Kısa Öykü: Kadının Böylesi

RÜYA ERSİNA UYGUR

ersinaru@gmail.com

O da ne! Sağda denize doğru komşu binadan biri ayaklı dürbününü bizim balkonumuza doğru ayarlıyordu.

-İkinci katın penceresine bakar mısın dedim eşime, biri bizi gözetliyor!

-Kim diyerek kalktı koltuğundan, bir kadın değil mi o?

İkimizin de korkuluklara dayanarak kendisine baktığımızı görmüş, bize el sallıyordu. Hemen ardından da telefonum çaldı.

Açtım, Sevim’di.

-Hello diye bağırışından belliydi.

-Sevim dedim hayretle, ne yapıyorsun sen o evde, o dürbünle?

-Gel de konuşalım dedi şen şakrak sesiyle. Komşunuz oldum ben.

-Bekle dedim merakla.

Telefonu kapatınca eşim sordu.

-Bu bizim üst kat komşumuz İhsan Bey’in eşi Sevim mi?

-Evet dedim, boşanmışlardı biliyorsun geçen yıl.

-Bilmez miyim, az daha apartmanı yıkacaktı kadın!

Üstüme paltomu geçirirken balkondan seslendi.

-Söyle o kadına evleri dürbünle gözlemek suçtur!

Moda sahil yoluna çıkmadan hemen yan evin bahçesine geçip Sevim’in dairesine 5 dakika içinde ulaşmıştım.

-Bu evi ne zaman tuttun ne zaman döşedin? diyerek hayretimi gizlemedim.

Sevim beni pencereye sürükledi.

-Gel gel bak, buradan eviniz nasıl görünüyor dedi.

Balkonda tabletindeki makaleyi okuyan eşimi elindeki çay kaşığına kadar görünce şaşırdım.

-Nasıl yani dedim, sen buradan bütün gün İhsan’ı mı izleyeceksin?

-İhsan’ı ve yeni karısını diye düzeltti.

-İhsan ne zaman evlendi? diye hayretimi belirttim.

-Dur gülme, adı da Beyaz’mış!

-Sen nereden öğreniyorsun bunları diye sordum merakla. Biz aynı apartmandayız bu kadının varlığından haberimiz yok!

-İyi işte şimdi haberin oldu. Biraz da Beyaz hakkında bana bilgi toplasan? Kimlerdenmiş, neyin nesiymiş?

-Peki dedim adını nereden duydun?

-Adam Facebook’unda “ideal eşimi buldum” diyor, “evimin sultanına yakında kavuşacağım” diyor. Soranlara da adını yazmış. Beyaz yahu, adam evine eşya almış gibi.

Sevim formunda görünüyordu.  Eski eşiyle uğraşmaktan sürekli yüksek adrenalinle yaşıyor, neredeyse yerinde duramıyor, enerjik hareketlerle servis yaparken her geçişinde dürbüne bakıyor bu arada espriler patlatıp, birbiri ardına kahkahalar atıyordu.

Ayrılırken ben de gülerek Beyaz hakkında bilgi toplayacağıma söz verdim. Akşama kalmadan kapıcımızın eşi Nurgül’den bilgiler akmaya başladı.

-Ay dedi Nurgül usulca, İhsan Bey’in evinde önemli bir toplantı var galiba. Bir sürü adam geldi takım elbiseli. Aralarında yabancılar bile var.

-Yabancı mı? diye hayret ettim. Gel içeri, anlat biraz.

-Sonra dedi özür dileyerek, Ahmet “hemen eve dön, bize ihtiyaçları olabilirmiş” dedi.

-Kadın var mı aralarında?

-Yook dedi iki basamak merdiven inmiş Nurgül, niye ki?

Kapıyı kapatınca Sevim telefon etti.

-Ne oluyor, İhsan’da bir hareketlilik var?

-İlahi Sevim dedim, yakın takipte bir polis gibisin.

Sadece yukarı komşumuzda değil, onun yüzünden bizim dairede de hareketlilik yaşanmaya başlamıştı. Akşam çöpü almaya gelen Nurgül eliyle sus işaretleri yaparak içeri girdi. Kapıyı arkasından kapatınca beni de salona doğru sürükledi.

“Neler oluyor?” dememe kalmadan anlatmaya başladı.

-Fena heyecanlı, “sultanım geliyor” diyor başka bir şey demiyor. Bütün evi temizletti. Köşe bucak, her yeri. O gelenler mühendismiş, İhsan Bey parmağını şaklatıyor televizyon çalışıyor, müzikler çalıyor. Çay makinesi bile kendiliğinden su ısıtmaya başlıyor.

Nurgül gitti, yine Sevim telefonda.

-Ne olmuş?

Eşim de sinirlenmeye başladı.

-Bu kadın sadece İhsan’ı değil, bizi de gözetliyor. Bak konuş onunla, yoksa şikâyet ederim ha!

-Beyaz için hazırlıklar yapılıyormuş dedim eşime duyurmamaya çalışarak. Sen de sakin ol, uyu biraz, henüz gelmemiş.

Akşam salonun ışıklarını söndürürken eşim yine Sevim’in dairesine baktı.

-Hâlâ dürbünün arkasında dedi. Dikkat et, tehlikeli olmaya başladı bu kadın!

İhsan ise dürbünle gözlenmesinden memnun olmalıydı.

-Bak şuna bak diye beni yanına çağırdı ertesi gün Sevim.

İhsan perdeleri sonuna kadar açmış, yeni yaptırdığı şark köşesini bir showroomdaymış gibi büyük jestlerle ona gösterime açıyordu.

-Tamam da Sevim dedim, sen de ne gözlüyorsun bu adamı. Bak seni kıskançlıktan çatlatmaya çalışıyor.

-Şu Beyaz’ı bir göreyim, sonra bir daha bakmam.

Öyle olmadı. Sevim’in sesi sinirden öyle tizleşmişti ki ahizeyi uzak tutmak zorunda kaldım.

-Bu ne, bu diyordu, kızı değil, torunu yaşında!

Nurgül de siparişleri almaya geldiğinde yeni gelini anlata anlata bitiremedi.

-Anam hiç mi kusuru olmaz. Eli, ayağı…

Merakıma yenilip Sevim’in davetlerinden ilkini ikiletmeden yine evine gittim. Beyaz yirmilerinde oldukça alımlı bir genç kadındı. O da güzelliğini göstermek peşinde, gelip gidip perdelerle oynuyor, balkonda bu kış günü şortuyla geziniyor, dürbün kendisine doğru yöneltilince de aşka gelip dans etmeye başlıyordu.

-Nasıl? diye sordu Sevim.

Söyleyecek bir şey bulamadım.

-Gençmiş” dedim sanki onun suçuymuş gibi.

-Yani ne yapsın İhsan’ı ha? Paraya geliyor tabii, lüks hayatı görünce...

Sevim’in eski kocasına öfkesi azalacağına artıyordu. Günler sonra telefonda sesini yeniden şen şakrak duyunca şaşırdım.

-Beyaz var ya Beyaz  dedi, o gerçekten de bir eşyaymış.

Aklını kaçırıyor sandım.

-Tabii bir nesne diyebilirsin, özneleşememiş, özgürleşememiş bir oyuncak kadın gibi… Çevremizde çok var onlardan…diye geveleyecek oldum.

Kahkahasından korktum.

-Ay felsefe yapmıyorum, o gerçekten bir beyaz eşya !

Sessiz kaldım.

-Alo diye yavaşça seslendi.

Sonra yine sabırsızca bağırdı

-Alooo, beni duyuyor musun?

-Duyuyorum.

-Canikom, Beyaz hiç sorun çıkarmayan ideal kadın çünkü insan değil. Bir robot!

Bunu Sevim’in nasıl öğrendiğini bilemeden elektriklerimiz kesilmeye başladı.

-En çok da İhsan Bey şikayetçi diye dedikodu yaptı kapıcımız Nurgül. Elektrikler kesilince evinin sultanı hastalanıyormuş da.

Akşam gelişinde kapıyı sert vuruşlarla açtırdı.

-Ne oluyor Nurgül ?

Hemen içeri girdi. Nefes nefese İhsan Bey’in o güzel karısının robot olduğunu korkudan gözlerini büyüterek söyledi.

-Benim Ahmet’i çağırdı, karısını tamir etmek için yardım istedi!

Elektriklerimizin kesilmesi dayanılmaz hal almıştı. Çocukluk arkadaşım Leyla “Bir gariplik var sizde, o sinir bozucu elektrik kesintileri bitti” dedi. Elektrik idaresinden aldığımız cevap da kesintinin sadece bizim apartmanda yaşandığını doğruluyordu.

-Anam biri gelip sigortayı arttırıyormuş dedi Nurgül.

-Kesin o dedi eşim Sevim’in dairesini göstererek. Git söyle şuna İhsan ile hesabını başka şekilde görsün.

Sevim’e gelince eşimin uyarısına kahkahayla cevap verdi.

-Söyle kocana erkek dayanışmasına girmesin. Hepsinin gönlünde böyle robot kadınlar yatıyor dedi.

Sonra kızgınlıkla ekledi.

-Oh istediğin gibi programla, evi temizlesin, mutfakta harikalar yaratsın, kapıyı güler yüzle açsın, seni lala paşa eğlendirsin, parmağını şaklat konuşsun, iki kere şaklat sussun…

-Sevim, canım kardeşim dedim, bırak bu adamın peşini, bırak da kendine bir hayat kur artık.  Bak bu kadın senin hiçbir şekilde ayarın da değil. Robot, dahası var mı?

Sevim’in bakışları deliceydi. Kapıdan çıkarken arkamdan bağırdı.

-Evinin sultanı ne imiş görecek, demir yığını kalacak o…

-Sevim’den umut yok dedim eşime, bence elektriklerimizi kesmekten daha kötü bir şey yapmaya hazırlanıyor.

Bir hafta sonra büyük bir gürültüyle uykumuzdan uyandık, tüm apartman sakinleri dairelerimizin kapısına fırladık.

-İhsan Bey iyi misiniz? diyerek kapısını vuruyordu kapıcımız.

Sanki yukarı dairemizde yıkım vardı. Düşen demir parçalarının çıkardığı sesleri duyunca tabii aklımıza Sevim geldi. Nasıl olmuş da savurduğu tehditleri bir bir yerine getirmişti.

Ertesi gün açıklamasını dinliyordum.

-Benim bir dahi arkadaşım var bilgisayar mühendisi, elektronik uzmanı, robotlara da meraklı, bu işin de hocası. Ondan destek aldım dedi bacak bacak üstüne atarak.

-Ne yaptın Beyaz’a ki diye sordum gülerek, robot kendi kendini tahrip etti?

-Şekerim Beyaz’ı imal eden firma California’daymış. Arkadaşım firmayı bulduğu gibi, işten çıkardıkları esas mühendislerine de ulaştı. Adam telif hakkını bile alamadan bir kumpas ile işten atılmış.

-O mühendis mi Beyaz’ın kendi kendini yok etmesini sağladı?

-Evet de dedi zevkle Sevim, önce onun programını değiştirip, huysuz, beceriksiz hale getirdi. İhsan parmağını şaklattığında bir açıyor ağzını, hah hah hay, dayanılır gibi değil. Programdan bende de var da oradan biliyorum. Bir de ağzı bozuk bir şey, bir dinlesen, bayılırsın gülmekten.

-Sen de tabii gözledin olan biteni dürbünle.

-Ah yüreğimin yağları eridi.

-Sonra?

-Esas İhsan eve girdiğinde görecektin halini. Ev darmadağınık, o güler yüzlü harika kadın gitmiş, pasaklı bir cadaloz kafasına ne bulursa geçiriyor. Çok eğlendim çok…

İhsan’ı ertesi gün asansörde gördük. Hiç de evi başına geçmiş birine benzemiyordu.

-Siz Sevim’i görüyorsunuz galiba dedi neşeyle. Söyleyin ona, yenisi geliyor yakında, daha güzel ve de sıfır kilometre…

İhsan Sevim’i iyi tanıdığından California’daki şirket yöneticileriyle olacakları dikkate alarak bir sözleşme yapmış. Gerçekte bir yıl sonra piyasaya çıkacak robot kadınlar için dayanıklılık testlerinde kendisi gönüllü olmuş. Üstelik işten attıkları mühendis de sanalmış. Kendini yok etme programını Sevim’e yollayan şirketin ta kendisiymiş. Sevim onlara da ilham vermiş, bundan sonraki robot kadınlara onun gibilerle uğraşabilmek için ek program yapmışlar. Kadının böylesi… diyorlarmış.

GELECEK HAFTA

ŞAŞKIN SAPIK

1 Ocak Kısa öykü: Maziye teessüf

25 Aralık Kısa öykü: Dün gece neredeydin?

18 Aralık Kısa öykü: Ölümüne fren

11 Aralık Kısa öykü: Geçmişe mesaj

4 Aralık Kısa öykü: Elma Dersem Çık 

27 Kasım Kısa öykü: Kör Olası Aşk

20 Kasım Kısa öykü: Yıllanan güzellik

13 Kasım:  Kısa öykü: Ömre bedel hata

06 Kasım Kısa öykü: Yukarı akıntı

30 Ekim Kısa öykü: Kayıp uçurtmalar

23 Ekim Kısa öykü: Dayının şeridi