Kendine inanan kadın başarır...

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

“Kadın isterse başaramayacağı şey yok.” Bu sözleri Zeynep Gülay söylüyor. Çünkü o, asıl mesleği avukatlık olsa da beyazperdede şansını denemeye cesaret edebilmiş şanslı kişilerden... İşte tatlı bir tesadüf sonucu oyunculuk teklifi alan İzmirli genç avukat Zeynep Gülay’ın hikâyesi…

Zeynep İzmirli bir ailenin tek çocuğu. Babasının işi gereği ilkokul ve lise eğitimini TED Ankara Koleji'nde tamamlamış. Daha sonra ailesiyle İzmir’e taşınan Zeynep hukuk fakültesinde okumuş. Şimdi avukatlık yapıyor. Zeynep’in oyunculuğa adım atması adeta bir film senaryosu gibi. Ailesiyle bir alışveriş merkezinde gezerken sonradan yapımcısı olacak kişinin onu durdurup rol teklif etmesi beyazperdeye adım atmasına vesile olmuş. Tatlı bir tesadüf sonucu gerçekleşen oyunculuk macerasını hikâyenin sahibinden dinleyelim şimdi de…                       Avukatlıktan beyazperdeye uzanan maceranızı dinleyelim mi?   "11" sinema filmi ilk oyunculuk denemem. Oyunculuk teklifi almam çok ilginç oldu. Ailemle alışveriş merkezinde gezinirken biri beni durdurdu ve filminde rol vermek istediğini söyledi. Meğer o kişi yapımcım Murat Barutçu'ymuş. Böyle bir teklifle karşılaşmak çok ilginçti. Çok şaşırmıştım. O gün orada bulunmak bana farklı bir dünyanın kapıları açtı.     Sette zorlandınız mı?    Düşünsenize daha önce hiç set deneyimim olmamış. Bir anda alışkın olmadığım bir ortamdayım. Haliyle diğer oyuncu arkadaşlarıma göre daha çok zorlandım. Fakat set başlamadan bir buçuk ay önce Suat İnal ve Cihan Tekinalp gibi değerli hocalardan ders aldım. Dersler bana çok şey kattı. Daha sonra sete girdiğimde ekiple hemen kaynaştım. Hani set arkadaşları için “aile gibi olduk” denir ya aynı duyguyu ben de yaşadım. Bulduğum her boşlukta oyuncu arkadaşlarıma ve hocalarıma nasıl daha iyi yapacağıma dair danıştım. Sağ olsunlar hepsi bu süreçte yanımda oldular ve destek verdiler.                              Oyunculuk mu daha kolay yoksa bir davanın avukatı olmak mı?      Bu ikisini karşılaştırmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu sorunun cevabı, canlandırdığın karaktere ve davaların niteliğine göre değişecektir. Ancak bu filmde şizofren bir kızı canlandırmak benim için hiç kolay olmadı. Hukuk konusunda teorik eğitimim olduğu için elbette pratiğe geçirmem daha kolay oluyor.      Oynadığınız şizofren kızın nasıl bir hikâyesi var?       Senaryonun öyküsü beni çok etkilemişti. Zeynep adlı şizofren bir kızı canlandırdım. Zeynep'in otoskopi rahatsızlığı var. Bu nedenle zaman zaman aslında var olmayan ikizini görüyor daha doğrusu gördüğünü sanıyor. Zeynep›in arkadaşları ise bu durumu uzun bir süre anlayamıyor. Tüm bunlar sonucunda Zeynep'in yaşadığı ruhsal bunalımı anlatıyor.                    Oyunculuk yapacak mısınız?    Asıl mesleğim oyunculuk değil ama yine de kendimi kısıtlamak istemiyorum. Bu filmde başarılı olduysam ve bu alanda başarılı olabileceksem elbette oyunculuğa devam etmek isterim. Her ne kadar zor olsa da gerçekten çok keyif aldım hatta kendimi buldum. Ayrıca kimsenin tek yönlü olduğunu düşünmüyorum. Bence herkesin içinde bastırılan, ortaya çıkmayan ama aslında var olan bambaşka dünyalar var. Eğer benim gizli dünyan oyunculuksa ben bunu dışarı çıkarmayı başarabiliyorsam tabii ki oyunculuğu da düşünürüm.                                                            Kendini gerçekleştirmek isteyen ama cesaret edemeyen kadınlara ne önerirsiniz?      Aslında bunu kadın/erkek diye ayırmak doğru olmaz. Kendine inananlar ve kendine inanmayanlar diye ayırmak daha yerinde olur. Kendine inanan, kendini gerçekleştirmek isteyen herkes bunu başarabilir. Sahip olduğumuz gücü gizlemek yerine dışarı çıkarırsak hem kendimize hem de topluma yararımız dokunur. Ayrıca ileride geriye dönüp baktığımızda pişmanlıklarımızdan daha çok cesaret edemediklerimiz içimizde kalacaktır. Bu sebeple kendilerine güvensinler ve başarmak istedikleri ne varsa dört elle sarılsınlar. "El âlem ne der" düşüncesinin aksine "Bu benim doğrum ve başaracağım" dedikleri anda gerisi zaten gelecektir. Başarısız olurlarsa bile üzülmesinler, en azından içinizde kalmayacaktır ve bana göre "denedim" diyebilmek de bir başarıdır. Belki de ilkinde olmayacak ama sonrakilerde olacaktır, bunu kimse bilemez.    GÜÇLÜ KADINLAR…    Kadınların elini attığı her alanda başarılı olmasının sırrı nedir?   
Kadınlar ruhsal olarak çok daha güçlü bir yapıya sahipler. Önsezilerimiz inanılmaz gelişmiş ve bu bize birçok alanda yol gösteriyor. Toplumumuzda kadına yüklenen sorumluluk aslında kadınları daha güçlü bir varlık haline getiriyor. Ama tabii bu her kadın için geçerli değil. Bazı koşullar bu durumu etkileyebilir. Yine de yeterli donanıma sahip bir kadın isterse her şeyi başarabilir. Ben buna inanıyorum.