basakbicak@gmail.com
Universal Pictures, yıllar önce çektiği pek çok korku klasiğini yeniden sinemaya uyarlayacağını açıkladı. Dark Univers adını verdiği serinin başlangıç ayağı ise bu hafta gösterime giren The Mummy… 1932 tarihli orijinal yapımdan uyarlanan film gösterime girmişken, sinema tarihinin en ünlü canavarlarını yeniden hatırlayalım!
Phantom of the Opera (1925)
Gaston Leroux’nun 1909 tarihli Le Fantôme de l’Opera’sından Rupert Julian’ın sinemaya uyarladığı film, ilk önce sessiz olsa da, sinemaya sesin gelmesinden sonra yeniden gösterime sokuldu. Paris’teki Opéra Garnier’nin birebir inşa edildiği bir stüdyoda çekilen ve romanın en sadık uyarlaması olarak kabul edilen yapım, kendisinden sonra gelen Dracula gibi pek çok filmi de etkiledi.
Dracula (1931)
Bram Stoker’ın aynı adlı romanının ilk resmi uyarlaması, Tod Browning’in ellerinde bir klasiğe dönüşmekle kalmadı; aynı zamanda Universal Pictures’ın Canavarlar Serisinin de başlangıç filmi haline gelerek, pek çok devam filmi çekilmesine yol açtı. Başrolündeki Macar aktör Béla Lugosi’nin ürkütücü oyunculuğu ve Amerikan seyircisinin ilk kez doğaüstü bir korku temasıyla karşılaştığı film olmasıyla sinema klasikleri arasına girmiştir.
Frankenstein (1931)
Dracula’nın gişe başarısı ve popülaritesi üzerine yeni bir korku filmi çekmeye karar veren Universal, böylece erken dönem korku sinemasının önderi oldu. Bu kez Mary Shelley’nin aynı isimli klasiğini sinemaya uyarlayan firma, James Whale’e emanet ettiği filmle yeni bir klasik yarattı. Boris Karloff’un Yaratık performansı uzun yıllar korku sinemasının en önemli ismi olmasına yol açtı.
The Mummy (1932)
Dracula ve Frankenstein’ın başarısı yapımcıları Mısır firavunları hakkında bir film çekmeye itti ve Dracula’nın görüntü yönetmeni Karl Freund’un direktörlüğünde bir Mumya filmi çekildi. Başrolünde Boris Karloff’un olduğu yapım, 1999'da yeniden çevrilirken, bu hafta izlediğimiz aynı adlı filmin de esin kaynağı...
Bride of Frankenstein (1935)
Frankenstein popüler bir beyazperde ikonuna dönüşünce bu ünden beslenen yan karakterler de salonları işgal etti. 1931 tarihli Frankenstein’ın devamı olan ve Mary Shelley’nin romanının ikinci cildinden, ilkine göre daha sadık bir biçimde uyarlanan filmin başrollerinde yine Boris Karloff ve Colin Clive yer alıyor.
The Wolf Man (1941)
George Waggner'ın yönettiği The Wolf Man filmi, o güne dek çekilmiş ilk kurt adam filmi olmamasına rağmen fikirsel olarak temaya pek çok katkıda bulundu. Filmin başrolünde ise Lon Chaney Jr. yer alıyor.
The Invisible Man (1933)
H. G. Wells’in aynı adlı bilimkurgu romanına dayanan film, yine James Whale tarafından beyazperdeye uyarlandı. Heyecanlı bir macera olmakla birlikte bir anti kahraman yaratmayı da başaran yapım, film noir’a da göz kırpıyordu.
Creature From Black Lagoon (1954)
Sinema tarihinin ilk 3D korku filmlerinden biri olan ve bu anlamda öncü sayılan yapım, bilimkurgu sinemasının yeni bir akım olarak yükseldiği 50’li yıllarda Jack Arnold tarafından çekilmiş önemli bir klasiktir.