İstanbullu Gelin: Cuma akşamları evdeysek sebebi var

Hande Sönmez

hande.sonmez@gmail.com

Türkiye’deki dizilerin başarısını başrol oyuncularına bağlamayı bırakalı bir zaman oldu sanırım. İlk tanıtımları yapıldığı zaman “Özcan Deniz dizisi” damgasını yiyen İstanbullu Gelin, artık hepimizin dizisi. 

Yazıp yönettiği ilk film Köksüz ile akılda kalan bir işe imza atan Deniz Akçay ile Armağan Gülşahin, Ayşe Işıkmen ve Selin Yaltaal’dan oluşan Teşrik-i Mesai ekibinin senaryosunu yazdığı, Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den tanıdığımız Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş’un yönettiği İstanbullu Gelin, ikinci sezonunda muazzam bir başarıya imza attı. Yan karakterlerin hikayelerine yer vermeyi, ana karakterlerini defolarıyla çizmeyi ihmal etmemeyi, dramı da komediyi de dengesini şaşmadan vermeyi başaran dizi ileride de pek çok kez izlenecek bir potansiyel taşıyor. İlk bölümleri çok tutan dizilerin ikinci sezona gelemeden birkaç bölümden sonra fire verdiği sektörde ikinci sezonu ilkinden daha çok beğenilen nadir işlerden biri oldu İstanbullu Gelin.

Yeni Asmalı Konak olmadı

İstanbullu Gelin’in ilk bölümleri Özcan Deniz’in bir diğer dizisi Asmalı Konak ile benzerlikler taşıdığı için çokça karşılaştırılmıştı. Ancak İstanbullu Gelin, karakterlerini ilmek gibi işledi, seyircilere benzersiz anlar sundu, şimdiye kadar bir Türk dizisinde en iyi yazılmış ve muazzam oynanan psikolog sahnelerine yer verdi ve kötüyü kötü yapan nedenleri irdeledi. Tüm bunları yaparken izleyiciyi de Boranların evinin misafiri yaptı. O nedenledir ki hem şu sıralar ekranda olan hem de geçmişte yayınlanmış pek çok diziden ayrışıyor ve hemen hemen her bölüm ortaya harika bir iş çıkıyor. Kısacası İstanbullu Gelin yeni Asmalı Konak olmadı ama başka diziler yeni bir İstanbullu Gelin olmaya çalışacak. 

Aslı Enver’e çok yaradı

Süreyya rolünde izlediğimiz Aslı Enver’in oyunculuğunu da daha üst noktaya getiren, bugüne kadar oynadığı rolleri unutturan ve parlamasını sağlayan nedenlerden biri de bu ekibin başarısı kanımca. İstanbullu Gelin, yönetmeni, senaristi ve oyuncu kadrosu gibi artılarıyla gelişim alanı için önemli bir fırsat sunuyor. 

Fırat Tanış, Fatih Koyunoğlu, Salih Bademci ve İpek Bilgin

Şüphesiz dizinin oyuncu kadrosunun hepsi özenle seçilmiş ancak birkaç isimden bahsetmemek haksızılık olur. Tiyatro sahnelerinde de harikalar yaratan usta oyuncular Fırat Tanış, Fatih Koyunoğlu, Salih Bademci ve tabii ki İpek Bilgin muazzam sahnelere imza atıyorlar. Diziye bu sezon katılan bir başka usta oyuncu Tamer Levent’i de unutmamak lazım.

Sakız gibi uzatmadan da 2.5 saatlik dizi yazmak mümkün

Seyircileri bir hikayeye ortak edip, en defolu karakterlerine bile inandıran İstanbullu Gelin; klişe yollara girmeyerek, beklenmedik sahnelere ters köşe müzikler seçerek, yeri geldiğinde sevilen bir oyuncusuyla senaryo gereği vedalaşmayı göze alarak, 2 saati aşkın süresine karşın konuları sakız gibi uzatmayarak seyirciye böyle bir dizinin de mümkün olabileceğini ispatladı. İleride adının Süper Baba, İkinci Bahar gibi kült dizilerle anılacağı aşikar. Üçüncü sezonu şimdiden merakla bekliyoruz.