İnternet, sanatı tüketiyor

Gökhan Kırdar, sosyal medya sayfalarında tüketilen sanata “dur” demek için “Aşkla Düşleyiş” adını verdiği projesini hayata geçirdi. Proje, İngilizce ve Türkçe olarak 20 dakikalık bölümler halinde internet üzerinden tüm dünyada yayına sunulacak. İçinde birçok ilki barındıran projeyi konuşmak için bir araya geldiğimiz Kırdar, yeni projesini AKŞAM okurları için anlattı.

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

ESERLERİMİ BULAMAYACAKSINIZ!

İlk “aşkla” kelimesini kullandığım dönem 2004 yılıydı. «Nasıl olsa düştüm aşka/Düşe-kalka geldim, ya sen? Öğrendim döndüm aşkla/Başa döndüm geldim, ya sen?” gibi bir şarkı yazmıştım. O günden bugüne de yazdığım her cümleyi “aşkla” bitirmeye başladım. Devamında fanlarım da kendi cümlelerinin sonunu aşkla kelimesiyle bitirmeye başladı. Biz de artık bu kelimenin benimle özdeşleştiğini fark ettik. Bu kelimenin benim felsefi sloganım ve benimle özdeşleşmesi nedeniyle “Aşkla Düşleyiş” adında bir projeyi hayata geçirdik. İnteraktif bir şekilde internet üzerinden şarkılarımın sözlerini, yeni yazdığım sözleri hatta o anda aklıma ne geliyorsa yazdığım sözleri paylaşmaya başladım. Hayranlarım tarafından bu sözler hep takip edildi. Daha sonra yazdıklarımı besteledim ama onları henüz paylaşmadım. Şimdi geçen 7 yılın ardından kitap, video, müzik ve tasarım olarak dört sanat dalını birleştiren özel bir projeye dönüşmüş oldu. Bugüne kadar yayımlanmış, yayımlanmamış, yurtdışında yayımlanmış albümlerim, dizi ve film müziklerini içinde barındıran diskografi adında bir kategori yayımladık. www.gokhankirdar.info ya da www.loopus.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Bu kataloğun özelliği benim bütün çalışmalarımı kategorize ediyor olması ve haftalık olarak bu diskografinin eldeki çalışmaları düzenli olarak yayımlamaya başlayacak olmamız. Artık internet üzerindeki hiçbir adreste eserlerime rastlayamayacaksınız. Çünkü avukatlarım aracılığıyla yasal haklarım kullanarak hepsini temizleyeceğiz. Bulacağınız tek adres gokhankirdar.tv olacak. Burada haftalık olarak düzenli yayın yapacağız ve kim olursa olsun dünya üzerinden buraya davet edeceğiz ki çalışmalarımı takip edebilsinler. En önemlisi de hiçbir şekilde indirilemeyen bir format olması. Çünkü herkes şu anda internet üzerinden sanatı tüketiyor.

ŞİMDİ HERKES KORSAN OLDU

2005 yılında 5 albümü bir yıl içinde yayımlamıştık. Maalesef o dönem internet kullanımının yaygınlaşması ve izinsiz şarkı yüklemelerinin başlamasıyla albüm satışları düşmeye başladı. O kadar emek verdiğiniz bir şey yayımlanıp hiçbir geri dönüş almayınca bu yapılamaz bir hâl almaya başladı. Düşünsenize bir ekmek fırınınız var. Buğday, un alıyorsunuz; ekmeği pişiriyorsunuz ve onu bedavaya dağıtıyorsunuz. Bu böyle daha ne kadar devam edebilir. Ben de albüm çıkarmaya on yıl ara verdim. Üretsem bile yayımlamadım. Sadece film ve dizi prodüksiyonlarında onları üretmeye devam ettim. O şarkılar beğenildi, hit oldu. Bir şekilde sosyal medya sayfalarında yayımlandı. Ama stüdyo kayıtlarını hiçbir şekilde yayımlamadık. Bekledik belki bir değişim olur diye çünkü baktığınızda hem ahlaki hem yasal olarak bir suç işleniyor. Eskiden korsanlar vardı şimdi herkes korsan oldu. Marketten alışveriş yapıp parasını ödemeden kaçıp gitmiyoruz da söz konusu müzik olunca bunu neden yapabiliyoruz. Bunun önüne geçilmesi gerektiği için de böyle bir tepki koyduk ve yaptığım çalışmaları yayımlamayı bıraktım. Ama aradan on yıl geçti ve hâlâ değişen bir şey yok. Ve ben

 artık 40’lı yaşlarımdayım bunun düzelmesini bekleyemiyorum. 

BENİM İÇİN UYUMAK, ÖLÜMÜN ALIŞTIRMASI

Her insan yıllar geçtikçe değişmelidir. Değişmekle kastettiğim şey olduğundan daha iyi olmalıdır.  Gelişmelidir, dönüşmelidir. Olduğu yerde sayan kavramlar yok olmaya mahkûmdur. Çünkü saat hep pozitif yönde hareket eder. Geri dönmek istesek de zaman dediğimiz olgu tamamen ileriye doğru hareket eder. Zaman dediğimiz şey bir periyot aslında bir periyodu tamamladığımızda zaman kavramı ortaya çıkmış oluyor. Ama hep aynı yere dönse de hiçbir zaman aynı şey yaşanmıyor. Böyle bakınca ben aradan geçen bir günün bile bende çok şey değiştirdiğini düşünüyorum. Her gün yeniden doğuyorum. Benim için uyumak ölümün alıştırması gibi... Öldüğümüz zaman da böyle bir dünyanın içine gireceğimizi düşünüyorum. Yaradılışımı bunu bize alıştırıyor. Öldüğümüz zaman belki de “Rüyadaymışım” diyeceğiz. Hiçbir şey bilmiyoruz. Var ya bir şarkı “dönen yok seferinden” diye, yani öldükten sonra mesaj gönderen birileri yok. Biz sadece buna inanırız. Ölümden sonra da bir hayatın olduğuna inanmak isteriz. Buna inanmadan yaşayan insan iyi kalple yaşayamaz ki. Hep kötü kalple yaşarsınız “Nasıl olsa ölünce toprak olacağım” der ve iyilik üretemezsiniz. Belki de kötü kalpli olanlar hep buna inanmadıkları için böyle yaşıyorlar. Kimse yanlış anlamasın ama düşünüce ve düşleyince işte “Aşkla Düşleyiş” böyle çıkıyor. Düşleyince ve düşününce böyle sonuçlara varıp bunları şarkı sözü haline getiriyorum işte. Nedeni de ben öldükten sonra bile bu düşündüklerim dinlensin ve söylenmeye devam etsin.