Kelimelere kıymayın efendiler…

Hande Sönmez

hande.sonmez@gmail.com

“Limon Limon Limon Limon Limon” oyunu sessizlik yasası kisvesi altında kelime kullanımının kısıtlandığı bir dünyaya bir kadın-erkek ilişkisi çerçevesinden bakıyor.

Bugüne kadar Türkiye’deki tiyatro izleyicilerine onlarca oyun, unutulmaz rejiler ve hikayeler armağan eden, pek çok oyuncunun en iyi performanslarını izlememize sebep olan Dot Tiyatrosu, geçen sezon başladığı ve saat 19.00’da izleyicilere bir saatliğine başka bir dünyanın kapılarını araladığı 7 Serisi oyunlarının ikincisine “Limon Limon Limon Limon Limon” ile devam ediyor.

Herkese eşit olan adil mi?

Limon Limon Limon Limon Limon’da hayvan mezarlığında karşılaşan Bernadette ve Oliver’ın inişli çıkışlı ilişkisine tanık olurken ilişkilerinin ortasından bir “Sessizlik Yasası” geçtiğini görüyoruz. Bir insanın hayatı boyunca 123 milyon kelime kullandığından hareketle herkesin günlük kelime kullanımını 140 kelimle ile sınırlamak isteyen bu yasanın size düşündürdüğü çok şey var. Gerçekten çok ve boş konuşuyor olabiliriz ama kelimeleri bize vermeyenin bizden alması ne kadar doğru? Ne zaman ne kadar konuşacağımıza karışma hakkını kendinde nasıl görebiliyorlar? Peki, herkes için eşit gözüken uygulamalar adil mi? 

Mesleklerin yaşama etkisi

Avukat olarak çalışan ve yasa geçene kadar onda bir zarar görmeyen avukat Bernadette, ilişkisine zarar gelene kadar tehlikenin farkında değil… Bu içinde bulunduğumuz zamanlarda başımıza gelenlere yönelik o kadar şey söylüyor ki… Müzisyen olanın yani Oliver’ın doğal olarak üreten ve karşı çıkan bir aktivist olması ise aslında çok klasik gözükse de yazar açısından doğru seçimler olarak gözüküyor. 

Kelimelere kıymayın efendiler

İnsanın en önemli kozu kelimeleri… Elbette sessiz kalarak iletişim kurmak da önemli ama bu kelimelerin daha az önemli olduğu anlamına gelmiyor.  Hele ki bir ilişki yaşıyorsanız var olan  “sınırsız” kelimelerle dahi birbirimizi  anlamamızın zor olduğu şu dönemde  “kısıtlanmak” daha kötüsüne yol açıyor…  25 ve 26 Ekim’de Kanyon’daki salonda  izleyebilirsiniz… Bu arada unutmadan; Esra Ruşan ve Serhat Parıl da çok iyi  ve uyumlular…

Eve koşturan bir seri: Elena Ferrante’den Napoli Romanları 

Birkaç arkadaşım birden tavsiye edince toplam 4 kitaptan oluşan ve iki kadının çocukluk yaşlarda başlayıp yaşlılıklarına kadar devam eden çalkantılı ama derin dostluklarını konu alan Elena Ferrante’nin Napoli Romanları’nı aldım. Sanırım son birkaç haftada başıma gelen en güzel şey bu kitapları okumak oldu.  Şahane bir anlatımla İtalya’nın bir dönemine ve de eşine zor rastlansa da tanıdık bir dostluğa tanık olmak muhteşemdi. Mutlaka okuyun…