Kısa Öykü: Aramızdaki engeller

RÜYA ERSİNA UYGUR

ersinaru@gmail.com

Görüntülü diyafonda Belgin telaşlı bağırıyordu.

-Çabuk aç, öldürecek beni!

Hemen düğmeye bastım sonra da kapıyı açıp aşağıya seslendim.

-Belgin iyi misin?

Asansör yükselmeye başladı. Katımızda durunca Belgin’in çıkmasıyla beni iterek eve dalması bir oldu.

-Kapa kapıyı, çabuk.

Nefes nefese kendini salondaki koltuklardan birine attı.

-Ne oldu? diye sordum merakla.

Çantasını gösterdi. Sanki bıçak darbesi almış, önünde yırtık bir cep oluşmuş, sarkıyordu.

-Bu da ne dedim dehşetle, saldırıya mı uğradın sen?

Bir dakika nefessiz durdu, korkudan hıçkırığı tutmuştu.

-Sana telefon ettikten sonra hemen çıktım. Durağa doğru giderken birden karşıma dikildi. “Aramızda engel olamayacaksın” deyip bıçağını çıkardı. Ben çantamla korunmaya çalıştım. Allahtan etraftan bağırdılar da kaçtı.

-Kim o Belgin? diye sordum, kiminle arasında engelmişsin?

-Al dedi yeni bir hıçkırık kriziyle. Oku şu mektubu.

“Sevgilim” diye başlıyordu mektup. “Yıllardır bugünü bekledim. Seni kapıdan çıkarken gördüm dün. Heyecandan yanına sokulamadım. Biliyorum sen de beni sabırsızlıkla bekledin. Ama canım sevgilim, elim ayağım dolandı. Öyle sana bakakaldım. Ben yapamadım. Yarın yine köşende olacağım. Ve bu sefer kollarına atılacağım.”

-Nereden buldun bu mektubu Belgin?

-Asaf’ın ceketinin cebinden!

-Ona mı yazılmış? diye sordum.

-Başka kime olabilir Allah aşkına?

-Anlamadım, Asaf ne diyor?

- “Yanlış adres” diyor. “Beni biriyle karıştırmış” diyor. “Akşama konuşuruz” diyor. Diyor da diyor.

-Saldıran…

-Kadındı, öyle ani oldu ki, neye benziyordu, onu bile göremedim.

-Yani bu mektubu yazan diyorsun.

-Başka kim olabilir Allah aşkına? Bana “Aramızda engel olamayacaksın” diyor baksana.

-O zaman tehlikeli bir deli!

-Bana bu mektuptan bahsetmeliydi diye kızarak ayağa kalktı Belgin. Ya bıçak çantama değil de…

- Asaf’la polise gidecek misiniz? diye sordum.

-Doğru, bu mektupla birlikte suç duyurusunda bulunmamız gerekir, öyle değil mi?

Tekrar oturdu.

-Telefon edeyim de gelsin, buradan gidelim polise. Ay rahatsız eder miyim sizi?

-Tabii ki hayır dedim. Hatta akşama yatıya kalın. Yeriniz hazır.

Asaf ’tan önce eşim geldi. Belgin’i görmekten memnun sordu.

- Nerede bizim Tarzan?

-Tarzan mı dedi Belgin, ben onu daldan dala öyle bir uçuracağım ki…

-Neden Tarzan dedin Asaf’a diye sordum ben de merakla, fakültede lakabı mı böyleydi?

-Hadi canım dedi eşim, onun Tarzan macerasını sen bilmesen de Belgin biliyordur herhalde.

-Vallahi bilmiyorum dedi Belgin sinirle. Asaf her şeyi benden saklıyor anlaşılan.

-Kötü bir olay değil ki saklasın. Hani Tarzan filmi vardı seksenli yılların başında. Bizim Asaf, Tarzan’ı oynayan aktörün neydi adı, aklıma gelmiyor şimdi, onun tıpkısının aynısıydı.

-Kim? diye üsteledim Belgin’in anlattığı olayla bir ilişkisi olacağını tahmin ederek.

-Yahu hâlâ tekrar tekrar gösterilen bir dizi var ya oradaki romantik iş adamı rolünde. 

-Ben çok merak ettim dedim bilgisayarımı açarak.

Hemen de çıktı.

-Ha şu tiyatrocudan bahsediyorsun dedim, hem de çok iyi bir oyuncu. Gerçek ismi oyuncu isminden farklı.  Ragıp Süzer.

-O işte dedi.

-Gerçekten de dedim, Belgin bir baksana, Asaf’a ne kadar da benziyor. Tek yumurta ikizi gibi.

Belgin de yaklaşmış hayretle kocasının benzerini inceliyordu.

-Bir de romantik bakmaz mı? dedi kızgınlıkla.

-Belgin dedim sen de dizilerle yaşayanlar gibi … Rol yapıyor adamcağız.

-Bugün bana saldıran kadın bu oyuncuyla mı karıştırdı Asaf’ı diyorsunuz, bu kadar saçma bir şey mi geldi yani başımıza, olabilir mi arkadaşlar? Ne derseniz deyin, pek de inandırıcı değil…

-Ne saldırısı? diye başını kaldırdı eşim hayretle.

Belgin ona da mektubu gösterip olayı anlatırken zil çaldı. Diyafonda Asaf alnındaki teri silerken göründü. Açtım, hemen geldi.

Sorun anlaşılmıştı. Asaf da mektubu alır almaz zarfı inceletmiş. Kendisine çok benzeyen oyuncunun yıllar önce eşine saldıran bir erotomanın haberini bulup yeniden okumuş, tehlikenin büyüklüğünün farkına varıp hemen işten fırlamıştı. Belgin’in telefonunu aldığında zaten arabadaymış.

-Nasıl diye sordu Belgin, o oyuncunun karısını mı öldürdü bu kadın? Erotoman da ne?

-Ölümüne yol açtı desek daha doğru olur diye cevapladı Asaf.

Sonra karısına açıklamaya çalıştı.

-Sen istediğin kadar “Yanılıyorsunuz” de, erotoman seçtiği kişinin kendisine aşık olduğuna o kadar emin olacak kadar hasta ki, aşkı için gözü kararıyor, her şeyi yapabiliyor.

Haberi birlikte okuduk.

Tarzan olarak tanınan oyuncu 2005’te “Kavuşmamız Hayal” adında bir filmde oynamış. Aysel adındaki bu kadın da ellili yaşlarına dayanan bu yakışıklı aktörün kendisine âşık olduğuna inanmış bir kere. Filmdeki her hareketini aşkının bir ifadesi olarak yorumluyormuş.

Aysel aşklarını doya doya yaşayamamalarına aktörün karısının engel olduğuna karar vermiş ve zavallı kadına aralarından çekilmesi için uyarı niteliğinde kezzap fırlatmış.

Kadıncağız hastaneye zor yetiştirilmiş, bu olaydan dolayı bir gözünü kaybetmiş. Sinirleri bozulup ağır depresyona girmiş, iki yıl tedavi de fayda vermemiş, bir yıl sonra da yaşamına kendisi son vermiş.

-Aysel ne kadar yatmış içeride? diye sordu Belgin sesi titreyerek.

-Olay 2006’da olmuş, o da aynı yıl hapse girmiş, üç gün önce de serbest kalmış dedi Asaf Belgin’in elinden tutarak.

-Bugün bu kadın beni öldürebilirdi dedi Belgin.  Çantamı ne hale getirdi bıçak darbeleriyle bir bak. Sen “Oh bir aşk mektubu aldım” diye memnun işe gidiyor, benim hayatımı tehlikeye atıyorsun.

-Ben seni korkutmamak için söylemedim karıcığım diyordu Asaf.

Ama Belgin’i yatıştırması mümkün olmuyordu.

-Hadi canım kızmayı bırak artık, benim hatam değil ki bu aktöre benzemek diye dil döküyordu Asaf. Hadi çantanı da al, o bulduğun mektubu da al, bu arada eve bir mektup daha gelmiş, o da yanlışlığı gösteriyor zaten, hepsini birlikte polise götürelim.

-Bir mektup daha mı aldın? diye bağırdı Belgin.

Benden ödünç aldığı çantayı omuzuna takıp, bıçak darbeleriyle yırtılmış çantasıyla elindeki mektubu bir torbaya sıkıştırıp bağıra bağıra Asaf’ın peşinden gitti.

Polise suç duyurusundan sonra korumalar eşliğinde evden eşyalarını alacak, birkaç günlüğüne bize taşınacaklardı. İki saat sonra geldiklerinde akşam yemeği için balkona kurulmuş masaya geçtik hemen.

-Artık bir de aşığımız var dedi Belgin. Üstelik de kendi elimizle Asaf’ın telefon numarasını verdik. Tabii değişik bir numara. Polis dinlemeli.

-Peki telefonu nasıl ulaştırdınız? diye sordu eşim.

-Diziyle ulaştırıyoruz. Çünkü Aysel hapiste hep onun dizilerini izlemiş. Yemekten sonra  siz de dizide göreceksiniz zaten. Tam bir macera.

Sonra da bir kahkaha attı.

-Kocamın âşık olduğu kadına telefon numarasını verişini diziden izleyeceğim. Ay şunu bir kaydedelim.

-İlahi Belgin dedim gülerek, peki aktörü Asaf’la nasıl karıştırmış, evinizi nasıl bulmuş?

-Şansızlık işte dedi Asaf. Bizim arkamızda bir apartman var yan sokakta. Orada hep ünlü dizilerin bazı bölümleri çekiliyor her nedense. Bir magazin programında o oyuncuyla ilgili röportaj yaparlarken işgüzar bir paparazzi beni o sanıp eve Belgin ile girerken bizi çekmiş, bizim haberimiz yok, o da pazar sabahı aynı programda yayınlanmış.

Dizi saati gelmiş, hepimiz sinema salonu gibi salondaki koltuklarda yerimizi almıştık. Geçen bölümün kısa özeti verilirken bir aktöre bir Asaf’a bakıp dizideki diyalogları üzerine şakalar yapıyorduk.

Asaf da oyuncuya bakıp bakıp söyleniyordu.

-Oh adam paraları desteliyor, ben de onun gerçek hayatındaki dublörü gibi tehlikeyi üstleniyorum diyordu.

Nefeslerimizi tuttuk, yeni bölüm nihayet başlamıştı. Romantik iş adamı rolündeki aktörümüz sevdiği kadına telefon numarasının rakamlarını teker teker dikkatle telaffuz ederek yazdırdı. Sonra da ekrana doğru göz kırptı.

-Tamam dedi Asaf telefonunun sesinin açık olduğunu kontrol ederek. Birazdan arar.

Aradı.

Asaf Belgin’e bakarak telefonu açtı. Kim olduğunu sordu. Sonra o da benzeri aktör gibi rol yapmaya başladı.

-Biliyordum arayacağını Aysel dedi Asaf bize başını sallayarak. Adresini ver, hemen gelip seni göreyim.

Karşı tarafı duyamıyorduk. Ama anlaşılan tuzağı bir şekilde hissetmiş, adresini vermek istemiyordu.

Asaf da polisin konum tespiti yapabilmesi için konuşmayı uzattıkça uzatıyordu. Belgin kulağını telefona yaklaştırmış dinlemeye çalışıyor, bir yandan da Asaf’ın fazla abartmaması için sinirden kaş göz işaretleri yapıyordu. Bu görüşme yarım saatten fazla sürdü. Ta ki Asaf’ın gerçekten kendine ait telefonuna polisten mesaj düşene kadar. Zaten o sırada Asaf da kapının vuruluşunu ve “aç, polis” bağırışını duyup görüşmeyi sonlandırmıştı. Anlaşılan Aysel yakalanmıştı.

Dizi sona ermiş, artık odalarımıza çekilmeye karar vermiştik ki aynı telefonda yine bir arama gerçekleşti.

-Eyvah dedi Belgin, bu kadın polisin elinden kaçtı herhalde, görüyor musunuz yine arıyor.

Asaf elleri titreyerek açtı.

-Nasıl hanımefendi? diye elinde telefon odanın içinde dört dönmeye başladı. Niye size göz kırpayım? Ne? Size aşık mıyım? O da nereden çıktı? Ben oyuncuyum hanımefendi. Bu bir dizi…

Telefonu kapatınca Belgin sapsarı kesilmiş sordu.

-Oydu, değil mi?

-Yok canım dedi Asaf, bu Aysel değil, Perihan!

-Bu da Nalan!

-Sevilay!

-Tülay…

O gece çay üstüne çay içtik. Tüm erotomanlar heyecanla sıraya girmiş, Asaf’ın kendilerine âşık olduğunda ısrar ediyorlardı…

GELECEK HAFTA

MUTLULUK OYUNU

25 Haziran Kısa öykü: Dünya telaşı

18 Haziran Kısa öykü: İstanbul sokaklarında babam

11 Haziran Kısa öykü: Saklanan insanlar  

4 Haziran Kısa öykü: Başkasının evi

28 Mayıs Kısa öykü: Adam gibi adam

21 Mayıs Kısa öykü: Ölümsüzlüğe doğru

14 Mayıs Kısa öykü: Light anne sütü

7 Mayıs Kısa öykü: Güzel koleksiyoncu

30 Nisan Kısa öykü: Taşeron evlat

23 Nisan Kısa öykü: Bahtsız Bahri

16 Nisan Kısa öykü: Yarınsız hayatlar

9 Nisan Kısa öykü: Şeytan kadınlar

2 Nisan Kısa öykü: İçimizdeki Tankut

26 Mart Kısa öykü: Evimdeki kara büyü

19 Mart Kısa öykü: Yoksa kardeşim misin?

12 Mart Kısa öykü: Siyah beyaz hayaller

5 Mart Kısa öykü: Bunlar da çok güzel

26 Şubat Kısa öykü: Benim de canım var

19 Şubat Kısa öykü: Bizimkisi asrın aşkı

12 Şubat Kısa öykü: Aşk fırsatları sever

5 Şubat Kısa öykü: Yaşlı ergenler

28 Ocak Kısa öykü: Gölgemin korkusu

22 Ocak Kısa öykü: Mevsimlik Kişilikler

15 Ocak Kısa öykü: Şaşkın Sapık              

8 Ocak Kısa öykü: Kadının Böylesi

1 Ocak Kısa öykü: Maziye teessüf

25 Aralık Kısa öykü: Dün gece neredeydin?

18 Aralık Kısa öykü: Ölümüne fren

11 Aralık Kısa öykü: Geçmişe mesaj

4 Aralık Kısa öykü: Elma Dersem Çık 

27 Kasım Kısa öykü: Kör Olası Aşk

20 Kasım Kısa öykü: Yıllanan güzellik

13 Kasım:  Kısa öykü: Ömre bedel hata

06 Kasım Kısa öykü: Yukarı akıntı

30 Ekim Kısa öykü: Kayıp uçurtmalar

23 Ekim Kısa öykü: Dayının şeridi