Işın Karaca: Beni kraliçeler gibi yaşatıyorlar

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Anne olmak zor iştir, bir başkasının hayatını kendi hayatının önüne koyacaksın. Hem anne olmayı öğreneceksin hem de evlat olmayı öğreteceksin. Onu her şeyden hatta kendinden bile çok seveceksin. Onun canı yandığında senin de yanacak ama sen merhem olacaksın yaralarına. İşte bugün dünyanın hem en zor hem de en güzel işinin ağır işçilerinin yani annelerimizin günü… Bu vesileyle anneliğin hakkını veren sanatçılarımızdan Işın Karaca’yla buluştuk ve anne olmayı konuştuk… 

Bugün nasıl bir gün geçireceksiniz? 

Bugün, Londra'da hayalim olan bir konseri gerçekleştireceğim. Ama şöyle bir güzellik yaşayacağım; oğlum, kızım, eşim, annem, anneannem yani bütün ailem yanımda olacak...

Anne olmanın en güzel yanı ne?

Dokuz ay karnınızda taşıyorsunuz ve bire bir ilişkiniz oluyor. Sonra o küçücük beden canlanıp kucağınıza geliyor... Kızımın "Annem" diye seslenişini hiçbir şeye değiştirmem.

Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

Annelik bir kadının metabolizmik saatini tamamlıyor bence. Bir de şöyle bir soru var; "Doğuran mı, bakan mı?" Tabii ki doğurmakta çok önemli ama bakmak ayrı bir meziyet. 5 buçuk yıldır uyumuyorum. Kendi özel hayatım yok. Bu yüzden çocuk yetiştirmek dünyanın en güzel duygusu ama uykusuzluğu da cabası…

Alabileceğiniz en güzel anneler günü hediyesi ne olur?

El emeği göz nuruna çok inanan, kıymet veren biriyim. 10 yaşına kadar oğlumdan hep kendi yazıp hazırladığı kartları hediye aldım. Hâlâ saklarım. Benim için çok kıymetli. Kızım, her sene okulda yaptığı hediyeleri getiriyor. 3 yıldır eşim Tuğrul, çok özen gösteriyor Anneler Günü’ne. Beni kraliçeler gibi yaşatıyorlar. Sabah erkenden başucumda çiçeklerle uyanırım. Mia, her zaman boyundan büyük çiçekler getirir. Aslında her gün Anneler Günü ama o bir gün kendini özel hissetmek bambaşka bir duygu.

Sizin annenize aldığınız en güzel Anneler Günü hediyesi neydi? 

24 sene önce Türkiye'ye gelirken “Ben şarkıcı olacağım" diye gelirken annem, mücevherat kutusunun içinde bulunan ve yaşamı boyunca biriktirdiği tüm takılarını bozdurup cebime para koymuştu. “Annecim inşallah bir gün bunlarını yerine koyabilirim” demiştim... Her yıl anneme, kutuya koyması için takılar alırım. 

Annenizle sizin anneliğiniz arasında farklar var mı? 

Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dünyada muhakkak farklarımız vardır. Değişmesini istemediğim en önemli şey annemin verdiği disiplin. Disiplin değerlerini ve bir kadın olarak dik durması gerektiğini ben de kızım Mia'ya öğreteceğim... 

Rahat mı, pimpirikli misiniz?

Son derece rahat bir anneyim. Zaten tehlike arz eden şeyleri en başta öğretiyoruz. Kirlensin, yırtılsın üstü başı. Teri akana kadar oynasın. Yağmurda da oynasın. Şeker değil ki erisin, pimpirikli bir anne hiç olmadım.

Sizce her kadın anne olmalı mı?

Bu konuda fikrim çok net! Bence her kadın doğurmamalı. Anne olmamalı. Bakabileceksen doğurmalısın. 

İYİ BİR EVLATMIŞIM

Oğlunuz büyüdü. Peki, Mia büyüdükçe sizin hayatınıza nasıl bir katkısı oluyor?

Mia benim yenidünyam. Mia benim yeni yaşamım, unuttuğum ve çok sevdiğim duygularım. Mia benim özgürlüğüm. Tıpkı oğlum gibi… Katkısı; hayata tekrar başka bir pencereden baktığımı hatırlatması…

Kızınız Mia’yla yaşadığınız en özel anı anlatır mısınız?

Her anımız çok özel. Her gece masal okumamız, her gece banyo yapmamız ve dua etmemiz. Her şeyimiz şahane… Fıtık operasyonu geçirdiğim dönem, Mia’yla aramızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu ve bir kız evladının kıymetini anladım. Ben iyi bir evlatmışım, kızımın da böyle yetişmesini istiyorum. Bana bakması için değil merhamet özverisi yerinde olsun, insan sevsin ve sevmeyi sevsin istiyorum. Hiç üzülmesini istemiyorum ama üzülecek, biz de aile olarak onun parçalarını toplayacağız.

İKİ ÇOCUĞUM DA BENİ TEMSİL EDİYOR

Çocuklarınız ve işiniz arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

İki olgun çocuğum oldu. İkisi de benim işime ne kadar âşık olduğumu ve saygı duyduğumu bilir. Beni paylaşmayı öğrenmiş durumdalar. İkisi de beni sahnede gururla seyrediyor. Çok heyecanlanırım onlar beni sahnede izlediğinde

Çocuklarınıza “Annesinin kızı, annesinin oğlu” diyebilir miyiz?

Mia ve oğlum için annesinin oğlu ve kızı diyebilirsiniz. İki çocuğumda benim karakterimden çok fazla almışlar. İkisi de faklı taraflarımı aldı. Erdağ, dengeli ve akıllı, yaşından büyük zekâsı olan, aynı zamanda duygusal ve psikolojik olarak da çok sağlam bir çocuk... Mia daha bebeklikten yeni çıktı. İki çocuğumda beni temsil ediyor ama mia, küçük Işın Karaca…

Işın Karaca nasıl bir anne?

Işın Karaca anne değil, Işın anne. Bizim evde Işın Karaca'lık sökmüyor. Hatta annelikte ünün yeri yok. Evde yardımcım var elbette ama her gece kızımı ben yıkar, yatırırım. Her gece kızımın yatağıma girip bana sarılmasını seviyorum. 23 yaşımdaki oğlum da tatilden gelince sabah yanıma gelip sarılır... Şunu da söylemek istiyorum; eksik olmasın eşim Tuğrul gerçek bir baba…