İsrafın çözümü 'gıda bankası'

RAMAZAN BİNGÖL

ramazan@ramazanbingol.com

Ülke nimetlerimiz saymakla bitmezken, her gün çeşit çeşit lezzetlerle soframızı donatırken, gittiğimiz her yerde farklı ürünleri deneyimleme çabası içerisindeyken israfı engellemek ne denli mümkün? Geçtiğimiz hafta gündemi meşgul eden bir açıklama Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’dan geldi: “İsrafın önüne geçebilmek için porsiyonları küçültün”. Söylem hemen restoran ve lokantalar tarafından karşılık buldu. Peki, ama porsiyonları küçültmek israfı engellemede etkili olabilecek miydi?

İSRAFI NEDENLERİYLE İNCELEMEK LAZIM

Öncelikle israfın temel noktalarına değinmek lazım. Restoranlar lokantalar kadar evlerde de ekmek, kalan yemek gibi ürünler her çöple buluşuyor. Özellikle büyük otellerde verilen davetlerde kişi sayısının yarısı kadar neredeyse tatlı, et, ekmek vb. çöpe atılıyor. Çünkü kullanılan yada servis edilen ürünleri sonrasında başka bir misafirle buluşturmak hem hijyen hem de görsel açıdan mümkün değil. Durum böyle iken nasıl bir çözüm hedeflenmeli?

NELER YAPILMALI?

Tüm restoranlar lokantacılar ve tedarikçileri derneği başkanı olarak bu hafta çok sayıda yazılı ve görsel medya da konuyu, inceliklerini ve yapılması gerekenleri anlattım. Bir kez daha denk gelemeyenler ile paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Öncelikli olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, kültür bakanlığı, Türes ve sivil toplum kuruluşları, federasyonlar vb tüm ilgili kurumların bir araya gelerek GIDA BANKASI projesini hayata geçirmesi gerekiyor?

TEK ÇÖZÜM “GIDA BANKASI”

Porsiyonların küçültülmesi ancak tüm yiyecek-içecek çeşitleri için ayrı ayrı belli bir standardizasyonu uygulanarak yapılabileceği gibi ancak bu da kesin olarak bu sorunun çözümünü sağlamayacaktır.  Bu nedenle israfın önüne 

ancak “GIDA BANKASI” kurularak geçilebilir. Gıda Bankasının dünyanın birçok ülkesinde örneklerine rastlamak mümkün. Bu proje dört ayak üzerine inşa edilebilir:

BARINAKLARA GIDA YARDIMI

Restoranlarda servis edilmiş yemeklerin artıklarını sıcak-soğuk dengesini koruyarak ve belli hijyen kuralları çerçevesinde, paketlenerek hayvan barınaklarına ulaştırılabilir. Bu hem hayvan dostlarımızın yemek ihtiyacına çözüm bulacağı gibi büyük ölçüde de israfı engelleyecektir. Yine restoranlar, otellerin açık büfeleri gibi ekmek israfının yüksek oranda olduğu noktalardan günlük kalan ekmekleri alıp hayvancılık ile uğraşan vatandaşlarımıza ulaştırabiliriz.

İHTİYAÇ SAHİPLERİ UNUTULMAMALI

Otellerde yapılan geniş katılımlı düğün veya yemekli organizasyonlarda beklenen katılım sayısına göre yemek hazırlanır ve genelde beklenenin altında katılım olur. Ve yine katılımcıların büyük çoğunluğu geç servis edildiği için tatlı yemeden çıkar. Yani Türkiye genelinde gerçekleşen bu tip organizasyonda %50 tatlı %30 yemek israfı gerçekleşmektedir. Bu yemekler  ve tatlılar,  tespiti yapılmış dar gelirli ailelere, mülteci kamplarında yaşayanlara veya yetiştirme yurtlarına ulaştırılabilir.

SON KULLANMA TARİHİ YAKIN ÜRÜNLER DEĞERLENDİRİLMELİ

Özellikle marketlerde israfın en büyük kaynağı: kullanma tarihi yaklaşan gıdalardır. Son gününe kadar raflarda bekletilen ürünlerin alıcıyla buluşması hedeflenir. Ancak vakti dolduğunda hala satılamayan ürünler çöpe atılır. Vizyonu geniş marketler kalan ve satılabilecek ürün adeti hakkında yeterli öngörüye sahiptir. Bu nedenle kullanım tarihi yakın  ambalajlı ürünleri son 10-15 gün kala toplayıp imha etmektense tespiti yapılmış dar gelirli ailelere, mülteci kamplarında yaşayanlara veya yetiştirme yurtlarına ulaştırılabilir.

SÖYLEMİN EYLEME DÖNÜŞMESİ İÇİN

Üzerine konuşulan tartışılan ve özellikle de ülke genelini ilgilendiren bu ve benzeri konular çokça söylemden ziyade eylem üzerinde yoğunlaşmalı. İsrafı engelleyebilmek adına da aynı yöntem izlenerek harekete geçilmeli. Ancak tek başına bir ya da iki dernek bunu başaramayacağı için bu proje tüm ilgileri, özellikle de devlet desteğini yanına alarak harekete geçmeli. Dünya da çokça örnekleri görülen bu ve benzeri proje örneklerinin ülkemizde başarıya ulaşması için ihtiyaç duyulan tek şey birlik olmak.

BİREYDEN TOPLUM DEĞİŞEBİLİR

Kurumlar kadar bireylerde bu konuda üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeli. Mesela yolda gördüğümüzde öpüp, başımıza koyarak yükseğe kaldırdığımız ekmeği evlerimizde de aynı değerle korumalı, çöpe 

atmak yerine farklı lezzetlerde değerlendirmeliyiz. Bu konuda söylemden eyleme geçebilmek ve nasıl değerlendireceğini bilmeyenler için yol göstermek adına tarif paylaşmayı kendime görev sayıyorum. Umarım dikkate alır ve toplumu değiştirmeye kendinizden başlarsınız.

BAYAT EKMEK TİRİTİ

Malzemeler:

- 750 gr dana kuşbaşı

- 10 dilim bayatlamış ekmek
- 1,5 lt su
- 1 yemek kaşığı salça
- 1 adet piyaz şeklinde doğranacak beyaz soğan
- 1 adet kuşbaşı şeklinde doğranacak soğan
- 150 gr tereyağı (salça için)
- 150 gr tereyağı (tiritin üstüne dökmek için)
- 1 yemek kaşığı yaprak pul biber
- 1 tatlı kaşığı tuz
- (6 Kişilik - 30 dakika)

Hazırlanışı:

Bayat ekmeklerimizi irice parçalar halinde doğrayın, tepsiye sererek fırına atıp kızarıncaya kadar pişirin. Diğer taraftan tencerede etimizi ve soğanını ilave edin ve suyunu salıp tekrar çekene kadar güzelce kavurun. Ayrı bir tencerede tereyağını ilave edip erittikten sonra salçayı atın ve kavurun. Pul biberi, tuzu ve suyu da ilave ettikten sonra kaynamaya bırakın. Pişen etimizi ve piyazlık soğanı ekleyip, bu şekilde yarım saat süresince kısık ateşte pişirin. Hazırlamış olduğunuz ekmekleri tepsiye serdikten sonra karışımınızı ekmeklerinizin üzerine dökün. (Yoğurtla da servis edilebilir.)

Püf Noktası: Ekmek yerine pide de kullanılabilir.