İş için karakterimden ödün vermem

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR
aysun.yildiz@aksam.com.tr

Bu kez onu podyumda değil, ekranlarda izleyeceğiz. Tuğçe Sarıkaya, ‘Kalbimdeki Yabancı’ adlı dizisiyle seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Bu vesileyle kendisini ziyaret ettiğimiz güzel modelle hem oyunculuğunu hem yeni dizisini hem de şöhreti konuştuk. 

Modellik maceranız ne zaman başladı? 

Üniversitede Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okurken şansımı denemek için Best Model Yarışması'na başvurmamla başladı. 2009 yılında Best Model of Turkey Yarışması'na girdim Türkiye mankenler kraliçesi seçildim. Ardından 2010 yılında da dünyanın en iyi üçüncü mankeni seçilince, modellik kariyerim de başlamış oldu. 

Peki, eğitiminiz?
Bu süreçte eğitimimde devam etti. Bu yüzden modelliği sadece hobi olarak yapabildim. 3 yıl önce burslu olarak okuduğum okulumdan şeref öğrencisi olarak mezun olduktan sonra modelliği tam anlamıyla işim olarak görüp daha yoğun çalışmaya başladım. 
Kimlerle çalıştınız bu süreçte?
3 yıldır hem Türkiye'de ki duayen modacıların defilelerine hem de yurt dışındaki moda haftalarına katılan tek Türk modelim. Ülkemi her yıl Kosova, Tunus, Beyrut, Azerbaycan gibi birçok ülkenin moda haftalarında temsil ediyorum. Her zaman işimle gündemde olmayı tercih ettim. Yurt dışı moda haftalarından aldığım teşekkür belgeleri ve plaketler kendi ülkemden aldıklarımdan daha fazla diyebilirim. Bizim ülkemizde defilelerden çok, barlardan çıkarken yakalanan veya ünlü sevgili yapan mankenler ne yazık ki daha popüler.doğru bulmuyorum
Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?
Tabii ki doğru bulmuyorum ama herkesin kendi tercihi. Benim tercihim olan bir yaşam şekli değil, olmadı ve olmayacak da. Gündemde olmak gibi bir derdim yok. Yaptığım işler konuşulsun bu bana yetiyor. 
Hedefiniz model olmak mıydı yoksa oyuncu olmak mı? 
Aslında her iki meslekte benim küçüklüğümden beri hayalim olan fakat cesaret edip bir türlü adım atamadığım işlerdi. Modellik ve oyunculuğun kendilerine özgü zor tarafları var fakat özellikle oyunculuğun eğitimsiz yapılamayacağına inanan biriyim. Eğitim almadığım dönemlerde gelen teklifleri geri çevirmiştim. Eğitimimi alalı iki buçuk yıl oldu. O zamandan beri altı sinema filminde başrol oynadım. Şimdi de Türk-İran ortak yapımı olan bir dizide başrol karakterini canlandırıyorum. 
13 ÜLKEDE YAYIN YAPILACAK
‘Kalbimdeki Yabancı’ dizi filmine teklif gelince ne hissettiniz?

Konusu sıra dışı olduğu için çok heyecanlandım. Hafızasını kaybetmiş bir kadını oynamak, bana yepyeni deneyimler katacak. Sadece Türkiye›de değil uluslararası bir projede yer almak da beni çok heyecanlandırdı. Şubat ayında çekimlerine başladık. General Entertainment Media da gösteriliyor dizimiz,13 Ortadoğu ülkesinde yayın yapan bir kanal. Şu an kanalda tanıtımlarımız dönüyor,Temmuz'un 20'sinde de yayınlanmaya başlayacak.
Size bu teklifi kabul ettiren ne oldu? 
Yönetmenimiz Kamil Çetin, benim çok sevdiğim ve saygı duyduğum işinde usta biridir. Dizinin yönetmenliğini kendisinin yapacağını söyleyip bana da bu rolü teklif edince hiç düşünmeden “Evet” dedim. Ortaya süper bir iş çıkacağına emin oldum. Bir de rolün farklı ve zor olması beni çok heyecanlandırdı. Kabul ettiğim işlerde buna dikkat ediyorum. Daha önce sağır dilsizi ve kişilik bozukluğu yaşayan bir kızı canlandırdım. Benim gibi yolun başında bir oyuncu için bu tür roller büyük şans. Kendimi zorlamayı seviyorum. 
Dizide başrol oynuyorsunuz. Bunun sorumluluğu sizi tedirgin ediyor mu? 
1 Şubat'tan beri çekimlerimiz devam ediyor ve çok güzel bir set ortamımız var. Tolga Karel, Reha Beyoğlu ve Serkan Şengül’le birlikte başrolü paylaşıyorum. Yönetmenim Kamil Çetin'den yapımcımız Dağhan Baran'a ve kanal sahibimiz Sait Karimian'a kadar bütün ekibimiz bize güvendi ve böyle uluslararası bir projede bize başrol misyonunu yüklediler. Biz de disiplinli ve özveriyle çalışıp elimizden geleni yaptık. Tabii ki takdir izleyicilerimizin.
Oyunculuğu hayatınızın merkezine oturttunuz mu?
Evet şu an oyunculuk hayatımın merkezinde çünkü sette çok yoğun çalışıyorum. Haftanın 6 günü çalışıyoruz. Ancak çok sevdiğim Yıldırım Mayruk gibi duayen modacıların defilelerine iki elim kanda da olsa koşa koşa çıkarım. 
ESKİ HAYATIMI YAŞIYORUM
Şöhret hayatınızda neleri değiştirdi veya değiştirir?

Şöhret hayatımda aslında çok bir şeyi değiştirmedi. Çünkü ben hala eski hayatımı yaşıyorum. Dostlarım, arkadaşlarım aynı.Şöhret sadece daha çalışkan olmamı sağladı diyebilirim.
Kaderci misiniz? 
Biraz kaderciyimdir ama Kuran-ı Kerim’de geçen ‘Biz insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık’ sözünü çok severim. 
Peki, sizce en tehlikeli duygu hangisi?
Hırs çok kötü bir duygu bence. Hırslı olan insan hem kendine hem çevresine hatta sevdiklerine bile zarar verebilir. Bu yüzden elimden geldiğince özel hayatıma sokmam hırslı inanları. Bence hırs yerine azimli olmalı insan. İşine tutkuyla bağlı olmalı.
Kendinize bir koruma kalkanı oluşturdunuz mu?
Bunun adı koruma kalkanı mı bilmiyorum ama kurallarım, prensiplerim var. Zor bir piyasada ayakta durmaya çalışıyoruz. En en büyük koruma kalkanım bu piyasanın bazı kurallarına uymadan, yaşamayı seçmem. İşimi yapacağım diye karakterimden ödün vereceğim şeyleri asla yapmadım ve yapmam. Benim için önce Tuğçe'nin iç huzuru önemli. Geriye baktığımda keşkelerim, pişmanlıklarım olsun istemiyorum ve bunun için çabalıyorum.

İKİYÜZLÜLÜK BENİ ÜZER

Hayatta sizi en çok ne üzer ve ne mutlu eder?
Haksızlık yapılması ve ikiyüzlülük beni çok üzer. Emek verdiğim bir işte güzel netice almak ki bu her şey olabilir spor, diyet, yemek yapmak (gülüyor). Güzel netice almak beni mutlu eder.
Ünlü fotoğrafçı Jerry Stolwijk'in objektifiyle yolunuz nasıl kesişti?
Jerry’le daha önce de bir dergi çekiminde çalışmıştık. Çok pozitif biri, işini ve stilini çok beğendiğim bir fotoğrafçı. Bu yüzden kendisiyle özel bir konsept portfolyo çekimi yapmak istedim. Çok güzel bir çalışma oldu ve beğendiğim içime sinen fotoğraflar ortaya çıktı.