Kafkasların rüzgârlı şehri Bakü

Abdurrahman Cüneyd Fidancı

acuneyd@gmail.com

‘Doğu’nun Paris’i, ‘Kafkasların Rüzgârlı Şehri’ derler kardeş ülke Azerbaycan’ın başkenti Bakü için. Yerel halk da ‘Rüzgârlı Şehir’ anlamına gelen ‘Bakı’ demeyi tercih eder. Çünkü Bakü’ye ne zaman gitseniz sizi mutlaka rüzgâr karşılar…

Azerbaycan’ın en önemli kültür ve ticaret şehri olan Bakü’deyiz bu hafta. “Rotanı biraz da Doğu’ya çevir, mesela neden Bakü’ye gitmiyorsun” diyerek Bakü seyahatimi teşvik eden ‘turna.com’un kurucusu Abdulkadir Kırmızı’yı kıramazdım doğrusu. Büyük çoğunluğu Azeri Türkü olan, okuma yazma oranının yüzde 100 olduğu, dil olarak da çok rahat anlaşabileceğiniz Bakü’de siz de benim gibi pek zorluk yaşamayacaksınız.  Türk halkı gibi sıcakkanlılar. Yemek ve müzik kültürü de bize çok yakın.  Her seyahatte olduğu gibi, İpek Yolu’nun da en önemli kavşak noktalarından olan Bakü’ye de gitmek için ekonomik biletleri araştırdım. THY ile yaklaşık 2,5 saat süren yolculuğumuzu; Yusuf Tosun’un hayata mühendis gözüyle bakıp okuyucuya bir ufuk vermeye çalışan Mühendis ve Hayat ve Yakup Tosun’un O’na adlı kitabıyla tamamladım. Başka havayolu şirketiyle seyahat edenleri uyarayım; ‘Teyyaremiz düşmektedir’ anonsunu duyduğunuzda panik yapmayın, çünkü bu anons ‘Uçağımız inmektedir’ anlamına geliyor. Yurtdışı gezilerinde en fazla dikkat etmemiz gereken husus da şüphesiz telefon görüşmeleri ve internet. Bu konuda Türkcell’in kampanyalarından rahatlıkla faydalanabilirsiniz. 

Modern ve tarihi binalar iç içe

Türkiye gibi Doğu ile Batı’nın kesiştiği bir konumdadır Bakü. Modern yaşamla tarihin bir arada olduğu, Kafkasların en büyük şehridir. Azerbaycan nüfusunun yaklaşık üçte birinin yaşadığı Bakü’de, yol boyunca tarihi binalarla modern binaların iç içe olduğunu görürsünüz. Hem Sovyet, hem Avrupai hem de İslami mimari eserler bir aradadır. Bakımlı meydanları, Hazar Denizi kıyısındaki plajları, yeşil parkları, anıt ve heykelleri, şık alışveriş merkezleri ve kafeleriyle tam bir turizm kenti. Mutfağı da bizim damak tadımıza çok uygun. Yoğurt olmazsa olmazlardan. Masanın şahı olarak tanımladıkları, pilav üzeri kayısı, üzüm, kestane ve kavurma ile birlikte servis ettikleri ‘aş’ı mutlaka yemelisiniz. Genelde gittiğim yerlerde Türk lokantalarını sorarım. Birçok Türk markasının şubesini görmek mutluluk verici.  Özellikle, artık milli bir yemeğimiz haline gelen çiğköfte var mı diye sormadan geçemiyorum.  Daha önce Brüksel’de şubesini gördüğüm, sektörün öncülerinden Lagash Çiğköfte kurucusu Mehmet Akıncı olsun, OSES kurucusu Osman Yaşar olsun sohbet ettiğimde, bu lezzetin artık dünyanın birçok yerinde çiğköftesiz kalmayacağımı ifade etmişlerdi. Şimdi de Bakü’nün mutlaka görülmesi gereken yerleri hep birlikte gezelim.

Bakü’nün tarihi kenti İçeri Şehir

İyi korunmuş sur duvarlarıyla çevrili, birçok önemli camii, kervansaray, hamam ve medreseye ev sahipliği yapan, şehrin en eski ve görülmeye değer bölgesi. 2000 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasına dâhil edilmiş olan İçeri Şehir, Arnavut kaldırımlı sokakları, güzel tarihi binaları, saray ve kulesinin yer aldığı tarihi ve turistik bölgeyi yürüyerek dolaşmalısınız.

Taş mimarisinin en güzel    örneği Şirvanşahlar Sarayı

Asya’daki taş mimarisinin en güzel örneklerinden olan saray, Azerbaycan mimarisine özgü özellikleri taşıyor. 15.yüzyılda Arapların hakimiyeti döneminde yapılmış, 1964 yılından itibaren ise müze olarak kullanılıyor. Şehir halkının mum heykellerinin, dönem eşyalarının ve halı koleksiyonları sergileniyor. 6 bine yakın halının yer aldığı, dünyanın ilk ve en büyük halı müzesi olan Devlet Halı Müzesi’ni de görmelisiniz.

Bakü’nün simgesi Kız Kulesi

Aynı zamanda Bakü’nün simgesi durumunda olan Kız Kalesi ya da Kulesi, en güzel fotoğafların çekimi için ideal bir yer. 12.yüzyılda yapılmış kulenin terasına mutlaka çıkmalısınız. Gökyüzünden Q şeklinde gözüküyor.

Haydar Aliyev Sarayı ve Alev Kuleleri

1976 yılında açılan, günümüzde konserlerin, kültürel etkinliklerin ve önemli devlet organizasyonların gerçekleştirildiği sarayın önünde geniş bir meydan ve Haydar Aliyev heykeli yer alıyor. Saraya yakın bir yerde bulunan alev kuleleri, şehrin en uzak noktasından bile görülebiliyor. Dış mimarisi alev görünümünde 3 kuleden oluşuyor ve tamamıyla

led ekranlarla kaplanmış durumunda.

Bulvar ve Torgovaya Caddeleri

Özellikle yaz akşamlarının oldukça yoğun olduğu Bulvar Caddesi, Rus mimarisini yansıtan tarihi binalarla, alışveriş merkeziyle, saat kulesiyle, havuz ve heykeller ile güzelleştirilmiş kordon boyuyla keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer. Trafiğe kapalı olan Torgovaya Caddesi ise İstiklal Caddesi’ni andırıyor. Süslü tarihi taş binaları, ünlü markaları ve kafeleriyle popüler bir yer. Bunlarla birlikte, Haydar Aliyev Mezarlığı, 1130 şehit Mehmetçiğimizin anısına yapılan anıt, dünyanın en yüksek bayrak direğinin yer aldığı Bayrak Meydanı, Azerbaycan’ın en büyük sanat müzesi ve Bakü’nün en önemli müzelerinden Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi ile dünyanın en küçük kitaplarının bulunduğu müze de gezilecek yerler arasında.

Dikkatimi çekenler

l Azeri dilinin sempatikliği,

l Türk şirketlerinin yoğunluğu,

l Türk dizilerine olan ilgileri,

l Pek çok yerdeki Aliyev heykeli,

l Halkın çoğunda gördüğüm altın diş,

l Geceleri binalardaki ışık gösterileri,

l Dünyanın en küçük kitapları,

l Hazar Denizi kıyısındaki çayhaneler,

l Modern binalarla tarihi binaların oluşturduğu atmosfer.