İlginç firar öyküleri

SİBEL ATEŞ YENGİN
sibel.ates@aksam.com.tr

Çekirge bir sıçrar iki sıçrar üçüncüsünde yakalanır misali uyuşturucu baronu “El Chapo” (bücür) lakaplı Joaguin Guzman’ın da bir yıllık firarı sona erdi. Birkaç gün önce Los Mochis kentinde gizlendiği otel odasında yeniden yakalandı. El Chapo’nun yüksek güvenlikli hapisten kaçıp yeniden yakalanması, ilginç firar öykülerini hatırlamamıza vesile oldu. Biz de filmlere konu olacak türden kaçma hikâyelerini derledik. Önce yazımıza konu olan El Chapo’nun hapishaneden kaçma öyküsünü hatırlamaya ne dersiniz?

EL CHAPO YİNE YAKALANDI

El Chapo 58 yaşında. Daha önce iki kez firar etti. Ancak dedim ya çekirge, üçüncü kaçışından tam bir yıl sonra yine yakalandı. Chapo’nun da kaçışı tünel kazmayla gerçekleşti. Duşların 19 metre altına kazdığı 1,5 kilometrelik tünel onu özgürlüğe kavuşturdu. Bir milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zenginleri listesine giren El Chapo’nun bir daha kaçmayı başarıp başaramayacağı da merak konusu. 

EN BÜYÜK TOPLU KAÇIŞ

Türkiye'nin en iyi korunan cezaevleri arasında yer alan Metris Askeri Cezaevi'nden 1988 yılında çeşitli sol örgüt üyesi 29 kişi kaçmıştı. En büyük toplu kaçış eylemi olarak tarihe geçen kaçış 60 metrelik tünelle gerçekleşmişti. 

KELEPÇEDEN KURTULDU

Bir mahkûmun dudak nemlendiricisiyle kelepçelerinden kurtulup üstelik üç polisin gözünün önünden kaçması size bir film sahnesini hatırlatmasın. Çünkü tutuklu Richard McNair bunu gerçekleştirmiş. Ancak yeniden yakalanmış. Bu kez hapishanenin havalandırma borularını kullanarak kaçmayı başarmış. 10 ay sonra yakalandığında artık güvenlik önlemlerinin yüksek olduğu bir cezaevine yerleştirilmiş. Uyanık McNair, bu sefer de posta çantalarını tamir etme işinde çalışırken en büyük çantanın içine girip kaçmayı başarıyor. 

CESETLERE RASTLANMADI

1962’de Frank Morris, Clarence-John Anglin San Fransisko’nun Alcatraz Adası’nda en usta suçlular için inşa edilmiş, kaçış ihtimalinin minimumda olduğu bir hapishaneden kaçmayı başardılar. Mahkûmlar, elektrikli süpürge motorundan matkaba benzeyen bir alet yapıp hücre duvarlarını parçaladılar ve havalandırma borusuna ulaştılar. Bacadan sahile inip 

yaptıkları sandallarla San Fransisko Körfezi’ne doğru yola çıktılar. Kaçtıkları anlaşılmasın diye de sabundan kafa, saç, yapıp yatakları doldurmak içinse tuvalet kâğıdı kullandılar. Mahkûmların hiçbirinden haber alınamadığı için körfezde boğularak öldükleri düşünülüyordu. İşin ilginç yanıysa körfezde hiçbir cesede rastlanmamasıydı.

FİLMLERE KONU OLDU

Amerikan Sapığı ve Kuzuların Sessizliği gibi birçok filme konu olan Ted Bundy’nin hikâyesi de epey ilginç. Öldürme yöntemi boğma ve kafaya şiddetli darbe indirmekti. Bu yöntemle 30'dan fazla kadını öldürdüğü sanılan Bundy, 2 kere hapisten kaçmayı başardı. Avukat olduğu için kendi avukatlığını da yapan Bundy, bir gün hukuk kitaplarına bakmak için kütüphaneye gitmek için izni ister. Kabul cevabı alınca ikinci katta bulunan kütüphaneye çıkar ve penceresinden atlayarak kaçar. Bir hafta sonra yakalanan Bundy, iflah olmaz ve hücresinin zeminine bir tünel kazar. Gelin görün ki tünelin ucu başgardiyanın evine çıkar. Şans bu ya o sırada gardiyan evde olmadığı için Bundy, adamın kıyafetleriyle kaçar.