Ortalama 5 saatlik uçuşun ardından oldukça kolay metro hattıyla öncelikli durağımız Portekiz'in başkenti Lizbon'a geliyoruz. İlk izlenim olarak şehrin Arnavut kaldırımlı bol yokuşlu sokakları, çini kaplı evleri, elektrikli tellerle örülü caddelerindeki sarı tramvayları dikkati çekiyor. Yokuşlu sokaklarıyla kimileri tarafından San Francisco’ya benzetilen Lizbon'da ulaşım epey rahat. Uygun fiyattan alacağınız 24 saatlik şehir kartıyla tren, tramvay, finiküler ve metroyla istediğiniz noktaya kolayca ulaşabiliyorsunuz. Özellikle 28 numaralı tramvay tam bir turist fenomeni. Lizbon'un merkezi ve en eğlenceli bölgelerinden biri olan Bairro Alto'da Airbnb aracılığıyla ev kiralayabilir ya da benim yaptığım gibi hostelde kalabilirsiniz. Bairro Alto-Praca de Camoes Meydanı'nda sizi Portekiz edebiyatının en büyük şairlerinden asker ve kâşif Luiz De Camoes'in görkemli heykeli karşılıyor. Portekizliler Latin Avrupa ülkelerinin çoğuna göre iyi İngilizce konuşan, cana yakın, yardımsever Akdeniz insanları...
HOSTEL KAFASI
Sırt çantasıyla gezmek ve hostellerde kalmak zorunluluktan daha ziyade bir tercih. Seyahat dergilerinin önerdiği pahalı otellere ve restoranlara gereğinden fazla harcama yapmaktansa hostelde kalıp ziyaret ettiğiniz ülkenin yerel zenginliklerini keşfedip farklı kültürlerden insanlarla tanışma fırsatı bulabilirsiniz.Sanıldığının aksine her yaştan gezginin kalabileceği temizlik öncelikli, her cebe uygun hostel bulabilirsiniz. Hosteller düşünüldüğü gibi kalabalık odalardan ibaret değil, iki kişilik odada da kalmak mümkün. Hostelde tanıştığım insanlar arasında Vietnam'da savaşmış 68 yaşındaki Amerikalı John'dan tutun işinden istifa ettikten sonra Güney Fransa'dan Portekiz'e kadar yürüyerek gelen Sophie'ye hatta Ekvador'un cennet adası Galapagos'dan gelen Yan'a kadar birçok enteresan karakterle tanıştım. Maceraları hakkında konuşup yolculukla ilgili tavsiyeler verip almak hostelde konaklamanın en verimli kısmı...
LİZBON
Günlük Lizbon gezinize Belem bölgesindeki Kâşifler ülkesi Portekiz'in simgesi haline gelmiş Kaşifler Anıtı (Padrão dos Descobrimentos)'dan başlayabilirsiniz. Şehrin en güzel pastanesi "Pastais de Belem"de mola verip dışı milföy içi krema "Pastel de Nata" isimli nefis çöreklerinden tadabilirsiniz. Yine Belem bölgesinde olan görkemli Jeronimos Manastırı ve Belem Kültür Merkezi’ndeki modern sanat müzesi mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında. Özellikle müze gezmek için pazar günü ayırılabilir çünkü tüm müzeler ücretsiz. Praça Do Comercio, Chiado sokakları ve Alfama-Graça'yı gezip bölgenin tepesindeki kaleye çıkabilirsiniz. Özellikle Alfama sokaklarında kaybolmak çok keyifli... Lizbon'a trenle 40 dakika uzaklıkta, tarihi ortaçağa kadar uzanan saraylarıyla ünlü masalsı kasaba Sintra'ya mutlaka gidin. Kendini bir an evvel denize atmak isteyenler 20 dakika uzaklıktaki Cascais, ya da biraz daha uzağa gidip Guincho bölgesinde uçsuz bucaksız kumsallardan Atlas Okyanusu’na kendinizi bırakabilirsiniz. Portekiz genel olarak yazın en kızgın günlerinde bile kesinlikle insanı bunaltan nem ve sıcak havaya sahip değil. Her daim esen hafif rüzgâr Portekiz’de güneşin suç ortağı gibi birlik olup sizi fark ettirmeden haşlayabiliyor dikkat! Gece hayatı kısmında Bairro Alto ve Alfama'da her keyfe uygun mekânın yanı sıra birçok Fado kulübü var.
ALGARVE
Portekiz'de bulunma sebebim, Benagil Mağarası için Porto'dan bir günlük tren seyahatiyle güneye Algarve bölgesine geliyoruz. Portekiz'in güney kıyı şeridi, Algarve'ı gezmek için en az 2-3 gün gerekli. Mağara turu için pahalı ve kalabalık turistik tekne turlarından uzak durun. Çünkü sahillerden ayarlayabileceğiniz deniz motorlarıyla Algarve'ın büyüleyici mağaralarını keşfedebilirsiniz. Heyecanla Benagil Mağarası'na yaklaşıyoruz ve gördüğümüz manzara karşısında adeta gözlerimiz ışıldıyor. Bir hayali gerçekleştirmenin tarif edilemez hissi içerisindeyken Portekiz’in gururu şair ve edebiyatçı Fernando Pessoa'nın sözü aklımıza geliyor "Her birimiz, kendi kurduğumuz hayaliz sadece..."
PORTO
Lizbon Orient Tren İstasyonu'ndan iki saatlik keyifli tren yolculuğuyla gidip Porto'yu mutlaka görün. Üzerinde geleneksel sandallarıyla şehri ikiye ayıran Douro Nehri ve I. Dom Luis Köprüsü'yle Porto ülkenin en romantik şehri. Gün batımında aldığı ışık şehri adeta bir kartpostala dönüştürüyor. I. Dom Luis Köprüsü'nden yürüyerek karşı yakaya geçebilir, aldıkları 1 euro karşılığında fotoğraf tutkunu turistler için köprüden nehre atlayan Portolu çocukları izleyebilirsiniz. Portekiz mutfağı genel olarak deniz mahsullerinden oluşuyor. Leziz "Bacalhau" ve ızgarada pişirilen sardalye yemeği "Sardinhas Assadas" tavsiye ederim. Porto'ya özel Francesinha yemeğini de deneyebilirsiniz.