Bundan üç yıl önce Brezilya Serie A'ya yükseliyordu Chapecoense. İlk iki yılında puan cetvelinde sonlarda yer bulsalar da performansları her geçen yıl artıyordu. Bu yıl da ligi dokuzuncu sırada tamamlayan Chapecoense'nin kaderi Güney Amerika kupası yarı finalinde çiziliyordu. Arjantin'in San Lorenzo takımıyla oynayan Chapecoense, kendi sahasında 0-0 kalıyor, deplasmanda da 1-0 geri düşüyordu. Sahneye çıkan Ananias 62'de golü atarak, kaleci Danilo da 90+4’te yüzde yüzlük golü yemeyerek Chapecoense'nin de kaderini değiştiriyordu! Aynen Manu ve Torino’nun tesadüflerle dolu kaderini yaşıyordu.
Tarih boyunca çok sayıda uçak kazası meydana geldi. Bu kazalarının hemen hemen hepsine futbol kulüpleri denk geldi. Salı sabahı meydana gelen kazada çok sayıda futbolcusunu kaybeden Chapecoense dışında bu tarz kazadan sonra yükselişe geçen sadece Manchester United oldu. Kaza sonrası özellikle hayatını kaybeden futbolculara yardım toplayan Kırmızı Şeytanlar, daha sonraki yıllarda yükselişe geçerek adeta Premier League damgalarını vurdular. Uçak kazasından önce 93 maçta 83 galibiyet alan Torino o eski günlerine bir daha dönememişti. Şili'de bir şampiyonluğu bulunan CD Green Cross takımı da 1961 yılındaki kazadan sonra toparlanamayarak kapısına kilit vuruldu. Bakalım Chapecoense ManU gibi yükselişe mi geçecek yoksa Torino gibi bir Serie A bir Serie B mi yapacak. Veya CD Green Cross gibi kapısına kilit mi vurulacak?
BASAMAKLARI TEK TEK ÇIKTILAR
Brezilya’nın Santa Catarina eyaletinde yer alan Chapeco’da 1973 yılında kurulan Chapecoense, 2014 yılına dek hep alt liglerde mücadele verdi. Maçlarını 25 bin kişilik Arena Conda’da oynayan Chapecoense, Serie A’ya çıkmadan önce merdivenleri adeta teker teker çıkmış. 2011 yılına alt liglerde mücadele eden Chapecoense, birer yıl arayla önce Serie C, sonra Serie B son olarak da ligi ikinci bitirerek 2014 yılında Serie A’ya yükseldi. İlk yılında 43 puan toplayan Chapecoense ligi de 15’nci olarak tamamlıyordu. Bir sonraki yıl da 47 puan toplayarak 13’ncü oluyordu. O yıl Südamerikana (Güney Amerika) kupasının ikinci turuna çıkarak ünlü River Plate’yi kendi sahasında 2-1 yeniyorlardı. Bu galibiyet onları bir anda Güney Amerika’da tanıtmaya yetiyordu. Bu sezon da 55 puan toplayıp ligi 9’ncü sırada tamamlayıp Südamerikana kupasında da harikalar yaratıyordu. Yarı finale kadar harika performans sergileyen Chapecoense'nin rakibi ise San Lorenzo oluyordu. İlk maçta 0-0 berabere kalan Chapecoense, deplasmanda maça kötü başlıyordu. Martin Cauteruccio ile 1-0 öne geçen San Lorenzo bir çok fırsattan yararlanamadı. Chapecoense dakikalar 62'yi gösterdiğinde Ananias ile beraberliği sağlıyordu. Dakikalar 90+4’ü gösterdiğinde San Lorenzo yüzde yüz gol kaçırarak adeta Chapecoense’yi Azrali’e gönderiyordu. Takımın kaderi Arjantin'de çizildi. Tarihinin en büyük başarısını kupayla taçlandırmak isteyen Chapecoense'ye Azrail izin vermiyordu. Olsun.. Pablo Escobar'ın yıllarca gönül verdiği Atletico Nacional takımı kupayı çoktan onlara varmişti bile..
672 METREDEN BAZİLİKA'YA ÇAKILDILAR
İtalya’da 1940-1949 yılları arasında hiç şüphesiz en iyi takımı Torino’dur. Tarihindeki 8 şampiyonluğun 7’sini bu tarihlerde kazanan Torino, İtalya milli takımına da 10 futbolcu gönderiyordu. Bu süre içerisinde oynadığı 93 maçın 83’ünde galip gelerek ezeli rakiplere Juventus’a o yıllarda meydan okuyorlardı. Tarih yaprakları 4 Mayıs 1949’u gösteriyordu. Torino Başkanı Commendador Novo Portekizli Xico Ferreria’nın jübilesi için Benfica’yla bir maç ayarladı. İtalya’da önüne geleni yenen Torino maçı 4-2 kaybediyordu. Dönüşe geçen Torino, yağmurlu ve fırtınalı bir anda İtalya’ya giriş yapıyordu. Uçak Torino Havalimanı’na yaklaşmışken 672 metre yüksekliğindeki Superga tepesindeki Bazilika’ya çakılıyordu. Kazada 16 futbolcuyla birlikte yöneticiler ve gazeteciler de hayatını kaybediyordu. Sadece bir futbolcu hayatta kalıyordu. O da sakat olduğu için İtalya’da kalan Sauro Toma’ydı. İtalya’da kalan dört maçına da gençlerle çıkan Torino o seneyi de şampiyonlukla kapatıyordu. Rakipler de Torino’ya jest olsun diye genç takımla sayaha çıkıyordu. Bir daha o eski şaşaalı dönemine dönemedi. Kentte şu anda Siyah-Beyaz Juventus’un borusu ötüyor!
KAZADA KURTULUP EFSANE OLDU
Tarihler 6 Şubat 1958’i gösteriyordu. İngilizlerin ünlü Kırmızı Şeytanları Kupa Galipleri kupasında çeyrek finale yükseliyordu. Rakip de Sırbistan’ın ünlü Kızılyıldız takımıydı. Kızılyıldız ilk maçta 1-0 öne geçiyor fakat yediği iki golle maçı da 2-1 kaybediyordu. ‘Kader’ dedikleri ise bundan sonra devreye giriyordu. ManU, fikstürü gerekçe göstererek maçın tarihinin değiştirilmesi için UEFA’ya başvursa da gelen yanıt ‘Hayır’ oldu. 5 Şubat’ta oynanan maç 3-3 berabere bitiyor, ManU yarı finale yükseliyordu. Yarı final mutluluğuyla ertesi gün havalanan Kırmızı Şeytanların uçağında bir gariplik vardı. Yakıtın az olduğu ortaya çıktı. Uçak havalandıktan kısa bir süre sonra en yakın havalimanı Münih’e acil iniş yaptı. Yakıt ikmali yapıldıktan kısa bir süre sonra kaptan havalanmak istese de üç defa başarısız oluyordu. Üçüncü denemenin sonunda havalanan uçak yoğun kar nedeniyle önce ağaca sonra da bir eve çarptı. Takımın en iyi futbolcularından biri olan Duncan Edwards’ın da aralarında olduğu 8 futbolu hayatını kaybediyordu. Hayatta kalan ve sonraki yıllarda efsane olan ise Bobby Charlton’dan başkası değildi.
KARA KITA’YI YASA BOĞAN KAZA
Tarihler 27 Nisan 1993’ü gösterdiğinde Azrail ‘Kara Kıta’ da ortaya çıkıyordu. Amerika’da yapılan 94 Dünya kupasına katılmayı hedefleyen Zambiya Milli Takımı, Gabon ile oynayacağı maç için bu ülkeye hareket etti. Zambiyalı futbolcular
ENKAZ 54 YIL SONRA BULUNDU
Özbekistan futbolunun önde gelen temsilcilerinden Pahtakor Taşkent 11 Ağustos 1979'da Dinamo Minsk ile yapacağı lig maçı için Ukrayna'ya hareketlendi. Kamianske kentinin üzerinde başka bir uçakla meydana gelen çarpışmanın ardından iki uçakta yer alan 178 kişinin tamamı yaşamını yitirdi. Neredeyse her kıtada bir futbol takımı uçak kazasına kurban gidiyordu. Tarih 3 Nisan 1961’i gösterdiğinde Şili'nin köklü kulüplerinden CD Green Cross'un 8 futbolcusu ile teknik ekibinden iki kişiyi taşıyan uçak, And Dağları'nın üzerindeyken düştü. Mürettebatta yer alan 24 kişinin de öldüğü uçağın enkazı, kazadan tam 54 yıl sonra yani 2015’in Şubat’ında bulunuyordu. 1945 yılında Şili ligini şampiyon olarak tamamlayan CD Green Cross, uçak kazasından sonra bir daha toparlanamayarak 1985 yılında kapısına kilit vuruldu.