kütüphane kurma niyetiyle gidip başka şeylere de el attığınız oldu mu?

Sene 2015 Kasım ayı, Şanlıurfa’da bir köy okulunda yine kütüphane kurmak için gittiğimde, sınıfın önce kapısı dikkatimi çekti, karton kapıydı… Sınıfa girdim duvarlar rutubet, yemyeşil, çocuklar bir halının üzerinde oturuyor. Kömür sobası yanıyor ama 5 dakika sönse buzhane olur. Öğretmene sordum, “Hocam en yakın nalbur nerede?” diye… Hoca; “Yakın değil 20-30 km mesafe var” dedi. Gönül el vermezdi sadece kütüphane kurup dönmeye. Kapı yapıldı, duvarlar boyandı. Çocuklar zaten çiçek bahçesi…

Gördüğüm kadarıyla gittiğiniz okullara palyaço da götürüyorsunuz. Çocukların tepkisi nasıl oluyor?

7 yaşındaki bir köy çocuğunun hayatında hiç pamuk prenses ve palyaço görmemiş olması ve bunu gördüklerinde ki tepkiyi gözlerinizi sadece 5 saniye kapatıp hayal etmenizi istiyorum. Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, hayatıma hoş geldiniz!

Başka nasıl etkinlikler yapıyorsunuz?

Yapmak istediğimiz etkinlikler dipsiz bir kuyu aslında… İp atlama, balon oyunu, halat yarışı, çuval yarışı, mandal oyunu, dilek feneri şöleni, uçurtma festivali, açık hava da sinema gösterisi gibi etkinliklerimiz hava koşullarına göre şekillenmektedir.

Şimdiye kadar kaç kütüphane kurdunuz?

Toplamda 63 tane köy okuluna etkinlik yapmayı başardık, listede 43 tane daha var.

Sizi en çok etkileyen hikâyeyi bizimle paylaşır mısınız?

Van’da yaşayıp Van Gölü'nü hiç görmemiş çocuk. Hiç çizgi film izlememiş çocuklar. “Ben de seninle İstanbul’a gelecek miyim?” diye soran çocuk… Çok derin hikâyeler var ama demagoji yapmak istemiyorum kaldı ki yaşamak ve hissetmek de lazım.

ÇOK DUYGULANDIM

Sosyal Medyada kız arkadaşınız Esra Özcan’ın size yapmış olduğu doğum günü sürprizini izledik, ne hissettiniz izlerken?

Kalpten kalbe giden bir yol var ya hani, işte Esra o yolun papatyası benim için. Oldukça heyecanlı ve duygulanarak izledim.

İnsanlar size nereden ulaşıyor, sosyal medya hesap isminiz nedir?

Aktif olarak instagramdan ulaşıyorlar. İnstagram hesabım @ufuktan.keles

Sosyal medyada yeteri kadar ilgi alıyor musunuz?

Takipçilerim her yaptığım projeyi şimdiye kadar büyük bir ilgiyle izleyip destekledi. Yürüdüğüm bu yolda benimle yürüdükleri için buradan hepsine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Hep var olun!

HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRLER... 

Sizi biraz tanıyalım. Ufuk Tan kimdir?

1985 İstanbul doğumluyum. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İnşaat Teknikerliği Bölümü mezunuyum. Mesleğim inşaat teknikerliği. Aynı zamanda fotoğrafçılık yapıyorum. Köy okulları çocukları için yeni projeler üretiyorum. Benim için en önemlisi “Köy Okulları” çocuklarının kalbine dokunmak… Kalbimdeki iyiliklerin, anneannem ve dedemin pamuk kalbinden geldiğini düşünüyorum… 

En büyük hayaliniz nedir?

Bir gün “Baba” olduğumda çocuklarımla beraber köy okullarındaki çocuklarla etkinlik yapmak…

Son olarak söylemek istedikleriniz?

Benim Teşekkürüm var; öncelikle bana ihtiyacı olan tüm köy okulu öğretmen ve öğrencilerine, Özge Saltan’a, Nazlı Civirci’ye, Seda Özbay’a, Gökhan Şahin’e,Zehra Özdağ’a, Davut Kaya’ya, Meltem Çamlıca’ya, Sinem Eğridere’ye ve sosyal medya destekçilerime sonsuz teşekkürler.