Kendinle yarış Gülse Birsel

ONUR AKBAŞ

Bazı diziler kitaplar gibidir. Tekrar tekrar izleme ihtiyacı hissedersiniz. İzlemek gereklidir de. Ben  açıkçası sevgili Gülse Birsel’in bu çalışmasını bir emek ürünü olmanın yanında ciddi bir birikimin sonucu ve parlak bir zekanın ortaya koyduğu bir proje olması itibarıyla bir televizyon klasiği olarak görüyorum. İçerisinde asırlık sorunumuz olan doğu-batı, gelenek ve modernizm arasında bocalayan toplumun bireye yansıyan ironisi var. Geçtiğimiz hafta A2’de ekrana gelen bölümde Volkan’ın roman yazma macerası da maalesef sanat ve kurmaca dünyamızın pespayeliğini hem yazar hem de eleştirmen bağlamında ironize eden bir hikayedir. Gülse Birsel bu alanda bir proje daha düşünüyorsa kendi projesi olan Avrupa Yakası ile yarışsın yeter. 

AYDAN ŞENER’İN DÖNÜŞÜ 

Ben onu hep klasik değere sahip eserlerin uyarlamasının vazgeçilmez yüzü olarak buldum ekranlarda. Yüzünde adeta bütün klasik dönemin mükemmeliyetçi duruşunu görürüm. Kendisi FOX TV’de ekrana gelen “Kalbimdeki Deniz” dizisinin kadrosunda "merhaba" diyor beyaz ekrana. 

Televizyonun hezarfenleri 

Dedikoduların yalancısıyım, Esra Erol'un evlilik programını bırakıp Şahan’ın bir film projesinde yer alacağı söyleniyor. İçerik bakımından niteliksiz bir program olan izdivaç programı gömleği Esra’ya dar geliyordu. Film konusuysa kendini bir mesleğe samimiyetle, her çileye göğüs gererek adamış bir insanın başaramayacağı bir şey yoktur. Bana göre Müge Anlı ve Esra Erol gibi isimler televizyonun hezarfenleridir.