İstanbul Film Festivali’nde 'mültecilik'

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

37. İstanbul Film Festivali’ne bu yıl mülteci filmleri damga vuruyor. Özellikle insan hakları konusunda kamuoyunda duyarlılık ve bilinç uyandırmak ve konunun önemine dikkat çekmek için verilen “Sinemada İnsan Hakları Ödülü” için yarışan filmler, mültecilik konusuyla ön plana çıkıyor… 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, Türkiye›nin en büyük uluslararası sinema etkinliği İstanbul Film Festivali, bu yıl 37. kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 7-17 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek festivalde bu yıl, İsrail’de bir hastanede tedavi gören Gazzeli bir çocuğun hikâyesi “Muhi”, Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki savaştan kaçarak Paris’e gelen iki kardeşin hikâyesini anlatan Fransa’da Bir Mevsim, Nazilerin inşa ettiği ancak şu an kullanılmayan ve Berlin’e sığınmış Ortadoğulu mültecilerin sığınma evi olmuş “Tempelhof Havaalanı” ve mülteci krizinin ulaşmadığı düşünülen İzlanda’da bu meselenin yerel toplumsal etkilerine kafa yoran Rahat Bir Nefes gibi dünyanın farklı yerlerinde yaşanan mülteci krizlerine odaklanan filmler de yer alıyor…

Fransa’da Bir Mevsim 

Mahamat-Saleh Haroun’dan Paris’in kaçak göçmenlerinin hayatına gerçekçi bir dokunuş... Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki savaştan kaçarak Paris’e gelen iki kardeşten öğretmen olan Abbas manavlık, felsefe profesörü olan Etienne ise gece bekçiliği yapmaktadır. Her an polis tarafından ele geçirilerek sınır dışı edilme endişesiyle yaşayan kardeşler korku ve belirsizlik üzerine yeni bir hayat inşa etmeye çalışırken ellerinden gelebilecek en iyi şeyin onurlarını korumak olduğunu öğreneceklerdir. Fransa’da Bir Mevsim, Paris’in farklı yönüyle bizi yüzleştiriyor.

Tempelhof Havaalanı (Central Airport THF)

Futuro Beach ve festivalde daha önce yarışan Madame Satã filmiyle tanıdığımız Karim Aïnouz dünya prömiyerini şubat ayında Berlin Film Festivali’nde yapan sıra dışı bir belgeselle festivalde dönüyor. Mülteci krizini Avrupa’nın tam kalbinde, Berlin’in artık kullanılmayan Tempelhof havaalanında gözlemliyor film: Nazilerin inşa ettiği Tempelhof havaalanının devasa hangarları, günümüzde savaştan kaçan göçmenlere ev sahipliği yapıyor. Tempelhof Havaalanı, biri 18 yaşında Suriyeli, biri 35 yaşında Iraklı iki göçmene odaklanıyor. Mültecilerin “medya tarafından histerik bir şekilde işlenmelerini” eleştiren Aïnouz, “insan onlar” diyor, “ne şanslıyım ki bana kendi hikâyelerini anlattılar.”

MUHİ

Muhi 7 yaşında, Gazzeli bir çocuk. Ender rastlanan hastalığı yüzünden elleri ve ayakları kesilmiş. O günden bu yana İsrail’de, bir hastanede yaşıyor. Yanında sadece büyükbabasıyla, İsrailli bir insani yardım kuruluşundan gelen gönüllü biri var. Ancak bir İsrail iki de Filistin kontrol noktasından geçerek ulaşabileceği Gazze’deki ailesini özleyen Muhi zeki bir çocuk; üstelik beklentilerin aksine olabildiğince mutlu da. 

RAHAT BİR NEFES 

Rahat Bir Nefes, İzlandalı bir anne ile Gineli bir göçmen kadın arasındaki yakınlığı mercek altına alıyor. Ken Loach ve Dardenne kardeşlerin sosyal gerçekçi filmleriyle karşılaştırılan Rahat Bir Nefes, İzlanda sinemasının yükselen yıldızı olarak nitelendirilen İsold Uggadottir’in ilk uzun metrajlı filmi. 

Kigali’de Kuş Sesleri 

Krzysztof Krauze’nin kariyerinin son filmi olan film mülteci krizine sinemanın pek alışık olmadığı bir bakış açısıyla, epeyce cesur bir yerden bakıyor. Filmin odağında iki kadın var: Biri soykırım esnasında Ruanda’da bulunan Polonyalı bir kuş gözlemcisi, diğeri ise yaşanan kıyımdan canını son anda kurtaran Ruandalı bir Tutsi. Bu iki kadın, yaşadıkları travmanın ardından gittikleri Polonya’da “bir arada” kalmaya ve dönülecek toprakların üzerlerinde bıraktığı kan izinden kurtulmaya çabalarlar.

STYX

Styx, 40 yaşlarında Avrupalı bir kadın doktorun hayal tatilinin mülteci kriziyle nasıl kesiştiğini anlatıyor. Rike, Cebelitarık’tan teknesiyle tek başına okyanusa açılıyor ve Ascunsion adasına doğru yola çıkıyor; ancak yolda feci haldeki bir mülteci teknesiyle karşılaşıyor. Avrupalıların hümanizmasının ve umudunun okyanusta yok oluşunu izleyen Styx, az diyalog ve sürprizli senaryosuyla günümüzün  toplumsal sıkıntılarından birini serinkanlılıkla ele alıyor.