İstanbul'da kütüphane sayısı yetersiz

Artık bugün dünyada kütüphaneler sosyalleşme mekanı olarak kullanıyor. İnsanlar CV yazmak için kütüphaneyi kullanıyor, meslek seçimi için kullanıyor. Konferans salonları için kullanıyor ya da toplumsallaşmak için ya da kafeterya için de kütüphaneyi kullanıyorlar.

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr

Önümüzdeki hafta yani, 26 Mart- 1 Nisan tarihleri arasında “Kütüphaneler Haftası” başlıyor. Kültür hazinesi kütüphanelerimizin durumunu İBB Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü Ramazan Minder ile konuştuk. 

İstanbul’da kütüphane sayısı yeterli mi? 

Biz 2014 yılında 7/24 kütüphanemizi açtık “hiç kapanmayan kütüphane” mottosuyla Atatürk Kitaplığı, yirmi dört saat açık. büyük talep var,  280 civarında oturma kapasitemiz var.  Atatürk kitaplığı aslında bir araştırma kütüphanesi, kaynaklar çok zengin. Osmanlıca süreli yayınla,r nadir eserler, el yazmaları haritalar, kartpostallar. Hitap etiğimiz kesim yerli ve yabancı araştırmacılar. Fakat üniversite talebelerinin ya da üniversiteye hazırlanan insanların ya da değişik sınavlara hazırlanan insanların burayı kullanmak istemeleriyle beraber araştırmacılar biraz dışarıda kalmaya başladı daha çok gençlerin kullandığı etüt merkezlerine dönmeye başladı. Atatürk Kitaplığının temel fonksiyonu araştırma üzerine evrilmesi gerekiyor.  Taksim ve çevresinde büyük bir şehir kütüphanesine ihtiyaç var bunu bizden okuyucularımız istiyor. Beyaz Masa üzerinden gelen taleplerde Beyoğlu ve Taksim çevresinde büyük bir şehir kütüphanesi açılması noktasında talep var. Bu talebi biz karşılayamıyoruz, mekanımız yetersiz.  

YETERLİ DEĞİL

Kaç kütüphane var ve yeterli mi İstanbul için?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğü’ne bağlı 22  halk ve çocuk kütüphanesi var, bütün bunlardaki sandalyelerimiz her gün dolu. Hafta içi saat sekize kadar, cumartesi ve Pazar da hizmet veriyor. İlçe belediyelerine bağlı kütüphaneler var, Kültür Bakanlığı’na bağlı kütüphaneler var, bütün bu kütüphaneleri topladığınız zaman İstanbul’da sayısal olarak belki yeterli gibi görünecek bir sayıya ulaşıyoruz. Fakat İstanbul için yeterli değil, ilçe halk kütüphaneleri kurmamız gerekiyor, bunun da kapasitesinin 150-200 bin olması gerekiyor, bunun da üzerinde İstanbul Şehir kütüphanesi kurmamız gerekiyor. Eğer biz İstanbul’daki halkın kentleşmesini bu şehri daha iyi kullanmasını kültürel ve tarihi mirasımızın gelecek kuşaklara intikal ettirilmesini istiyorsak kütüphaneler konusunda ciddi bir ivme kazanmamız gerekiyor. 

Kütüphaneler dünyada artık çeşitlenmeye başladı. Kütüphaneler nasıl değişiyor?

Yani biz kütüphaneyi sadece raflarında kitap olan mekanlar olarak görmememiz gerekiyor. Artık bugün dünyada kütüphaneler sosyalleşme mekanı olarak kullanıyor. İnsanlar CV yazmak için kütüphaneyi kullanıyor meslek seçimi için kullanıyor. Konferans salonları için kullanıyor ya da toplumsallaşmak için ya da kafeterya için de kütüphaneyi kullanıyorlar.  Türkiye’de biz bu seviyede değiliz henüz. Bunun yanında okullarda okul kütüphaneciliğini de bizim güçlendirmemiz gerekiyor. Okulda bir kütüphanecinin de, olması gerekiyor. Biz çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırabilirsek bir öğretmenden daha fazla o kişinin hayatına dokunabiliriz. Çünkü “Bir kitap okudum bütün hayatım değişti” sözü aslında, kitap okuyan herkesin hayatında karşılaşmış olduğu bir düşüncedir. Avrupa’daki kütüphanelerde gördüğümüz mesela çocuk pusetleri park yerleri var, emzirme alanları, çocuk oyun alanlarına kadar kütüphane içinde mekanlar oluşturmuşlar. Biz okul öncesi çocuklara kütüphane kullanma alışkanlığı kazandıramazsak ileriki yaşlarda bunu kazandırma şansımız olmuyor. Bizim o yaşlarda buralara girmemiz gerekiyor. 

HER İLÇEYE BİR KÜTÜPHANE

Biz İBB olarak, 22 halk ve çocuk kütüphanesini hizmet veriyoruz ama kapasiteye baktığınız zaman İstanbul’un tamamını karşılayacak çalışmalar değil. Bizim hedefimiz her ilçeye bir kütüphane kazandırmak.  Bunun için çalışmalar yapılıyor ama bunların da üzerinde milli kütüphane gibi çalışacak en az on milyon kapasiteli bir kütüphaneyi bir an önce kurmamız gerekiyor.