İlahi bereket ve ikramın adı: Aşure

RAMAZAN BİNGÖL

ramazan@ramazanbingol.com

Duayla pişirilmiş, bir gelin gibi süslenmiş, komşunun selamıyla gelmiş, bereket timsali en güzel ikram Aşure… Birçoğunuz belki de çoktan aşuresini kaynattı, komşularıyla paylaştı, misafirlerine ikram etti bile. Ancak yine de aşurenin tarihini bilmeyenler için anlatmayı faydalı buluyorum. 

MUHARREM AYININ FAZİLETİ

Aşure, tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eski olan ve hâlâ devam eden geleneklerimizden. İnanışlarımıza göre aşure yapmak, yemek ve özellikle de başkalarına dağıtmak, bereket dilemektir. Aşure pişirilen evlerde bir sene boyunca bolluk bereket olacağı, yoksulluk görülmeyeceği, yiyenlerin şifa bulacağına inanılır. Aşure pişerken karıştırmak için kullanılan kepçeye ibrişimle delikli gümüş paralar bağlamak, daha sonra bunları yıkayıp yine bereket olsun diye keseye koymak geleneklerden gelir. Aşureyle ilgili rivayetlerden en çok bilineni Nuh Tufanıyla ilgili olanıdır. Tufanın sona erdiği, Muharrem ayının 10. günü sular çekilmiş ve gemi Cudi Dağı eteklerinde karaya oturmuştur. Müminler kurtuldukları için bir gün şükür orucu tutmuşlar ve ellerinde az miktarda kalan bütün erzakları birleştirip çorba yapmışlardır. Ve yapılan bu çorbanın adı “ Aşuredir” 

HER MALZEME BİR ESMA’YA İŞARET

Nuh peygamber zamanından gelen aşure geleneği, Osmanlıdan sonra daha da önem kazanmıştır. Osmanlı zamanında bu aya çok önem verilir, Muharrem ayının 10. Gününe oruçla başlanır, Aşure içine konan her malzeme birer esmaya işaret sayılır, kazanlarca aşureler yapılıp eşe dosta, konu komşuya dağıtılırmış. Gönüllü “aşure sebilcileri” Fakire, fukaraya aşure dağıtırlarmış. Evlerde ise evin en yaşlı olanı aşure kazanını Yasin-i Şerif okuyarak karıştırır, kazanın ağzını kalaylı bir tepsi, onun üstünü de beyaz bir örtü ile örter, yerken ise salâvat getirirlermiş. Günümüzde de aşure hala aynı öneme sahip. 

HİKÂYESİ DE YAPILIŞI DA FARKLI 

İslam dininde olduğu gibi diğer din ve mezhepler de de farklı öneme sahip aşure. Ermeniler, 6 Ocak’ta “anuş-abur” yaparken; Rumlar, buğday, kuru üzüm ve bal ile yaptıkları “koliva”yı kilise kapısında dağıtıp ortasına bir mum diktikleri bir tabakla mezarın başına yerleştirmektedirler. Alevi kültüründe ise Kerbela Savaşı’nda Hz. Hüseyin’in öldürüldüğü günde aşure pişirilmesiyle aşurenin hiçbir hayvansal ürün içermemesi arasında bağlantı kurulur ve şiddet genel olarak protesto edilir. Yapımında da farklılıklar bulunuyor ve bazı yörelerde aşure yapımı için kullanılan malzemelerden, sıcak ya da soğuk olarak tüketilme durumuna değişiklik gösterebiliyor. Örneğin; bazı bölgelerde kurban kesen kişinin aşure yapması gerektiği söyleniyor ve bu kişiler, kestikleri kurban etinden bir parça saklayarak ve aşure pişirirken içine ilave ediyor. Bazı bölgelerde ise aşure, pişirilmiş keşkekle misafirlere ve komşulara ikram ediliyor. 

7 KİŞİYE DAĞITILMALI

Hikâyesi her ne olursa olsun aşure insanları birleştirici, kaynaştırıcı niteliğe sahiptir. Özelliklede günümüz şehirlerinde. Birbirlerini tanımayan konu komşu belki de bu bereket sayesinde iki kelam edebiliyor ve sonrasında arkadaşlıklar kuruyor. Ayrıca bölgemizde pişirilen aşurenin en az 7 kişiye dağıtılması gerektiği inanışı da yaygındır bu yüzden de Muharrem ayı boyunca evlerde ve işyerlerinde bol miktarda aşure pişirilir. Aşure yaparken kullanılan malzemelerin taze ve kaliteli olmasının yanı sıra pişirilme ve sunumda da dikkat etmemiz gereken bazı durumlar söz konusu. Bakliyatlar ayrı ayrı ve soğuk suyla akşamdan ıslatılmalı, ertesi gün yine ayrı ayrı haşlanıp (pişme süreleri farklı olduğu için), suları süzüldükten ve kabukları ayıklandıktan sonra tencereye katılmalıdır (Bakliyatların sularının süzülerek tencereye katılması aşurenin renginin berrak olmasında büyük önem arz ediyor.) Aşurenin kararmaması içinde incir ve ceviz gibi malzemeler yalnızca süslemede, o da aşure soğuduktan sonra eklenmelidir. Unutmayalım ki: Başarılı bir aşure, kıvamı yerinde, rengi berrak ve malzemesi bol olmalıdır. Aşure yapılırken özellikle kişi adedini belirlememiz gerekir. İçerisine koyacağımız malzemelerin miktarı kişi sayısıyla orantılı olmalıdır ki yemeyen kalmasın. 

Aşure yapmanın püf noktalarını bilmek ister misiniz? 

Kullanılan malzemeler:

- 500 gr. Buğday

- 250 gr. Fasulye              

- 250 gr. Nohut

- 250 gr. Üzüm     

- 250 gr. kuru kayısı

- 250 gr. İncir                    

- 1 çay bardağı pirinç

- 1 kg toz şeker

- Yarım çay bardağı az gül suyu           

- 1 Elma

- 1 su bardağı süt

- Su

Süsleme İçin:

- Nar tanesi

- Fındık

- Ceviz

- Tarçın

- Kuş üzümü

- Fıstık

Hazırlanışı:

Akşamdan nohutu tuzlu ve sıcak suyla ıslatıyoruz. Fasulyeyi ve buğdayı da ayrı kaselere koyup soğuk suyla ıslıyoruz. Sabah fasulyeyi ve nohutu süzdükten sonra ayrı tencerelere koyup, üzerlerini aşacak şekilde su dolduruyoruz ve haşlıyoruz.(Kaynayınca köpüklerini alıyoruz.) Sonra sularını süzerek tencereye alıyoruz(Buğdayın kara suyunun çıkmasına dikkat edelim) Üzerini 3 parmak aşacak şekilde sıcak suyla dolduruyoruz. 5 dakika kaynatıp altını kapatıyoruz ve 10 dakika dinlendiriyoruz. Dinlendirdikten sonra 1 taşım daha kaynatıyoruz ve yine 10 dakika dinlendiriyoruz. Tekrar ocağa koyduğumuzda, suyu azalmış olduğu için kaynar su ekliyoruz. Nohutu ve fasulyeyi ilave ediyoruz. Kuru üzümleri iyice yıkayıp süzdürdükten sonra tencereye ekliyoruz ve hepsini bir kaynatıyoruz. Buğdayın özü çıkıp kıvamı koyulaştığı için yine kaynar su ekliyoruz. Yarım saat sonra içine yıkanmış süzülmüş pirinci ilave ediyoruz. Soyulmuş ve küp doğranmış elmayı ekliyoruz. Küp doğranmış ve suda bekletilmiş kayısıları da yıkayıp süzüyoruz ve tencereye ilave ediyoruz. Azaldıkça kaynar su ekliyoruz. Bu ölçüler için toplamda 15 ila 20 litre arası su kullanıyoruz. Elmalar pişmek üzereyken sütü ekliyoruz. Son olarak şekerini ve gül suyunu döküyoruz. İncirleri küp doğrayıp suda haşlıyoruz. Suda bekletiyoruz (Kara suyu çıkana kadar) Suyunu süzüp yıkıyoruz. İncirleri de en son tencereye katıyoruz. Bir taşım daha kaynatıyoruz ve sıcakken kaselere paylaştırıyoruz. Üzeri kabuk bağlayınca, nar tanesi, fındık ve ceviz kırığı, tarçın, kuş üzümü ve dolmalık fıstıkla süsleyerek servis ediyoruz.