Kahvaltıda doğu esintisi

RAMAZAN BİNGÖL

ramazan@ramazanbingol.com

Sabahın ilk ışıklarıyla kor kömürler üzerinde kuzu ciğerler, dalaklar... Mahalle fırınında pişen tırnaklı pideler. Sıcacık nohut, yanında maydanoz-soğan söğüş… Okurken masalsı gelebilir ama aslında Doğu’da yapılan kahvaltının ta kendisidir...

Doğu'da yaşayan insanlar geçimlerini hayvancılık ve tarım üzerinden kazanır. Fıstık, pamuk, mercimek, buğday gibi ürünler elde edilir. Bu işler sanıldığı gibi basit işler değil. Ayrıca Doğu’nun sıcaklığını da hesaba katarsak, güneşin o kavurucu etkisiyle insanlar gün boyu tarlalarda çalışır ve iş yükleri de olduğunca ağırdır.  Hal böyle olunca çalışanların ve orada bulunan yöre insanının yediğine, içtiğine fazlaca dikkat etmesi gerekir. Bu yüzden, ciğer, nohut dürüm,  beyran çorbası gibi fazlaca kalorili ve karbonhidrat bakımından zengin olan bu yiyecekleri sabah yemek şarttır. Böylece vücut iş yükünü kaldırabilecek ve bu sayede hem tok kalmış hem de gün boyu zinde durmuş olacaktır.

Her kültürün kahvaltısı farklı

Kahvaltı dendi mi zeytin, peynir, domates, az biraz reçel çeşitleri, yumurta, ekmek gelir çoğu kişinin aklına. Ancak dünyada çok farklı türde kahvaltılar, kahvaltılıklar var. Fransa’da bir kruvasan ve kahve, bazen fasulye, yumurta, sosis, mantardan oluşan İngiliz kahvaltı tabağı, Çin usulü buharda pilav ve noodle, İspanyada Pan con tomate" domates, sarımsak ve jambonla hazırlanan domatesli ekmek... Her kültürün kendine ait yeme içme farklılığı daha kahvaltı sofralarında başlıyor. Ülkemiz görüntüsüyle bile akılları baştan alan dünyanın zengin kahvaltı sofrasına sahip durumda. 

Şehirlinin Lüksü: Köy Kahvaltısı

Yıllarca köyden kente göç etmek için didindik durduk. Şimdilerde ise en büyük lüksümüz köy kahvaltısı… Yoğun bir iş temposunun ertesinde, hafta sonunda, tatillerde veya arkadaş sohbetlerinde. En büyük keyfimiz diğer bir tabirle ise lüksümüz “köy kahvaltısı”. Birçoğumuz eski mutfak kültürümüzle yanıp tutuştuk, nerede bir köy kahvaltısı varsa oralara akın ettik. Ancak ‘köy kahvaltısı’ denince aklınıza gelen taze çökelek, bahçeden domates, gezen tavuktan elde edilen nefis bir sahanda yumurta olsa da elbette ki karşılaştıklarınızın birçoğunun bunlarla alakası dahi yok. Hatta zengin evlerinde bile zor rastlanır cinsten bir kahvaltıyı köy kahvaltısı olarak algıladık. Sonrasında İstanbul ve farklı yerlerde 

açık büfe sorunsalı ile karşılaştık. Bitmek bilmeyen israf ve iştahla bin bir çeşit yiyecekler… Sonralarında serpme kahvaltıyı geliştirdik. Ayağa kalkmadan önümüze geldi tüm çeşitler aynı zenginlik ve olabildiğince çeşitlilikle. Bazılarımız daha önce hiç deneyimlemediği, bazılarımız ise zamana, mekâna ayak uydurma gayesi ile unuttuk; beyranı içmeyi, kaymaklı katmerin tadına bakıp, kuymağı sündürmek gerektiğini…

Gastronomi turları farkındalık oluşturuyor

Arayışların sonu aslında bizi en başa yöneltti. Günü birlik gezilerle Gaziantep’e beyran çorbası ve sabah yenen o leziz katmerler tadılmaya gidildi. Urfa'da ciğer dürümleri yendi. Son zamanlarda ülkemizin farklı yörelerinde kültürümüzü yaşatmaya devam eden gastronomi turlarıyla öz kültüre yöneliş gerçekleşti. Bu tarz geziler arttıkça mutfak kültürümüzün değeri bilindi. Şimdi büyükşehirlerde birçok restoran, kafe kahvaltılarında eski usul kahvaltıya, eski usul tabaklar, kırma zeytinler, farklı kaymaklar, küflü peynirler, ekmekler, ciğerler, nohutlara yer açıldı. Böylece damak tadını unutmak istemeyen, kültürüne saygılı misafir kitlesi de kazanıldı. Bizler de yeniliklere açık olduğumuz kadar gelenekseli de yaşatmamız gerektiğini, çorbalı, ciğerli, nohutlu, katmerli kahvaltı geleneğimizi koruma önceliğimiz olduğunu unutmamalıyız.

ŞOR NOHUT (NOHUT DÜRÜM) TARİFİ

Bir gece önceden nohutlar ıslanır. Sabah suyu süzülerek düdüklü tencerenin içine konur. Üzerine su ve kemikli et eklenir. Nohutlar piştiğinde suyu süzülür, pişen nohutlar limon tuzu karabiber, pul biberle harmanlanır. İsteğe göre soğan ve maydanoz kıyılıp eklenir. Tırnaklı veya lavaş ekmeğin arasına dürüm yapılıp yenir.